Anasayfa

Pazartesi, AÄŸustos 22, 2011

Somali'de Açlık İstismarı / Rasna Warah

 
Gıda yardımı meÅŸru iÅŸgaldir. 
 Rasna Warah iyi iÅŸleyen bir merkezi hükümetin yokluÄŸunda, ‘Somali aslında yardım kuruluÅŸları tarafından yönetiliyor ve kontrol ediliyor’ diye yazıyor.

Ancak bu global haber ÅŸebekeleri ya da ‘yaÅŸamaları Kenya aracılığıyla yakında Somali’ye akacak bağış paralarına dayalı olan yardım çalışanları’ tarafından anlatılması muhtemel olmayan bir hikayedir.

Kuzey Kenya ve Somali’de ki açlık hakkındaki gerçek hikayenin, Dadaab kampında CNN için kıtlık “raporu”nu bildiren genç bir dış yardım görevlisini izlediÄŸimde muhtemelen hiç anlatılmayacağını biliyordum.

Genç beyaz kadın açıkça kurumunu tanıtmak için CNN’de görünme fırsatını kullanmak için hazırlanmış, üzerinde OXFAN kelimesi olan bir t-shirt giymiÅŸti.

Aç çocuklar ve bir deri bir kemik annelerin yiyecek aramak için millerce yürümesini anlatırken kendini beğenmiş, siyasi olarak doğru olduğuna inandığı tutkusu yüzünde apaçıktı.

Tahmin edileceği gibi, CNN izleyiciler iskelet dönmüş çocuklar ve pörsük göğüsleriyle yorgun kadınların görüntülerini, BM ve bağış kurumları tarafından multi-milyon dolar fon toplama kampanyaları başlatan görüntüler izlediler.

BM genel sekreteri Bank Moon bağışçılardan sadece Somali’ye yardım etmek için 1.6 milyar dolar toplamalarını istedi.

Bu arada bir düzine insani yardım kuruluÅŸu kendi kurumlarına fon saÄŸlamak için Dadaab’da görünmek için yaygara koparıyorlar. Hollandalı gazeteci Linda Polman buna “Kriz Karavanı” diyor.

Polman aynı isimli kitabında tüm sektörün “saÄŸlanabilecek en fazla milyarlar için bir insani yardım bölgesinden diÄŸerine, birbirleriyle rekabet ederek ve para akışını takip eden kurumların süvari alaylarıyla” insani yardım çevresinde büyüdüklerini söylüyor.

Polman’a göre, Somali’de ki gibi felaketler ortalama 1000 ulusal ve uluslar arası kuruluÅŸu cezbediyor. Bu, kiliseler, kulüpler ve kermeslerle fon toplayan “çanta tipi” yardım kuruluÅŸları hariçtir.

Paranın büyük kısmı yukarıda belirtildiği gibi, büyük arabalar kullanan ve güzel evlerde yaşayan ancak ülkelerine döndüklerinde insanlara açlıktan ölen Afrikalılara yardım ederken yaşadıkları zorlukları anlatan parlak bakışlı yardım çalışanlarının maaşları dahil idari ve lojistik maliyetlere gidiyor.

İnsanlar aç mı?

Evet.

Onlara yardım edilmeli mi?

Kesinlikle.

Ancak dağıtılması gereken gıda maddelerinin ne kadarı milisler tarafından çalınacak ya da satılacakları mağazalara ulaşacak?

Aldatıcı medya reklamlarında perdelenen başka bir şey de Somali gibi yerlerdeki açlığın gerçek nedeni.

Yakın zamanda yayımlanmış bir makalede, University of Ottawa Ä°ktisat Profesörü ve the Centre for Research on Globalisation’ın (KüreselleÅŸme Ãœzerine AraÅŸtırma Merkezi) kurucusu Michel Chossudovsky Somali’de ki tarımın IMF ve Dünya Bankası tarafından dayatılan ekonomik reformlardan ciddi ÅŸekilde etkilendiÄŸini iddia etmektedir. Chossudovsky’ye göre, devam eden kuraklıklara raÄŸmen 1970’lerin sonuna kadar Somali gıdada kendine yeterliydi.

Tasarruf tedbirleri ve önemli hizmetlerin özelleştirilmesini içeren ekonomik reformlar ekonominin istikrarını bozdu ve tarımı mahvetti.

Kamu sektöründeki ücretler anormal ÅŸekilde azaldı kırsal satın alma gücü dramatik ÅŸekilde düştü ve yakıt, gübre ve çiftlik girdilerinin maliyeti hızla yükseldi. Bu Somali’nin hala toparlayamadığı 1991’deki iç savaÅŸa neden oldu.

Yüzlerce yardım kuruluşu kendi yaptıkları krizle başa çıkmak için dükkan açarken açlık ve gıda yardımı norm haline geldi.

Kısacası, Somali binlerce deÄŸilse bile (çoÄŸu Batılı) yüzlerce yardım kuruluÅŸu çalışanına iÅŸ saÄŸlayan bir “iÅŸ fırsatı” oldu.

Eski Oxfam icra direktörü Nicholas Stockton bir keresinde bu fenomene “ahlaki ekonomi” demiÅŸti.

Michael Maren’in “The Road to Hell” kitabı, gıda yardımının politika ve ekonomisini anlamak için okunmalıdır, bu yardımın Somali’de ki yerel gıda üretimini nasıl baskı altına aldığını, iç savaÅŸa katkı yapıldığını ve kalıcı gıda krizi meydana getirildiÄŸini göstermektedir.

Bu kriz ve güçlü, iyi iÅŸleyen bir merkezi hükümetin olmaması, devlet tarafından herhangi bir güvenlik incelemesi olmaksızın yardım kuruluÅŸlarının Somali’ye rahatça girip çıkmasına da neden olmaktadır.

Aslında, Somali yardım kuruluÅŸları tarafından idare edilmekte ve kontrol edilmektedir – devlet sadece ismen bulunmaktadır.

Ne yazık ki, bu, - uluslar arası haber gündemine hükmeden - CNN, BBC, Sky TV ya da diğer global haber ağlarında anlatılması muhtemel olmayan bir hikayedir.

Ve bu, yaÅŸamları, Kenya vasıtasıyla Somali’ye ulaÅŸacak olan bağış paralarıyla yaÅŸayan yardım çalışanları tarafından anlatılmayacaktır.

Somalili insanlara yapılan gıda yardımının ve yabancıların müdahalesinin yaÅŸamlarına nasıl etki ettiÄŸinin, izleyicilere gösterme fırsatı da verilmeyecektir.  
 
Kaynak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder