Anasayfa

Pazar, Temmuz 03, 2011

ÇÜRÜME / Zahide UÇAR


1980 sonrası hızlanan toplumsal çürüme bütün tiksindiriciliği ile gözümüze gözümüze sokuluyor.
Bütün kurum ve kiÅŸilerin 9 yıl içinde çürümüş olması düşünülemeyeceÄŸine göre, 10 Kasım 1938’den sonra baÅŸlatılan sistemli saldırı ve ihanetlerin geldiÄŸi yer burasıdır.

GeldiÄŸimiz yerde “din din” diye yırtınanların kendi çıkarları için dinlerini ABD ve emperyalizme nasıl sattıklarını gördük.

 
3 bakanlık bütçesine denk bütçesi olan Dinayet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlarının Allah’tan korkarak doÄŸruyu söylemek yerine siyasete nasıl kulluk ettiklerini gördük. Hak Teala “korktuÄŸunuz da, sevdiÄŸiniz de sizin mabudunuzdur” dediÄŸine göre, Allah’tan çok yandaÅŸlarını sevenlerin, Allah’tan çok kulun gazabından korkanların aslında nasıl putperest olduklarını gördük.

Dergahlarında, tekkelerinde din alıp din satanların vatan elden giderken emperyalizme, emperyalizmin kiralık fedailerine nasıl destek olduğunu, müritlerini emperyalizme nasıl payanda yaptıklarını gördük.

ABD ajanları ile birlik olup vatanseverlere tuzak kuran, üzerine giydiği Türk Polisi kıyafetinden de utanmayan tetikçi ve peçeteci polis mensupları gördük.

Mensupları bir bir içeri alınırken, ordu “ABD adına” tasfiye edilirken hakkını veremediÄŸi omuzlarındaki yıldızlara sarılan NATO paÅŸaları gördük.

50 kilo eroin ile yakalanan baÅŸvekilin yeÄŸeni zatı “içiciyim” deyince bırakan yargıçlar gördük. 50 kilo uyuÅŸturucuyu kaç yılda içmeyi düşünüyor acaba, merak ettik?

Türkiye Cumhuriyeti Devletine vergi vermeyi zul sayan ama vergi veren vatandaşların paralarını ihale kıyakları ile cebine indiren utanmaz-ahlaksız, Müslüman etiketi ile aramızda gezen iş adamı kılıklı mezar soyucular gördük.

Fakir-fukara için toplanan paralarla iş kurup zenginleşen, din-iman diyerek siyaset yapan kefen soyucular gördük.

Bütün kurumlar çökerken, ülke bölünürken, Kürt FaÅŸistler “mevcut hükümetin besleyip-büyütmesi sayesinde” Diyarbakır’da kendi parlamentosunu kurarken, uÄŸradığı kimlik tecavüzünden aptallaÅŸan mankurtlar celladına methiye düzmeye devam ediyor. Ne demiÅŸti Recep Efendi? “BOP kapsamında Diyarbakır bir YILDIZ olabilir” demiÅŸti deÄŸil mi? Alın size Kürt Parlamentosunun ilan edildiÄŸi bir YILDIZ(!)?.
Yeniden Milli Mücadele Grubu üyelerinin yönettiÄŸi bir ülkeden baÅŸka ne bekliyordunuz? Ne demektir “Yeniden Milli Mücadele”? Ä°ngiliz Mandasını kabul etmek demektir. Onlar “önemli olan dini yaÅŸamaktır, Ä°ngiliz mandasında yaÅŸayanlar dinini istediÄŸi gibi yaşıyor” diye inanır. O gün Ä°ngiliz mandasına inananlar, bugün ABD, Ä°srail, AB ÅŸeytan üçgeninde Haçlı adına fedailik yapıyor.

Çürümüşlük öyle iÄŸrenç bir safhaya geldi ki; dün AKP’yi komÅŸularla sıfır problem politikası için övenler bugün komÅŸuların Haçlı güruh adına bir bir satıldığını görmemezliÄŸe geliyor. Dün Recep adına Esad’ı akraba ilan edenler, bugün ABD ve Haçlı adına Esad ve ordusunu acımasız katil ve tecavüzcü ilan ediyor. Bunların %90’ı da Müslüman geçiniyor. Hangi fahiÅŸe bu kadar düşebilir ki? Onlar bir tek bedenini satarken, bunlar doÄŸmamış bebeklerin geleceÄŸini satıyor.
Kaddafi’nin elinden ödül alan Recep’i celladına aşık sapıklar gibi alkışlayan ve kutsayan Haçlı Müslümanlar, ne kadar da kolay Haçlı güruha sattılar ödül veren Kaddafi ve halkını.

Bir kamu kuruluÅŸunda görev yapan müdürle konuÅŸurken telefon dinlemeleri konu edildi. 70 Milyon dinleniyor dediÄŸimde bana verdiÄŸi cevap ürkütücüydü. “Dinlesinler tabii” dedi. Diyen zat Ä°mam Hatip Lisesi mezunu… Yargı kararı olmadan telefon dinlemenin dindeki karşılığının kapı dinlemek olduÄŸunu ve kapı dinlemenin de büyük günahlardan olduÄŸunu bilmiyor zavallı. Adam karısıyla konuÅŸur, sevgilisiyle konuÅŸur dediÄŸimde ise daha ürkütücü bir cevap verdi: “Karısı ile evinde konuÅŸsun, Ä°slamda sevgili diye bir kavram mı var?” deyiverdi. Bunlar kafalarında ABD kontrollü "Vahhabi Anadolu Sultanlığı”nı çoktan kurmuÅŸ durumda.

Gördüğünüz gibi yaÅŸam alanlarımızı çiziyorlar. Ne konuÅŸacağımıza bile müdahale etmeyi kendilerinde hak sayıyorlar. Bunlar potansiyel “DEVRÄ°M MUHAFIZLARI”ndan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.

Gene devlet kurumlarından birinde çalışan, çok bildiÄŸini sanan bir mankurt “Yunanistan iflas etti” dedi. Ben de ona; “senin iflas etti dediÄŸin Yunanistan iki adanı iÅŸgal etti” dedim. Bana aynen ÅŸunu dedi: ”Onlar ada deÄŸil, kaya parçası.”

Vatan toprağına kaya parçası diyebilen bu mankurtları kim yetiÅŸtirdi? Herhalde ErdoÄŸan deÄŸil. 10 Kasım 1938’den bu tarafa iktidar olup bu ülkenin ekmeÄŸine kan doÄŸrayanlar, ABD’den icazet alan siyasiler, ABD adına darbe yapan NATO paÅŸaları…

Ä°nternet ortamında utançla izlediÄŸim, kendini muhafazakar sayan bazı zavallılar Milliyetçi-Ulusalcı kesime "Filistin için destek olmadınız, yardım gemisini eleÅŸtirdiniz” diye eleÅŸtiri yazıyor. Suç bastırmak diye buna denir. ABD Irak Felleuce’de “ki, hepsi Müslüman Türk’dür” kimyasal silah kullanırken Türkiye olarak oraya su bile götüremedin, fırdöndü!

Irak’ta kadınlara tecavüz edenleri seyrettiniz diyenlere verilen cevap ise çürümüşlüğün dip yaptığı nokta. Aynen ÅŸunu söylüyor insanlığını kaybetmiÅŸ zerzevat: “Saddam tecavüz ederken iyiydi de, ABD askerleri tecavüz edince mi kötü?”
Gene Libya'ya saldıran Haçlı ittifakı için aynı savunmada bulunuyor. Kaddafi'yi de tecavüzcü ilan ederek büyük bir iftirada bulunuyor. Bunların hepsi Müslüman olduÄŸunu iddia ediyor. Ä°ÅŸte size kilise Müslümanları… Irak’ta ortak olduÄŸu cinayet ve tecavüzlerin günahını Filistin’e sahip çıkar gibi yaparak yıkayabileceÄŸini sanıyor zavallı.

Aklı duruyor insanın. Böyle bir savunma yapabilen mahluk hangi lağımda yetiÅŸti desem bana Neyzen’in ruhu küser. Ne demiÅŸti Neyzen?

Åžu boka bok deme,
Boklar duyarak ar eyler.
Boka zerresi konsa,
Bütün bokları murdar eyler.

Kurtuluş Savaşında Müslüman Türk Kadınlarına tecavüz eden Yunan askerlerini kutsayan Hüsnidiyanislere, derviş Mehmedilere, İngiliz Uşağı Şeyh Saitlere ne kadar benziyorlar değil mi?

Demek ki yabancı istihbaratlar hiç gitmemiş ülkemizden, görevlerine aynen devam etmiş.

Sakın aklınıza “bizim istihbaratlar bu süreçte ne yapmış” diye getirmeyin(!).. Sonuç ortada deÄŸil mi?

Tarih tekerrür ederek dini grupların ezici çoğunluğu yabancı istihbaratların kontrolüne girmiştir.


Yabancı istihbaratların kontrolündeki dini grupların Atatürk tarafından temizlenmesini 73 yıldır din düşmanlığı gibi anlatanlara göz yuman 10 Kasım 1938 sonrası siyasileri ve Demirel’in kulakları çınlasın. Sayın Demirel, yaşınla bile alay eden bu siyasiler sizlerin oluÅŸturduÄŸu iklimde yetiÅŸti. Ãœrününü ölmeden aldınız Elhamdülillah ama tadı sanırım mayhoÅŸ geldi(!).. Afiyet olsun!

Diğer çürümüşlüklere göz atalım:

Özel yetkili mahkemeler, Habur çadır mahkemesi ve 50 Kilo esrarın içilmek için bulundurulduğuna karar veren yargı bizim yargımız değildir. Yani, yargı yoktur. Ne vardır? CİA ve Erdoğan yargısı vardır. Bir de CİA ve Erdoğan yargısına teslim olmuş yargıçlar vardır.

Azınlıkta kalan hukukçular zaten etkin değildir. Her an harcanmak üzere bekletilmektedir.

Basından zaten bahsetmiyorum. Bir avuç gerçek aydın ve yazar dışındakiler kalem fahişesi olmaktan büyük bir tatmin yaşıyor. Onların insana değer hiçbir kavramları yok ki, vatana değer bir kavramları olsun.
Velhasıl kelam, ülkede bütün kurumlar çürümüştür, kimlik kaybına uğramıştır.

Bursa Nutkunu okumak ve bu nutuk etrafında bütün vatanseverler olarak, sağ-sol ve gerçek dindarlar olarak birlik olma zamanıdır!!.

Biliniz ki polisimiz yok ama ülke için içi yanan polis mensupları vardır.

Biliniz ki Ordu yok ama ülke için içi yanan ve bizlerle olacak Ordu mensupları vardır. Tıpkı KurtuluÅŸ Savaşında Vahdettinci ve Kuvva-i Milliyeci askerlerin olduÄŸu gibi. Ama ezici çoÄŸunluÄŸu “Kuvva-i Milliye”cidir.


Evet; beyni hür, vicdanı hür kalabilen okurlar. Gün bugündür. Vatanını satan, kolayca teslim eden bir nesil olarak anılmak istemeyen her birey bir araya gelmelidir.

Atamızın dediÄŸi gibi; “bu millet esir olarak yaÅŸayacağına ölsün daha iyi.”

YANLIÅž ADRES

Balbay, Haberal ve Engin Alan için ErdoÄŸan’dan medet umanlar, yanlış adrestesiniz. Arkasında ABD olmadan ErdoÄŸan’ın Silivri yargısını oluÅŸturabileceÄŸini sanıyorsanız daha 40 fırın ekmek yemeniz lazım. HoÅŸ; AKP gibi bir parti karşısında alınan yenilgiyi baÅŸarı sayan bir muhalefet 40 fırın ekmek yese de bir ÅŸey olmaz ya…

Fehmi Koru “Ergenekon tutuklamalarının kararı 5 Kasım’da yapılan ErdoÄŸan-Bush görüşmesinde alındı” demiÅŸti deÄŸil mi? Sonra 35 CÄ°A ajanının bu yargı sürecinde görevli olduÄŸunu öğrendik. Sayı daha da fazla deniyor. Bu yazılanlar inkar edilmedi. İçiÅŸleri Bakanı 35 CÄ°A ajanının Türkiye’ye giriÅŸiyle ilgili sorulan soruya “bilmiyorum(!)” diye cevap verdi.

Çürümeye bir örnek daha: Aslan Bulut Adalet(!) Bakanlığında çalışan ABD’li savcıyı deÅŸifre etti. Önce inkar ettiler, baktılar ki ABD görevlendirdiÄŸi savcıların görev yerlerini kendi sayfasında yayınlamış, sustular. “Yalandan kim ölmüş deÄŸil mi(!)?”

Kısacası muhalefet olamayan sözde muhalefet, yenilgiden baÅŸarı çıkarmayı baÅŸaran muhalefet baÅŸkanları, bu bilgilere göre ErdoÄŸan taÅŸeronu oldukları bir davanın çözüm adresi olamaz. Bu durumda ABD’den medet ummak durumundasınız maalesef. Acı ama gerçek. Sizler gerçek muhalefet olsaydınız zaten bu durumlara gelmezdik.

ErdoÄŸan’ın “yargıya müdahil olamayız” sözüne de Kemal Sunal’ın Z… filmine güldüğüm kadar güldüm.

PKK’nın ayağına giden ve “piÅŸman deÄŸiliz” diyen Kürt FaÅŸist ABD uÅŸaklarını “sen bilmiyorsun, piÅŸmansın piÅŸmaaan... PiÅŸman oldukları için beraatine” diyen çadır mahkemesine acaba kim müdahil olmuÅŸtu?

AyaÄŸa kalkmadığı için Silivri’yi boyladığını söylediÄŸin Engin Alan ne olacak?

Ele geçiremediğin yargıya her karar sonunda söveceksin, ele geçirince her biri yargının piri olacak öyle mi?. Recepleşmiş yargıya müdahaleye ne gerek var a benim küresel sermaye destekli sultanım?. Onlar zaten görevlerini bilir ve şanınıza layık bir biçimde sonuçlandırır(!)..

Velhasıl kelam muhalefet olamayan muhalefet, Ergenekon kararı nerede alındı ise, çözümü orada arayacaksınız, bu biiir…

AÄŸaları dururken taÅŸeronlara baÅŸvurup gerçekleri karartmayacaksınız, bu da iki… 







Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder