Utancımızsınız...! / Zahide UÇAR

Zahide UÇAR
 Utancımızsınız...!


Evangelist Müslümanlar tezkereyi meclisten geçirdi. 
NATO’nun Libya’da ne işi var diyen Erdoğan çark ederek NATO’nun Libya’ya çıkarma yapması için güzelleme yapmaya başladı. Türk Devleti tarihinde ilk defa Haçlı Orduları’nın safında yer aldı. Bu rezil karar sadece bizler için değil, gelecek nesiller için de bir utanç kararı olacaktır. 


Türk Milleti tarih boyunca mazlumun yanında yer aldı. Erdoğan’ın sürekli saydığı farlılıkların ülkemizde bulunmasının nedeni budur. Başka ülkelerin zulüm ve katliamıyla karşılaşan mazlum insanlara hep kucak açtık biz.

Rus bloğu dağılınca emperyalist Amerika’nın derin evangelist güçleri yeni tehdit olarak İslam ve İslam coğrafyasını seçti. 11 Eylül bahanesi ile ilk haçlı seferi Afganistan’a yapıldı. Sonra Irak’a… Amerika’nın Blackwater özel ordusu, yasal muafiyetleri nedeniyle dokunulmazlık zırhına bürünmüş durumda görev yaparken binlerce sivili hunharca öldürdü. Erdoğan bu insan kasapları ülkelerine sağ salim dönsün diye dua etti. Ondan sonra da Kılıçdaroğlu’nu Filistinlilere üzülmemekle suçladı. Doğrusu Başbakanı bu kemik(!) yapısından dolayı kutlamamak mümkün değil… Her yedikleri haltı tersine çevirmekte bu AKP ekibi pek mahir. Eee… Deccal’ı da böyle tarif ediyorlar. Deccal karayı ak gösterecektir. Deccalın bastığı yer yeşerecektir!

AKP ekibi Irak operasyonu ve İslam coğrafyasında yapılacak operasyonlar için özel olarak kurulmuş bir partidir. Emperyalis devletlerle yaptığı işbirliği Sevr’in babalarını cesaretlendirmiş, Kurtuluş Savaşı ile emperyalizmi ilk yenilgiye uğratan Atatürk’ün ülkesinden de intikam alma fırsatı doğmuştur.

Irak’a katilleri ile saldıranlar aslında Mısır, Tunus, Libya’dan önce Türkiye’ye saldırdı. Atatürk’ü ve Cumhuriyeti temsil eden kim varsa, hangi kurum varsa oraya saldırdılar.

Şimdi anladınız mı Atatürk’ün Ordusuna niye saldırdılar? Şimdi anladınız mı tutuklu, uysallaşmış bir orduyu Müslüman kardeşine karşı haçlı vampirlerin yanında yer almaya nasıl razı ettiler? Türk Ordusu kiralık Blackwater özel ordusu değildir! Bu utanca ortak olmamalıdır. Gelecek nesillere bu utancı miras bırakmaya kimsenin hakkı yoktur!!.

Atatürk’ün hain ilan edip Yunanistan’a yolladığı Rum papazın kemikleri niye İstanbul’a getirildi sanıyorsunuz. AKP eli ile Atatürk ve Kurtuluş Savaşından intikam alınıyor. Atatürk’ün fitne yuvası dediği Patrikhanenin yeni fitne başı Bartholomeos’a “Ekümenik” vasfı vermek isteyen AKP ve şürekası, Kurtuluş Savaşında büyük mücadele veren madalyalı Papa Eftim’in torunu Sevgi Erenerol’u hapse tıktı(!).. Sevgi Erenerol ülkemizde AKP izniyle yürütülen misyonerlik faaliyetlerini izleyip deşifre ediyordu. Şimdi küresel çete eliyle esir edildiği zindanından bırakılmayı bile istemiyor. Diyor ki; “Doğuda gencecik çocuklarımız şehit olurken ben azad edilmeyi istemeye utanırım.” Atamızın emaneti Sevgi Erenerol’a sahip çıkamamaktan da bizler utanmalıyız.

Resmi kabullerin İstanbul’da yapılması Cumhuriyetin Başkenti Ankara’ya meydan okumaktı.
Atatürk ve Kurtuluş savaşı neyi temsil ediyor? Emperyalizmi durdurarak ilk yenilgiyi tatmalarını temsil ediyor. Dünyada bağımsızlık ateşinin yakılmasını temsil ediyor. İşte o yüzden Atatürk ve eserlerine savaş açıldı.

Aslında AB-D Libya’dan önce Türkiye’ye girdi. İşgalci önce basını esir alır. Türkiye’de aldı mı? Aldı!.. Ordu komutanlarını esir etti mi? Etti! Komutanları esir alınmış ordu süngüsü düşmüş olarak Haçlı güruhun peşinde Libya’ya gidiyor mu? Gidiyor!

Bu işgali kim ile beraber yaptılar? Kurup iktidar yaptıkları AKP ile. Başbakan olmadan başbakan gibi ağırladıkları Recep Bey ile…

Tezkereye evet diyen Milletvekilleri “Atatürk’ün kurduğu, adının başında Türk bulunan meclisimiz” dün bir utanç kararına el kaldırdı. Baykal’a 1 Mart tezkeresine hayır demenin bedeli CD servisi ile ödettirildi. Anlaşılan o ki CHP “uysallaştık, hizmete hazırız, bizi de kullanın” mesajı yolluyor. Yazıklar olsun Atamın kurduğu bu partiye!!.

Sayın Kılıçdaroğlu, bedelli askerlik diyordunuz. Bu ülkeden en az pay alan garibanın çocuğu asker olsun derken, mutlu azınlığın, Türk Milleti’nin ekmeğine kan doğrayan TÜSİAD ve Bayan Boyner gibilerin çocukları askerden parayla yırtsın diyordunuz. Şimdi kimi göndereceksiniz Libya’ya?

Irak’ta ABD cinayetlerini destekleyen AKP, Türkmen varlığını hepten unuttu. Zaten Türk deyince tüyleri diken diken oluyor. Böylece Irak’da Türkiye’ye tehdit unsurlarını desteklemekle kalmadı, imar da etti.

Trakya sınırımıza insan kaçakçılığı bahanesi ile AB Ordusu yerleştirildi, AKP’nin gıkı çıkmadı. Türkiye’nin nefes alma kapısı Azerbaycan Ermeni soytarılığı ile kapatılmaya çalışıldı. Türk dünyasında Türkiye baş ise Azerbaycan boğazdır denir. Emperyalist dünya Ermeni kartı ile bu boğazı kesmeye kalktı.

Türkiye çevriliyor, kuşatılıyor. Çıkış kapıları kapatılıyor. Bu size Türkiye üzerinde bir plan olduğunu anlatmıyor mu? Libya’nın iç karışıklığına müdahaleye onay veren meclis, sivil iteatsizlik kararı alan PKK’ya müdahale ederse kendisine de NATO müdahalesini kabul edecek mi?

Kıbrıs savaşında Emperyalist saldırıya karşı bize destek veren Kaddafi ve Libya Halkına karşı aynı emperyalizmin yanında yer almak ne acıdır. Ne utanılası bir durumdur. Başımızı öne eğdin Recep Bey… En çok neye şaşırıyorum biliyor musun? Bu kemik yapınla(!), bu boyu nasıl taşıdığına…

Dostlar, bizler Araplar bize ihanet etti derken Arap dünyasını genelleriz. Aslında Filistin ve Suudiler dışında ihanet eden de yoktur. Gerisi bizim yanımızda dizlerinin üzerine çökene kadar savaşmıştır. AB-D maşası mandacı aydınlar ve İngilizler bizi AB-D ye bağlamak için bu yalanı yaymıştır.

Millî mücadelenin başladığı yıllarda Türkiye’nin özellikle Güney ve Doğu bölgelerinde diken üstünde duran milletdaşlarımıza Şeyh Sunusi şehir şehir dolaşarak M. Kemal ve Ankara Hükümeti lehine vaazlar verir. İstiklâl savaşının bütünüyle din adamlarının tesir ve yardımıyla millet hareketine dönüşmesi belgelerle sabit tartışılmaz bir vakıadır. Millet üstündeki manevî karizması bakımından din adamlarının içinde en fonksiyonel olanlardan biridir Libyalı Şeyh Sunusi.
O günlerde Gaziantep’te ilkokula başlama yaşlarında olan tarihçi Prof. Cahit Tanyol’un anlattıkları gerçekten ibretlik bir vaka. Tanyol’u dinleyelim: “O zaman ilkokulun ihtiyat sınıfındayım. Bir sabah okula geldiğim zaman çocukların bahçede toplanmış olduğunu gördüm. Din dersleri muallimi Hafız Halil Efendi’nin konuşacağını söylediler. Halk da okulun bahçesinde toplanmıştı. Az sonra Hafız Halil Efendi kürsüye çıktı. Titrek ve fakat heyecanlı bir sesle: ‘Din kardeşlerim, sizi Şeyh Sunusi Hazretlerinin bir müjdesi için buraya topladım’ dedi ve şu olayı anlattı. ‘Şeyh Sunusi Hazretleri bir gece Peygamberimizi rüyasında görmüş ve koşup elini öpmek istemiş. Peygamber kendisine sol elini uzatmış, buna şaşıran ve mahzun olan şeyh, Peygambere: ‘Ya Resulullah niçin sağ elinizi vermediniz?’ diye sual edince şu cevabı almış: ‘Sağ elimi Ankara’da Mustafa Kemal’e uzattım.’ Bu rüyayı anlatan Hafız Halil Efendi’nin elleri, çenesi ve dili titriyordu. Gözleri dolu doluydu, konuşması kalabalığı elektriklemişti. Birden gür ve imanlı bir sesle: ‘Ey ahali, Mustafa Kemal muzaffer olacak, Peygamber Efendimizin sağ eli onun elindedir. Buna iman edin’ diye haykırdı ve kürsüden indi. Sonradan öğrendiğime göre bu rüyayı camide va’az etmiş ve imanlı tefsirlerle tamamlamış. Bu basit rüya belki bugün için önemli bir olay değildir. Fakat o günün toplum psikolojisi bakımından paha biçilmez bir kıymetti” (Yakın Dönem Halkçılık ve Atatürk, Cezmi Eraslan, s. 161, Kumsaati Y. İst. 2003).

O dönemde Saidi Nursi ne yapıyordu dersiniz? Sinan Meydan “Hür Adam Hürriyet Savaşı’nda Neredeydi” başlıklı yazısında “Hür adam Boğaz’da Çamlıca’da oturuyordu” diye anlattı. İyi ki oturmuş Sinan Bey. Şimdi yolunu izleyenlerden F kolu, Emperyalist tecavüze peçete tutuyor.

Libya’ya soyguncu hırsızların yanında gitmeyi içine sindiren Evangelist Müslümanlar, Türkiye’yi İslam dünyasında “işbirlikçi” olarak damgalatacaktır.
Hani Recep Bey Menderes’in mirasına sahip çıkmıştı ya? Haklıdır kendisi. O da din rantı yerken Cezayir’in bağımsızlık kararına karşılık Fransa’nın yanında yer alarak “hayır” demişti. Aynı Menderes Filistinli Müslümanlara yardım yolluyorum diye uçaklar kaldırırken Türk Pilotlar Filistinli Müslümanların havaalanını ele geçirmesi üzerine tutuklanır ve aslında Hristiyanlara yardım ettiklerini öğrenir.

Atatürk’ü din düşmanı olarak anlatanlar ve bu yalana inananlar, şimdi anladınız mı gerçeği? Anıtkabiri ziyaret etmemek için kırk dereden su getiren Araplar, alın size Müslüman(!) Recep ve Gül… Başbakan BOP eşbaşkanıdır. BOP 22 İslam ülkesinin aynen Irak gibi bölünmesi ve Irak usulü demokrasi getirilme projesidir. Libya bölünmeye giden ikinci ülkedir. Irak savaşından önce ABD Savunma Bakan yardımcısı Paul Wolfowitz: “Biz Irak’a müdahale konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoğan bize cesaret verdi.” (Irak işgalinden üç ay önceki Türkiye ziyareti esnasında yaptığı açıklamadan.)
Gül ise ABD kaynaklı Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) hakkında şöyle dedi: “Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Türkiye’nin dış politika ilkelerine uygun. ABD ile hareket ediyoruz. Amacımız İslam ülkelerine özgürlük ve demokrasi getirmek.” (6.3.2006, Vakit)

Kurtuluş savaşı döneminde de birçok tarikat şeyhi itilaf devletleri ile birlik oldu. İhanetleri nedeniyle cezalandırıldıkları için geride kalan yandaşları “dine sahip çıktıkları için” cezalandırıldıkları yalanını yaydı. Bu yalan yıllarca işlendi ve halk inandırıldı. Recep Bey ve şürekası bu yalan ve iftira sahiplerinin desteği ve Kurtuluş Savaşında karşı cephede yer alan muadillerinin mirası üzerinde oturuyor.

Onlar yalanlarını yıllardır yazıp çizerken, sahte Atatürkçüler bu yalana karşı hiçbir şey yapmadı. Yapmaları da beklenemezdi. Onlar Atatürk’ten intikam almaya yemin eden Masonların devamıydı çünkü.

Atatürk “İslam Ülkeleri emperyalist devletlerin eline bırakılamaz” derken, Atatürk’e dinsiz diye yıllarca küfredenlerin temsilcisi Evangelist Müslümanlar Haçlı Ordusu ile ortaklık yapıyor.

Ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bir utanca parmak kaldırıyor. İlk defa mazluma değil, zalime baston oluyor.

Misyonu mazlumun hamisi olmak olan bu millet bakalım bu utanç kararına nasıl bir cevap verecek!?