Anasayfa

Salı, Mart 29, 2011

Fatmagül'ün Suçu Ne? / İrfan TUNA

24 Mart 2011 tarihli Aydınlık gazetesinden öğrendik ki, dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Robert Pearson,22 Mart 2003’te çektiği 7 sayfalık telgrafta, Washington’a, ’’Ordu düşman, Tayyip bizden’’ mesajını göndermiş. 






WikiLeaks belgeleri arasında ortaya çıkan bu kripto, WikiLeaks Türkiye belgelerini yayımlamaya başlayan Tarafgazetesi tarafından sansürlenmesine karşın, Aydınlık gazetesi tarafından ortaya çıkarıldı.


Söz konusu kriptoda şöyle diyor Pearson:


’’... (Türk generaller) AKP’den seçilmiş Tayyip Erdoğan’ın davranışlarından büyük rahatsızlık duymaktadır. Erdoğan güçlü bir müttefikimizdir. Orgenerallerin tutum ve duruşu Amerikan menfaatlerinin korunması açısından engelleyicidir. Orgeneral Hilmi Özkök’ün sadakatli duruşu mutlaka sahiplenilmelidir.

Muhalif orgeneraller, Orgeneral Hilmi Özkök’ün çizgisine itiraz etmektedirler... Erdoğan kendisine desteğin devamı halinde ABD’nin bir müttefiki olarak Ortadoğu ve Irak dahil olmak üzere Türk hava sahasını, kara ve demir yolları ile Mersin ve İskenderun limanlarını kullanımımıza açacağını taahhüt etmektedir... Ancak Türk ordusundaki üst rütbeli subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz. Bu üst rütbeli subaylarla ilgili özel kaynak verilerimiz CRT (kripto) olarak gönderilmiştir. Bu dosya ile ilgili veri toplamalarımız devam etmektedir.

Amerikan menfaatlerine karşı çıkan Org. Aytaç Yalman, Org. Şener Eruygur, Org. Çetin Doğan, Org. Hurşit Tolon, Org. Fevzi Türkeri, Org. Tuncer Kılıç, Org. Yaşar Büyükanıt Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’ün emir ve talimatlarına uymadıkları gibi her an muhtıra verebilirler. Bu bakımdan değerlendirildiğinde güçlü bir medya grubunun oluşturulmasına acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konu Recep Tayyip Erdoğan ile paylaşılmış olup gereğinin değerlendirileceği hakkında olumlu değerlendirmelerin yapıldığı ve yapılacağı teyidi alınmıştır.’’
* * *




Yukarıda adı geçen üst rütbeli subayların Ergenekon, Balyoz, Kafes gibi sonu gelmeyen davalarla kimler tarafından neden hedef alındıklarını ve Org. Hilmi Özkök’ün neden sustuğunu, ’’Pişmiş ete soğan doğramadığını’’ anladınız mı şimdi?


Şükürler olsun ki, ABD, bu süreçte, kendisine engel olmak isteyen bu üst rütbeli subaylara karşın, yönetim kademelerindeki ‘müttefiklerine’ her istediğini yaptırmıştır.


Kıbrıs’ta Denktaş tasfiye edilmiş, Kıbrıs’taki soydaşlarımız, Annan Planı’nı kabul etmeye ikna edilmiştir…


Irak’ta kardeşlerimizin tepesine nükleer bomba yağdıran Amerikan uçaklarına hava sahamız açılmıştır… Iraklı kardeşlerimizi katleden, Iraklı kadınların ırzına geçen katiller sürüsüne ’’kahraman’’ denmiş, bu katiller sürüsünün evlerine sağ salim dönmeleri için dualar edilmiştir… 


4 Temmuz 2003’te Irak’ın kuzeyindeki Süleymaniye kentinde görev yapan Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı askerlerimizin başına Amerikan askerleri tarafından çuval geçirildiğinde, ABD’ye nota verilmesini isteyenlere, ’’Nota dediğiniz, müzik notası değildir’’, ’’Büyük devletler özür dilemez’’ denmiştir…Türk askeri Irak’ın kuzeyinden çekilmiş, Sınır ötesi kapsamlı askeri harekâtlara son verilmiştir… PKK'ya karşı ABD askeri makamlarının izni olmadan sınır ötesi harekât yapılmamıştır...


ABD’nin Ortadoğu harekâtlarına aktif destek ve katılım için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmamıştır… Afganistan’daki askeri destek arttırılmış, Lübnan’a asker gönderilmiştir… Şimdi ise ABD’nin Libya ile ilgili isteklerini yerine getirmek için tezkere çıkarılmış ve ABD’den ’’Model Ortaklık’’ teskeresi almak için ’’Hazır ol!’’a geçilmiştir…


Bu arada, Irak’ın kuzeyindeki ABD yapımı kukla devletin tanınması, PKK elemanlarına geniş kapsamlı af çıkarılması, PKK'nın yasallaşması, Güneydoğu belediyelerine özerklik verilmesi, Türkiye’nin adım adım federasyona götürülmesi gibi ABD isteklerini karşılamak için ise çalışmalar ve ‘Sayın’ Abdullah Öcalan’la müzakereler sürdürülmektedir…
***




Sahi dostlar, 2003 yılında kısık ateşe konup 2007 yılı Haziran ayında piştikten sonra önümüze sürüldüğü anlaşılan ve Hilmi Özkök’ün soğan doğramayı reddettiği bu işlerde, 2 Nisan 2003 tarihinde dönemin ABD Dışişleri Bakanı Powell’la 2 sayfa 9 maddelik sözleşme imzalayan, 11 Mart 2006 Pazar günü, AKP milletvekillerine Kızılcahamam’da verdiği brifingde, ’’BOP içinde ABD ile birlikte hareket ediyoruz’’ diyen Abdullah, pardon, Fatmagül’ün de bir suçu ve parmağı var mıdır acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder