"Küresel basın-yayın, satın alınmış 'aydın'cıklarla dünyaya yön vermeye ve kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalışıyor!
Irak'a demokrasi getiriyordu Amerika! Demokrasi geldi, bombalarla...
Demokrasi sonra Afganistan'a düştü, Libya'ya düştü! Eğer bir parça dik durabilselerdi Mısır'a, Tunus'a, Fas'a da düşecekti! Sırada Suriye ve bütün Ortadoğu var! Kendini Batı'ya peşkeş çekmeyen herkese 'dünyanın gözleri önünde' demokrasi geliyor! Bizim iki yüzlü 'aydın'cıklarımız da gözlerimizin içine baka baka yalan söylüyor. Hepimizi kandırmaya çalışıyorlar! Hep bir ağızdan 'demokrasi, insan hakları, özgürlük, sivilleşme' demeye başlıyorlar. İnanmayın! Zaman sırt sırta verme zamanı! Sömürge düzenine karşı dik durma zamanı!
Suriye'de muhaliflerin ayaklanmaya başladığı haberlerde ilk yer aldığı zamanlarda "Suriye'de Çatışma!" başlıklı görüntüler ortalığa saçıldı. Sonra bu görüntülerin 2009'da Irak direnişinden alındığı ortaya çıktı. Sonra dünya ve Türkiye basınında Esma Esad'ın çocuklarıyla birlikte İngiltere'ye kaçtığı ve "Bir daha asla Suriye'ye dönmem!" dediği söylendi. Yalnızca iki gün sonra bu haberin de yalan olduğu anlaşılacaktı.
Sonra yine bir yalan haber daha yayımlandı. El Cezire televizyonu, Suriyeli Dr. Colan Rifai’nin Suriye’de tutuklandığını ve bütün insan hakları örgütlerinin Rifai’nin serbest bırakılması için girişimde bulunması gerektiğini söyledi. Ancak 2006 yılından beri Rusya’nın Faronc kentinde yaşayan Rifai ortaya çıktı ve "Hepsi yalan!" dedi.
Yetmedi, bu kez de Beşar Esad'ın kendi savunma bakanı Ali Habib'i önce emekliye ayırdığı sonra da öldürttüğünü duyurdu dünya basını! Ali Habib ekrana çıktı ve "Söylenen her şey yalan! Buradayım, hâlâ Suriye ordusundayım ve Esad'a bağlıyım!" dedi.
Küresel basın-yayın, satın alınmış 'aydın'cıklarla dünyaya yön vermeye ve kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalışıyor!
Bize düşen duyduğumuz, okuduğumuz her şeye şüphe ile bakmak ve sadece gerçeği aramaktır. Gerçeği bulduğumuzda her şey çok daha kolay anlaşılacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder