Anasayfa

Cumartesi, Temmuz 30, 2011

29 Temmuz Türk Ordusuna Darbe, 4 Saatte Oldu Bitti / Mahiye MORGÜL


İnanıyorum ki yurdum insanları aynı saatte dizi film izliyordu, yayın akışı kesilince olanları fark ettiler. Zaten bir tanesi, jöleli olanı, “neden yayın akışı kesildi ki, normal yayına geçilmeli”, dedi.

Malûm medya sevindirik olmuş, uçuyordu. Bağlandılar Mehmet Altanlara, Emre Uslulara, Ozan Kütahyalılara… 

AB’den gelen yorumla iyice kanatlandılar; Türkiye normalleşiyormuş… 



O akşam kilitlendik ekranlara.

Saat 18.00 : Genel Kurmay Başkanı ve 3 Kuvvet Komutanı istifa etti!

Saat 20.00 : Genel Kurmay başkanının istifa/emeklilik gerekçesi açıklandı.

Saat 21.00 : Jandarma Genel Komutanı Başbakanlığa gitti.

Saat 22.00: Başbakana yakınlığıyla bilinen Jandarma Genel Komutanı, Kara Kuvvetlerine getirildi, pazartesi Genel Kurmay Başkanı olacak.

Saat 23.00 : Başbakan halka bir açıklama yapmadan İstanbul’a uçmaya havaalanına gitti, isteyen başbakanlık sitesinden açıklamasını okur, imiş.


Film gibi…

İnanıyorum ki yurdum insanları aynı saatte dizi film izliyordu, yayın akışı kesilince olanları fark ettiler. Zaten bir tanesi, jöleli olanı, “neden yayın akışı kesildi ki, normal yayına geçilmeli”, dedi.

Malûm medya sevindirik olmuş, uçuyordu. Bağlandılar Mehmet Altanlara, Emre Uslulara, Ozan Kütahyalılara…

AB’den gelen yorumla iyice kanatlandılar; Türkiye normalleşiyormuş…

Hukuk hizaya getirilmiş, sırada Türk Ordusu varmış, ama biraz daha atılacak adımlar varmış, en önemli adım şimdi atılmış…

Jandarmayı İçişlerine bağlamak artık an meselesiymiş, geri kalan çok fazlaymış… Profesyonel paralı askerlerle daha az sayıda küçük bir ordu olmalıymış…

Paralı ordu kurmak anlaşmasını Tansu Çiller’in Dünya Ticaret Örgütü ile 1995’de imzaladığını bilmesem…

Ah ah… Sırada ordunun terhis edilmesi var, bunu da söyleseler ya. “Toplu emeklilik” deyimini kullandı bir tanesi. “Daha önceki darbelerde olmuş bir şeydi” diyerek bunun olağanlaşmasına destek verdi.

Şu CİA yöntemi, “Önleyici Vuruş” taktiği var ya; istediği sonucu almak üzere karşısındakini adım adım oraya sürüklemek. İstifa etmekten başka çaresi kalmamış durumuna getirdiler kuvvet komutanlarımızı. NATO eğitimlidirler, hepsi bu taktiği bilirler.

Ancak, bizimkilerin geleneksel koruma tedbiri yok muydu, diye düşünmeden edemiyorum. Madem subaylarının tutuklanmasını istemiyordun, neden onları verdin? Gizli odalarına kadar birileri elini kolunu sallayarak nasıl girebildi, neden korumadın arşivini?

Türk halkının geleneksel korunma tedbiri vardı, hatırlatayım; eskiden kanunsuzluğa uğrayanlar dağa çıkardı. Geleneksel olan bitti, şimdi bizi yutmak isteyen çürümüş Avrupa’nın mahkemesine, AİHM’e gidiliyor!

Avrupa’nın çürümüşlüğünü Norveç katliamında gördük. Cani, Ergenekon iddianamesindeki gibi sayfalarca uzun bildiri hazırlamış ve yine Ergenekon iddianamesindeki gibi kes-kopyala yöntemiyle abuk subuk doldurmuş, hatta son bölümünde Ergenekon’un adı bile geçiyormuş… Yani… Organize katliam, aynı merkezden, aynı yazım dilini kullandılar. Sırf bu yüzden diyorum ki, Norveç cinayetini İngiltere’nin yaptırdığını düşünmemiz için de belgeleri buna göre düzenlediler.

Aklıma geldi, Silivri’de gizli tanık ve sanık Alpaslan Aslan’ın bir kimlik kartı çıkmış üzerinden, Ulusal Haber (Ajans olmalı) muhabiri yazılıymış orda, savcı belli ki bu kurumdan habersiz, sanığı o yüzden Ulusal Kanal ile bağlantılı zannetmiş. Savcı sormamış, bu kimliği kim vermiş ona, bence sorulmalı? Ulusal Ajans denilen yer bildiğim kadarıyla Başbakanlığa bağlıdır.

Bence Başbakanlık Ulusal Ajans Dairesi, şeffaflaştırılmalıdır. Burada AB hibelerinden başka ne iş yapılır, başka kimler çalışır, halka açıklanmalıdır.

Bu akşam bir film gibi izlediğimiz “Türk Ordusuna 4 saatte darbe”nin senaryosu da, kim bilir, belki de orada hazırlanmıştır.
 


Kaynak 


 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder