Anasayfa

Çarşamba, Mayıs 18, 2011

10 MİLYON KİŞİ HANGİ DELİĞE SAKLANDI? / Müyesser Yıldız

"10 milyon insan sandığa gitmemiÅŸ… PKK silahı ile durdurulan 2 milyonu düşelim, kimdir o 8 milyon?.. Apartman görevlimiz Ahmet bile bayram ziyareti için gittiÄŸi memleketi Yozgat’tan koÅŸa koÅŸa gelip, oyunu kullanırken, siz hangi deliÄŸe saklandınız?"

  Milliyetçi Yunus Hoca referandumdan önce gidip, 15 gün kaldığı memleketinden dönünce aradı ve ÅŸu gözlemini aktardı:

“Türkiye’yi Kürt kökenliler deÄŸil, Sünni Müslümanlar bölecek!..”
“Nasıl yani?” dememe kalmadan devam etti:
“Hepsi cemaatin kontrolüne girmiÅŸ!..”
Zaman grubunun etkili ve vazgeçilmez kalemlerinden olan Etyen Mahçupyan geçen yıl bu zamanlar, üstü üste kaleme aldığı yazılarda, “Artık Müslümanların, Türk kimliÄŸine ihtiyacı kalmadığını” ve Türklerin “boyunduruÄŸundan” kurtulma zamanının geldiÄŸini anlatmıştı…
Kimse boÅŸuna kendisini kandırmasın, bu tabloya baÅŸka adlar koymaya çalışmasın… Türkiye 12 Eylül referandumuyla, “Türkler, Kürtler ve Müslümanlar” olarak böldürtülmüştür. Tabii ÅŸimdilik… Daha hedefte, önce 15’e, sonra 36’ya bölünmesi vardır!..
*          *        *
10 MÄ°LYON KİŞİ HANGÄ° DELÄ°ÄžE SAKLANDI?“Olan oldu, sonucu kabullenelim” diye ahkam kesenler, referandum sonucuna özde deÄŸil söze de saygı göstermemizi isteyenler, olanları “demokrasi” diye yutturmaya çalışanlar,  “zevkini çıkaralım” halet-i ruhiyesinin ötesinde, göz göre göre bundan sonraki daha büyük gasplara zemin hazırlıyorlar.
Kusura bakmayın, ne sonucu kabulleniyor, ne saygı duyuyor, ne bu “demokrasi”ye inanıyorum!.. Perde arkasında neler olduÄŸunu henüz bilmiyoruz, ama perde önündekiler yeter de artar;
Terör örgütü silahı dayamış, vatandaşın sandığa gitmesini engellemiÅŸ…
DoÄŸu-GüneydoÄŸu “dil ve din” seçeneklerine sıkıştırılmış…
Havadan 4 milyon seçmen gelmiÅŸ…
“Hayır” diyenlerin vergileri, çatır çatır “Evet” propagandasında kullanılmış…
Tüm medya iktidarın emrine sokulmuÅŸ…
Tehdit, baskı, ÅŸantaj, rüşvet gırla gitmiÅŸ…
8 yıl öncesine göre daha da yoksullaÅŸtırılıp, banka kredileri, kredi kartları, saÄŸlık kartları ve erzak torbalarıyla rehin alınmış halk yığınları, “ya AKP, ya ekonomik kriz” korkusuna düşürülmüş…
Okyanus ötesi, okyanus berisi üzerimize abanmış…
Camiler “kışla” yapılmış…
Demokrasi, hür irade, sonuca saygı öyle mi?.. Erbakan bir zamanlar, “Bizden olmayanlar patates dinindendir” gibi bir laf etmiÅŸti.
HoÅŸ geldiniz “Patates demokrasisi”ne!.. Elleriniz patlayana kadar alkışlayın, emi!..
Bu Anayasa sayesinde artık asker sabahın 05.00‘da kapımıza dayanmayacakmış… Polisin dayanmayacağının garantisi var mı?
*          *           *
28 Åžubat’a karşı çıkarken, “milli” sandığım Erbakan Hoca’ya üzülmüştüm… Ey Hoca, hapis yatmama, borçlarını “taksitlendirme” uÄŸruna bu referanduma destek vermek o “milliliÄŸin”neresine sığdı?
Ey, “12 Eylül öncesinde bizi kullandılar” deyip, o günden bu yana sadece ÅŸahsi ikballerinin peÅŸinde koÅŸan, “Kızılderili  olmam, ben ÅŸefsem, ülkücü hareket vardır, yoksa yoktur”anlayışıyla,  “evet” masalarına kurularak, mevcut MHP yönetimini baÅŸarısız kılınmasıyla, kendilerine yer açılmasını bekleyen, 12 Eylül öncesi için hala ağız dolusu “gomünistlere”sövüp, Ulusalcılara hakaret eden sözde ülkücü-milliyetçiler, lütfen ÅŸu soruları cevaplandırır mısınız?
-Süleymaniye çuvalını geçirtenler ve Haburcularla yan yana gelmek Türk milliyetçiliğinin neresinde yazıyor?
-12 Eylül öncesindeki provokasyonlarda görev aldıklarını itiraf emiÅŸ, Bekaa vadisinden mezun olmuÅŸ, bugün de 2. Cumhuriyetin öncülüğünü yapan o eski “gomünistlerle” omuz omuza verip, aynı davayı savunmak nasıl bir duygu?
-Yakınlara devlette birkaç kadro… TRT’den program kapma… YandaÅŸ medyanın ilgi ve iltifatlarına mazhar olma… Belki de milletvekilliÄŸi sözü… Bunların hangisidir size “Ey Türk titre ve kendine dön” ya da “Ãœlkücünün partisi olmaz” dedirten?
Ve okyanus ötesi; Dinlerarası diyalog, demokrasi adına Bartholomeos’la da Papa’yla da, ateistle de, 2. Cumhuriyetçilerle de sarmaÅŸ dolaÅŸlık. Hepsini anlıyorum da öz çocuklarıyla, hayvanlarla cinsel iliÅŸkiyi normal karşılayanlarla, sizi hangi “ulvi” amaç buluÅŸturdu, iÅŸte onu anlayamıyorum!..
Kemal KılıçdaroÄŸlu “hayır” için çalıştı, ama oyunu kullanamadı… Siz,“mezardakilerin, çoluk çocuÄŸun bile evet oyu vermesini” istediniz… Ama gelip, kendiniz oy kullanmadınız… Var mı bir farkınız?
*            *             *
Çuvaldızı kendimize, daha doÄŸrusu bu millet sayesinde yat, kat, tekne, banka, fabrika, tv sahibi olmuÅŸ, muhakkak ki Türkiye’den baÅŸka gidecek ülkesi olan “korkaklar ve tuzu kurulara” da batıralım…
10 milyon insan sandığa gitmemiÅŸ… PKK silahı ile durdurulan 2 milyonu düşelim, kimdir o 8 milyon?.. Apartman görevlimiz Ahmet bile bayram ziyareti için gittiÄŸi memleketi Yozgat’tan koÅŸa koÅŸa gelip, oyunu kullanırken, siz hangi deliÄŸe saklandınız? Vatana, millete borcunuzu geçtik, kendi çocuklarınıza, torunlarınıza karşı da mı bir mesuliyetiniz yoktu?
Moralimiz sonuçtan ziyade, bunlara bozuk. Ama silkinelim ve şunu düşünelim:
12 Eylül rejimi, sadece can korkusu ve silah tehdidiyle Anayasa’sını bu millete yüzde 91’le kabul ettirdi.
Bugün her türlü tehdit, korku, ÅŸantaj, baskı ve rüşvete raÄŸmen sonuç, yüzde 58…
Selam olsun yüzde 42’lik cesurlara!..
Müyesser Yıldız

Odatv.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder