Anasayfa

Pazartesi, Mayıs 23, 2011

Yeni Dünya Düzeni ve STK Gerçeği / Hasan YALÇIN

"Özetle "ihanet mevcuttur", düşman kalenin içinde mevzilenmektedir. Daha vahimi gaflettir. Türkiye ne yazık ki, henüz NGO felaketinin yeteri kadar farkında değildir. Ama bağımsızlık ve Cumhuriyet Devrimi için mücadelenin, NGO'culukla mücadele olduğunu ergeç öğrenecektir. Zorunluluktur bu."

NGO'ların* faaliyet alanları

NGO'ların ve NGO'culuğun asıl amacı, ulusal devletleri yıkmak, böylece ulusal piyasaların dünya emperyalist pazarıyla birleştirilmesine hizmettir. Bu amacı gerçekleştirmek ve hizmetin gereğini yerine getirmek için kullandıkları faaliyet biçimlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

• Ä°nsan hakları, demokrasi, çok kimliklilik gibi temaları kullanarak Ezilen Dünya devletlerinde çatlaklar yaratmak; milliyet, din ve mezhep farklılıklarını derinleÅŸtirmek; milli ayrılıkçılığı ve dinci gericiliÄŸi desteklemek; çatışmalar kışkırtmak;

• Demokrasi ve insan haklarının Batı'dan geleceÄŸi ekseninde propaganda; Batı kültürünü ve hayat tarzını benimsetici çalışmalar;

• Yerel hükümetleri ABD veya AB'deki merkez adına denetlemek, sonuçları bildirmek; insan hakları raporlarında görüldüğü gibi, hedef alınan ülkeleri gözden düşürecek belgeler hazırlayıp yayımlamak;

• Resmi kurumları, hatta bakanlıkları ve hükümetleri devre dışı bırakıp, onların yerine iktidar odakları haline gelmek;

• Sosyal fonksiyonlarını üstlenerek, ulusal devleti güçsüzleÅŸtirmek;

• Kuzey Irak, Yugoslavya, Kafkaslar gibi ABD ve AB'nin ilan ettiÄŸi kriz bölgelerinde, NATO ile veya iÅŸgal kuvvetleriyle iÅŸbirliÄŸi yaparak askeri faaliyeti desteklemek;

• BaÅŸta CIA olmak üzere Batı'nın ilgili servislerine baÄŸlı olarak istihbarat çalışması yapmak ve ilgili merkezlere bilgi sunmak;

• Özelikle Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluÅŸların yaptığı gibi, Batılı merkezlerin hedef aldığı, Çin, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Irak, Küba, Libya, Türkiye, Rusya gibi ülkelere karşı psikolojik savaÅŸ yürütmek;

• "Ä°nsani yardım" gibi yaftalar altında Batılı merkezin yerel halkça benimsenmesini ve nüfuzunu artırmasını saÄŸlayıcı faaliyetlerde bulunmak.

Para akışı

CIA'nın eski başkanlarından Stanfield Turner, CIA, Gizlilik ve Demokrasi adlı kitabında şunları yazıyor:

"1967 yılında CIA'nın yurtdışındaki 'yararlı ve dost unsurları' desteklemek için harcadığı para yılda 10 milyon dolara yükselmiÅŸtir. Bu paranın büyük bir bölümü, bizim sendikalar, öğrenci dernekleri vb özel kuruluÅŸlar aracılığıyla, yurtdışındaki benzeri kuruluÅŸlara aktarılıyordu. Sendikalar, dernekler bir tür paravan kuruluÅŸ görevi yaparak, para kaynağının CIA olduÄŸu gerçeÄŸinin öğrenilmesini önlüyordu. Böylece, bizden para alan yabancı sendika ve derneklerin 'Amerikan kuklası' diye anılmasını da önlüyorduk. Bu öylesine büyük bir operasyondu ki, Ford, Rockefeller ve Carnegie Vakfı dışındaki yabancılara burs veren kurumların 1963–67 yılları arasında harcadığı paranın üçte biri CIA'dan geçiyordu."

Turner, Yeni Dünya Düzeni öncesinden söz ediyor; kuşkusuz o zamandan beri köprülerin altından çok sular aktı; dünya NGO'lar çağına girdi. Mesele artık CIA üzerinden belli örgütler aracılığıyla belli örgütlere para aktarmaktan ibaret değil, kocaman bir NGO'lar örgütünü yönetip yönlendirmektir. Buna karşılık Turner'ın özlü biçimde açıkladığı satın alma ve kullanma yöntemi bugün de esas olarak aynen geçerlidir.

Paranın büyük bölümü, ABD ve Avrupa devletlerinden CIA'ya veya ilgili istihbarat örgütüne, oradan emperyalist ülkenin ana NGO'larına ve oradan da Ezilen Dünya ülkelerinin NGO'larına aktarılmaktadır. Emperyalist ülkelerin özellikle büyük NGO'ların aynı zamanda uluslararası tekellerden, vakıflardan da para aldıkları bilinmektedir. Ancak para nerelerden gelmiş olursa olsun, nereye harcanacağı, hangi ülkede hangi projede kullanılacağı, hangi operasyonlara gideceği kesinlikle istihbarat örgütleri tarafından kararlaştırılmaktadır.

NGO'culuğa karşı mücadelenin önemi

Bir, NGO'culuk Türkiye'nin kitle örgütlerini, meslek odalarını, barolarını, giderek sendikalarını eritiyor, bitiriyor, giderek Türkiye'yi teslim almak isteyenlerin aleti haline getiriyor. Halkın ileri unsurlarını birleştiren bu örgütler olmaksızın Türkiye'nin bağımsızlığını savunmak, ilerici herhangi bir toplumsal dönüşümü geçekleştirmek mümkün değildir.

İki, Türkiye NGO'lar vasıtasıyla, tarihinde hiç olmadığı kadar yaygın ve etkili bir istihbarat ağıyla sarılıp sarmalanıyor. Ve bu istihbarat ağı, Türkiye'yi bölmek isteyen ABD ve AB'nin emrindedir.

Üç, yığınlar NGO ideolojisiyle yozlaştırılıp çürütülmekte, ulusal direnç yıkılmaktadır. Açıkça ulusal devlet ve bağımsızlık düşmanlığı yapılmakta; Amerikancılık, AB'cilik, vatansızlık meziyet haline getirilmektedir.

Özetle "ihanet mevcuttur", düşman kalenin içinde mevzilenmektedir. Daha vahimi gaflettir. Türkiye ne yazık ki, henüz NGO felaketinin yeteri kadar farkında değildir. Ama bağımsızlık ve Cumhuriyet Devrimi için mücadelenin, NGO'culukla mücadele olduğunu ergeç öğrenecektir. Zorunluluktur bu.

*NGO: Non-Governmental Organization (Sivil Toplum KuruluÅŸu)

***
(Hasan Yalçın'ın "NGO'lar KüreselleÅŸmenin Misyonerleri" adlı yazısından alınmıştır) 

Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder