Anasayfa

Cuma, Mayıs 20, 2011

Muhalefete Mesajlar: AKP'nin 8 Yıllık Karnesi / Zahide UÇAR



Kaset kavgası falan derken AKP Güneydoğu’dan devleti çekti. Asker ve polis göstermelik, eli-kolu bağlı. Ege’de 20 mil savaş nedeni olmamalı diyen Arınç dedesinin kardeşi olan Hüsnü(Hüsnidiyanis) ve dedesinin hakkını veriyor doğrusu. “Armut dibine düşer” diyen atalarımız ne güzel söylemiş.


1-Başbakan füze kalkanı için önce "düğme bizde" dedi. Sonra NATO'da dedi.
2-İl defa bir başbakan Yahudi iş adamı Ofer ile görüştüğünü sabah inkar etti, akşam kabul etti.İsrailli iş adamı Davos’ta Maliye Bakanı Unakıtan’la, daha sonra Bilkent Üniversitesi’ndeki otelde Başbakan Erdoğan’la baş başa görüşme imkânı elde etmişti.

Bu ilişkilerin sağladığı avantajlar sayesinde Sami Ofer TÜPRAŞ’ın yüzde 14,76 hissesine 446 milyon dolara sahip oldu. Bu hisse, TÜPRAŞ’ı Koç’un satın almasından sonra kâğıt üzerinde 1,2 milyar dolara yükseldi.
WikiLeaks belgelerinde Erdoğan'ın bu satıştan çıkar elde ettiği yazıldı.

3-Türkiye'de içkiye savaş açmış görünürken, 
İngiliz viski şirketinin 500 milyon doları affedildi. 
Çifte fatura ile ithalat yaptılar  Müfettişler tarafından haklarında rapor yazılarak ceza kesilen ve idareyle davalık olan yabancı viski firmaları arasında Johnnie Walker’ın sahibi İngiliz Diageo, Maxxium, Allied Domecq ve Pernod Ricard bulunuyor. Vergi cezalarında mükellefe tanınan ‘uzlaşmaya gitme’ hakkı kapsamında viski şirketleri kesilen cezanın aslını ödeyecek. Gecikme zammını ise TEFE üzerinde yapılacak hesaplamalar ile 2’şer aylık dönemler halinde azami 36 ay içinde ödeyebilecek.

4-CİTİBANK'ın 2 milyon dolar borcu Kemal Unakıtan Maliye Bakanı iken affedildi. 

5-İktidarlarında milletin kıçını çekip porno muhalefeti yaparak özel hayatın gizliliği yasasını da ihlal eden Erdoğan neyin sorumlusudur sizce? 

Türkiye'de ZİNAyı suç olmaktan çıkartan bir başbakandır. Dolayısı ile söylediği şeyler kendi mantığına göre suç değildir. 
6-Kendisi Türk vatandaşlarının ABD şirketlerince kobay olarak kullanılmasına kanunen izin vermiştir.

7-Türk Telekom'u Arap'a, perde arkasından İngiliz'e satmış, sattıktan hemen ertesinde Kurumlar vergisini kaldırarak Türk Telekom ve Hariri'ye haksız kazanç sağlamış, ülkeyi ise zarara uğratmıştır. Telekom'u sattığı Lübnan müslüman devletler içinde sözde Ermeni soykırımını tanıyan tek devlettir ve Hariri'nin Ermenistan'da sözde soykırım anıtı önünde saygı duruşlu ve pek bir hüzünlenmiş haliyle çekilmiş resmi hafızalardadır.
 8-Recep Bey'in vekili Kabe'de iken mecliste oy kullanma mahareti gösterecek kadar beceriklidir.

9-Abdullah Gül Dışişleri Bakanı iken bir milyon dolar karşılığında Irak'a girmeme anlaşması yapan kişidir. Ortaya çıkınca da;" muhalefet kullanır diye almadık" diye garabet, özrü kabahatinden büyük bir açıklama yapmışlardır.

10-Müslümanlığı kimseye bırakmayan Recep Bey yasası ile Domuz kesimlik hayvan sınıfına girdi ve teşvik kredisi verildi.

11-Yabancı rantiyecilere vergi muafiyeti getirildi. Yani, "gizli kapitilasyon".

12-İlk defa tarımsal üretimde dış ticaret açığı ortaya çıktı. Bu da AKP nin cennet ülkemizi nasıl tarım cehennemine çevirdiğini açıklamıyor mu?

13-Çiftçi ve emekliden vergi alınması sözü verildi.

14-Emekli olan kişi çalışırsa maaşından kesilme yasası çıktı. Yani emekli ye maaşın yetmese de çalışma, öl dendi. Emeklinin hak ettiği maaşın bir kısmı, kanun yolu ile gasp edildi.

15-Petrol yasası ile yabancıya 50 yıllık imtiyaz sağlandı.

16-Başbakan Irak'ta 1.5 milyon Müslüman öldüren, binlerce kadına tecavüz eden sapık ABD askerleri ülkelerine sağ salim dönsün diye dua etti.

17-Başbakan sürekli seyahat etti. Ülke yararına tek bir anlaşma yok ama kendisi harcırah zengini oldu.

18-Aynı çarpıklık, Peygamberimize hakaret eden karikatürleri “fikir özgürlüğü” olarak görüp savunan Danimarka Başbakanı Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliğine getiririlmesinde de dikkat çekti.
Ankara, Rasmussen’in öncelikle “özür dilemesi”, “Danimarka’da yayın yapan terör örgütü PKK’nın yayın organı Roj tv’nin yayınlarına son verilmesi” şartlarını koştu. Başbakan, bütün dünyanın önünde “Bunlar olmadan onayımız kesinlikle olmayacak, veto edeceğiz” açıklamasını yaptı.
Ancak yine Obama’nın “isteği”yle, bütün kararların “oybirliği”yle alındığı NATO’da Türkiye vetosunu kaldırıp, verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen, hâlâ en ufak bir özür dilemeyen Rasmussen’e resmen oy verip seçtirdi. Bir defa daha kamuoyu önünde söylenenlerin aksi yapıldı.
19-Enflasyon %10 artarken pancar fiyatları %99 kuruştan %88 kuruşa düştü. Pancar üreticisine bu zulmü layık görenler Bursa'da hukuku ihlal ederek şekerkamışı üretimine geçen ABD'li şirket Cargill Erdoğan tarafından korundu. İptal kararları uygulatılmadı. Hatta Başbakan ta Amerika'dan Bakanına "bu işi hallet" diye basın önünde talimat verdi. Belli ki kendisi de talimat almıştı.

20-"Borç yiğidin kamçısıdır" diyerek borçlanmayı övdü.

21-Kendi dönemlerinde yeşil kart sayısının arttığını övünerek söyleyen bir başbakan var. Nedir yeşil kart? Fakir için çıkartılmış bir karttır değil mi? Yani Başbakan fakirleşmeyi övüyor. Bir anlamda ne kadar fakir yarattığını da reklam ediyor. Eee, Allah böyledir. Kendi dilinden ikrar ettirir. Yani organlarının suçunu itiraf etmesi için her zaman öteki dünyaya gitmeyi beklemezsin.

22-AKP ilk defa bir camiyi kiliseye çevirdi. Bursa ili İznik ilçesinde bulunan Ayasofya Camii'nin Kültür Bakanlığı Tarafından Ayasofya Kilisesi ve Konsül sarayı olarak tahsis edildi. Caminin kubbesindeki "Bismillahirrahmanirrahim" Ayet-i Kerimesi üzerine İsa Figürü ve Haç yerleştirildi.
Cami Orhan Gazi Han Vakfiyesi olarak yapılmıştı. Osmanlıcı geçinen AKP Orhan Gazi'nin kemiklerini sızlattı.
Haçlı işgali yaşasaydık da zaten aynısı olurdu. Camiler kilise olurdu. AKP sayesinde işgal olmadan camii kilise oluyor. Besmele kazınıp İsa figürü kazınıyor.
AKP'ye müslüman diye oy veren saf vatandaşların kulakları çınlasın(!)..
Eğer muhalefet partilerinden birinin böyle bir işte imzası olsaydı AKP onları emin olun taşlatırdı.

23- Kanun değişikliği ile misyonerliği serbest bıraktı. Ülke ev kiliseler ile doldu. Fakir aile çocukları para verilerek kiliselere taşındı.

24-Kilise ve havralar imar planında yer aldı. Kilise cemaati olmayan yerlerde bile kilise açıldı.

25- Van Akdamar adasında bulunan Ermeni kilisesi bu fakir milletin cebinden onarıldı ve “HAC” DA TAKILARAK AYİNE AÇILDI. Oysa bu ada ve kilise Müslüman erkeklerin Ermeniler tarafından Van gölüne atıldığı, Müslüman kadınların ise günlerce tecavüze uğradığı ve kaçabilenin göle atlayarak intihar ettiği bir kilisedir. Şöyle bir not aktaralım, olayın vahametini ve kilisenin açılmasının Müslüman Türk kadın ve erkeklerine hakaret olduğunu anlatmış olalım:
* Ermeniler, esir ettikleri Müslüman kadınları iki sıra halinde aralarına alıp türkü söyleyerek, tef çalarak götürüyorlar; ikide bir; “Korkmayın sizi Van valisi Cevdet Paşa’ya götürüyoruz Cevdet paşa size pilâv ikram edecek!” diyorlardı. Sonra koro halinde: “Cevdet Paşa et temâşa / Gelinlerin oldu matuşka! (fahişe demek)” diyorlardı. 

İşte bu kilise Ermeni tecavüz, zulüm ve katliamını meşrulaştırırcasına “ayine” açıldı ve Ermenistan’dan yetkililer davet edildi. AKP iktidarının kilise açılımından destek alan Ermeniler, Van’daki Akdamar kilisesi’nde 95 yıl aradan sonra 19 Eylül’de ayin düzenlemişti.


Aslında 24 Nisan sözde soykırım günü açılacağı söylendi ama tepki üzerine 19 Eylül’e bırakıldı. 
26- Fatih Sultan Mehmet’in aldığı Trabzon ilinde ki Sümela manastırı o dönemde kapatılmıştı. AKP Rum Pontus devleti hayali olan ve Rum-Pontus soykırım iddiasında bulunan gruba Sümela’yı ayin yapılması için açtı. Sümela bir müzedir ve ayine açılamaz. Rum Pontuscu siyaset “Rum Pontus hayali devleti haritalı” tişörtleri giyen Rumlara Sümela’da ayin yaptırdı ama Türk Bayrağı tişörtü giyen gençleri polis derdest etti. Ertesi gün Haber Türk gazetesi manşetten “Türk Bayrağı bulunan bilmem ne kadar tişört yakalandı” diyerek Türk Bayrağı’nı bir suç unsuru olarak lanse etti.

Başbakan’ın Yunanistan ziyareti esnasında Yunanistan’da Rum Pontus anıtı dikildi. Normalde bir başbakanın böyle bir iftira ve hakaret karşısında geri gelmesi gerekir değil mi? Oysa Başbakan 3 maymunu oynadı. Sanki Türkiye’nin değil, Yunanistan’ın Başbakanı(!).. Gidişinin şerefine açılış yapılır gibi(!)..

Üstelik Sümela’ya “burası bizim Rum Pontus devleti olacak” diyenlere ücretsiz AYİN yaptırıldı. Ani Harabelerinde namaz kılan MHP’lilerden 5 lira giriş ücreti alındı.(yeniçağ gazetesi haberi)

27-İlk defa bir hükümet MASONLAR için PTT hatıra pulu bastırdı.

28-Bir yetkisiz danışman ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı için yabancı bir devlete “deliğe süpürmeyin, kullanın” dedi. Başbakan bu hakaret ve aslında suç da olan eylemden hiç rahatsız olmadı. Zapsu ile derin ilişkileri devam ediyor.

29-İlk defa bir başbakan yabancı bir devletin BOP (Büyük İsrail devletinin kurulması) ve kendi ülkesinin bölünmesi anlamına gelen bir projesinde görev aldı ve bu görevi maharet gibi 34 ayrı yer ve zamanda övünerek söyledi. Başka bir devletin projesinde görevli olduğunu ağzıyla söyleyen Başbakanı hiçbir savcı garip bir şekilde duymadı, duyamadı(!)..

30-Bakınız; 
Rockefeller ne diyor; 
Türkiye hakkında biraz daha durmak istiyorum; çünkü dünyadaki en stratejik konumdaki ülkedir ve bizim için çok önemlidir. Nedenlerine gelince: 

Bir kere Büyük İsrail Devleti topraklarının su kaynaklarının önemli bir kısmı şu anda Türkiye’ye aittir. 

İkincisi, Müslüman ve demokratik bir ülke olarak bu konuda öncü bir ülkedir. İslamiyeti yıkmak istiyorsak önce Türkiye’den başlamalıyız. 

Üçüncüsü, Avrupa ve Asya arasında bir köprü durumdadır. Maden, petrol, doğalgaz gibi zengin yer altı kaynaklarına sahip Ortadoğu ve Kafkasya’ya hakim olmak istiyorsak bu ülke elimizin içinde olmalıdır. AKP ülkeyi ellerinin içine veren bir piyon oldu. 
31-İNANILIR GİBİ DEĞİL...!!! 


24 Haziran da başlayan ve 26 Haziran'da Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisinde imzalanan bir karar tasarısına göre Türkiye'nin;
* Ülkede Azınlıklar sorunu var,  * Türk Ordusu Faşist,  * Kıbrıs'da Türk Askeri işgal kuvveti,  * Türk Ordusu orada Kürtleri katlediyor,  * Türk Ordusu Güneydoğu'da İşgalci,  * Güneydoğu'su Kürdistan,  ve bu tasarının altına "Yeminli Türk Düşmanı" olarak adlandırılan;

* David Herütanyan,(normal) 

* Rafi Povenesyan,(normal) 

* Armen Gustavyan (normal) isimli 3 ermeni ve
* Andros Kipriyanu (normal) isimli Kıbrıs Rum'u ile, 
TÜRK GRUP BAŞKANI AKP MİLLETVEKİLİ Mevlüt Çavuşoğlu (anormal) imzalamıştır.
(DİKKAT EDİN; TÜRKİYE'NİN İKTİDAR PARTİSİ TARAFINDAN TÜRKİYE'NİN SAVUNULMASI İÇİN ATANAN TEMSİLCİDİR KENDİSİ...) 

İmzalamayanlar ise; ABBASOF isimli Azeri Milletvekili ve Prof.Dr.Hakkı KESKİN isimli Türk kökenli Alman Milletvekilidir. 



AYRICA ; 
Türkiye Cumhuriyetine ait Ege Adalarının Rum İsimleri ile kullanılmasına imza atan Türk Milletvekilleri şu zat-ı muhteremlerdir..! (Bu hainleri asla unutmayın!!)  * Mevlüt ÇAVUŞOĞLU AKP Antalya Milletvekili
* Ruhi AÇIKGÖZ AKP Aksaray Miiletvekili
* Lokman AYVA AKP İstanbul Milletvekili
* Mesude Nursuna MEMECAN AKP İstanbul Milletvekili
* Özlem Piltanoğlu TÜRKÖNE AKP İstanbul Milletvekili
* Mehmet Sayım TEKELİOĞLU AKP İzmir Milletvekili
* Mustafa ÜNAL AKP Karabük Milletvekili
* Erol Aslan CEBECİ AKP Sakarya Milletvekili 


İMZALAMAYANLAR İSE ; 

* Yıldırım Tuğrul TÜRKEŞ MHP Ankara Milletvekili 

* Ertuğrul KUMCUOĞLU MHP Aydın Milletvekili 

* Vildan KELEŞ CHP İstanbul Milletvekili
* Haluk KOÇ CHP Samsun Milletvekili 
32-
Bir hükümet ilk defa teröristler için özel mahkeme kurdu. O çadır Mahkemesinde teröristi rahatsız etmemek için Türk Bayrağı asılmadı. Hukukun ırzına geçildi. 
33-Açılıma karşı çıkan Konya şehit anneleri derneği üyeleri hakkında dava açıldı. 

34-Meclise elinde bayrağı ile giden şehit anneleri derneği üyeleri ve başkanı Pakize Akbaba meclise bayrakları ile sokulmadı. Pakize Akbaba polis tarafından ağzı tutularak ve itelenerek çıkarıldı. Başbakan bu tepkiyi terörist eylemler ile eşit tuttu. Yani, şehit annelerini PKK ile bir tuttu.
35- 
İlk defa bir başbakan kendilerine emanet ettiği çocuğunu şehit veren acılı babaya acısı ile ettiği üç kelam için dava açıp mahkum ettirdi. 
36-PKK cenazeleri Türk Halkı üzerinde psikolojik baskı olarak kullanılarak binlerce taraftarı ile gösteriye dönüştürülürken, şehit cenazelerine sınırlama getirildi.

37-AKP dağdaki 2 PKK’lıya “müktesep hak” diyerek maaş ödemeye devam ediyor. Teröriste, kendi evlatlarını öldüren teröriste maaş ödeyen dünya üzerinde tek bir devlet ve başbakana rastlanmadı.

38-İlk defa bir başbakanın akçeli işleri ve bir iş adamından para göndermesini istediği kasetler piyasaya düştü.

39-İlk defa fakirlikten, gecekondudan çıkarak 8 yılda krallarla anılacak kadar zenginleşen bir başbakanımız oldu. Zenginlik kaynağını da bir iş adamının lütfuyla okuyan oğlundan aldığı borç ve düğün takılarına bağlayarak aklımızın sınırlarını zorladı.

40- İlk defa bir başbakan devlet uçağı ile, yani yetim hakkı ile umreye gitti.


41-İlk defa bir başbakan devlet uçağı, yetim hakkı ile eşini başka bir ülkeye düğüne gönderdi. 
42-İlk defa bir başbakan Kızılay (MUHTACA YARDIM AMAÇLI KURUM) BAŞKANI tarafından Kızılay’ın bütçesi kullanılarak kendine hediye edilen pahalı saati kabul etti. Demek ki kendini epey muhtaç hissediyor(!)..

43-İlk defa bir başbakan yabancı bir devlet başkanına maaşının yetmediğinden şikayet edip “sen ne kadar alıyorsun” diye sorarak açgözlülük ve devlet adamlığının dibine vurdu.

44-İlk defa bir Başbakan Müslüman Türk’ü Anadolu’dan sürüp yok etmek için gelen Haçlı çapulcuları övdü ve KUTSADI”. Oysa o Haçlı savaşlarını kilise organize etti. Anadolu’nun zenginliklerini vaad etti ve Türk eti yenebilir diye fetva verdi.

45-Egemen Bağış Avusturya Kardinali’nden seçimlerde seçilebilmesi için dua etmesini istedi.
Bağış; “Sayın Kardinal 12 Haziran’da Türkiye’de genel seçimler yapılacak. Bu seçimlerde benim başarılı olmam için duanızı istirham etsem bana dua eder misiniz” diye sordu.
Bunun üzerine Kardinal Schönborn “iyiler kazansın diye dua etsem yeterli olur mu” diye sordu.
 Bunların kilise meraklarının da sebebi böylece ortaya çıkmış oldu.

46- Dersim katliamı diyerek ilk defa bir başbakan kendi devletini soykırımcı ilan edip “sanık sandalyesine” oturttu.

47- İlk defa bir başbakan mübadeleyi tek taraflı yapılmış gibi binlerce yerinden yurdundan olan Müslüman Türkleri unutup Türk Devleti ve milletini “faşist” ilan etti.

48- İlk defa bir Başbakan başbakanı olduğu ülke halkının adını söylemekten imtina etti.

49-Şimdi de korkunç bir iddia var, başbakandan “tık” yok. Suçüstü olunca hep öyle yapar. Bir anda üç maymunu oynar. İddia:
Libya’dan kaçmak isterken Akdeniz’de boğulan 600 Müslüman’ı kurtarmak isteyen Türk Ordusu’na NATO izin vermedi diye Erdoğan’da izin vermemiş.(Sebahattin Önkibar-yeniçağ)
 Irak’ta 1.5 milyon Müslüman’ı öldürüp tecavüz eden bir başbakandan ne bekliyordunuz ki? 

Bu liste daha uzayıp gider ama sizler bu kadarı bile sindirilebildi ise;
Ben o mideye ne diyeyim?

50-Demokrat Parti Başkanı Zeybek’in açıklamasıyla Ege’de bulunan adalarımız Eşek ve Bulamaç adalarının Yunanistan tarafından işgal edildiğini öğrendik. 

Kaset kavgası falan derken AKP Güneydoğu’dan devleti çekti. Asker ve polis göstermelik, eli-kolu bağlı. Ege’de 20 mil savaş nedeni olmamalı diyen Arınç dedesinin kardeşi olan Hüsnü(Hüsnidiyanis) ve dedesinin hakkını veriyor doğrusu. “Armut dibine düşer” diyen atalarımız ne güzel söylemiş.


Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder