Anasayfa

Pazartesi, AÄŸustos 08, 2011

SİĞİL-leşme Süreci / Zahide UÇAR



 Ä°ÅŸgal medyası tarafından PKK propagandasını milletin beynine balyoz gibi vurmanın adıdır SÄ°VÄ°LLEÅžME!

ErdoÄŸan konuÅŸuyor. “Suriye konusu bizim için bir dış mesele deÄŸil, iç meseledir(!)” diyor. Herhalde BOP, GOP EÅŸbaÅŸkanlığının bir iç meselesidir(!). Bizim tek bir iç meselemiz var: PKK terör örgütü ve ülkeyi örümcek ağı gibi saran “Ä°ÅžGAL KUVVETLERÄ°” 

Kandil’e göndermediÄŸiniz Ordu, Suriye’ye gitmeyecektir!




Bayılıyorum ÅŸu iÅŸgal medyasının sivilleÅŸme dediÄŸi SİĞİLLEÅžME edebiyatına. Askeri istifalardan sonra isterik çığlıklar atarak “sivilleÅŸme süreci” diye SİĞİLLEÅžME sürecini pazarlamaya devam ediyorlar ya. Pes diyor insan.

“Ä°ÅŸgal Medyası”na göre nedir sivilleÅŸmek bir bakalım:

Onca rezalete, çalınan sorulara, namusları ile tek bir sınav dahi yapamamış olmalarına raÄŸmen ÖSYM’nin başında YÃœZSÃœZCE oturmaktır sivilleÅŸmek... Daha da güzeli, intihalci, yani emek hırsızı bir zatı, Ali Demir’i ÖSYM’nin başına oturtmaktır demokrasi(!).. E.., niyet çalmak olunca, aşırma ustasının aşırılacak soruların başına getirilmesinden doÄŸal ne olabilir ki(!)… Hepsi demokrasi adına(!)..

2 yıldır YAŞ kararları öncesi hukuk harekete geçirilip tutuklama kararları çıkartılıyor. Yani, kestirmeden yargı kullanılarak istenmeyen komutanlar bertaraf ediliyor. Yargı sopası kullanmanın adı da sivilleşme oluyor(!)..

“Ä°ÅŸgal Kuvvetleri” diye adlandırdığım bu kesim için sınırsız özgürlük var, doÄŸru. Hedef kitleleri linç etmek, iftira atmak, tuzak kurmak… Yani, bunların dilinde namertliÄŸin her türü sivilleÅŸme ve demokrasi oluyor.

MeÅŸe dalları bir yerine mi battı diyene sınırsız özgürlük, parasız eÄŸitim isteyene dayak ve hapis. Özerklik isteyene ÅŸak ÅŸak, yumurta atana hapis. PKK’yı övmek serbest, Ar(h)ınç’ı protosto etmeye okuldan uzaklaÅŸtırma.

Hukuku uygulayan yargıçlara soruşturma, katledenlere övgü.
Oldu yandaÅŸa fıstıklı kadayıf üzeri kaymaklı demokrasi(!).. Namuslu vatandaÅŸa oldu de-“BOK”-rasi…

Vatanına sahip çıkanlara Silivri-Hasdal REHÄ°N EVÄ°, ülkeyi bölmek isteyen AB kucağında ki etnik milliyetçi Burkay’a VÄ°P salonu… Vali Yardımcısı karşılamaya gidiyor, hem de etnik bir dilde hoÅŸ geldin diyor… Yani “Türk Milletinin Dili Türkçedir” yasasını resmi bir ağızdan çiÄŸniyor. Egemen Bağış ve ErtuÄŸrul Günay ellerinde tuz, Burkay’a koÅŸuyor. Turizm ve Kültür Bakanı “bu ülkede turist herhalde”, Atatürk’ün resmini kapatacak kadar omurga kaybına uÄŸruyor, ki böyle bir uygulama suçtur. Türkiye Cumhuriyet Savcısı olamayan AKP yargıçları, bütün hukuk ihlallerini seyrediyor.

İşte bu kepazeliğin adıdır işgal kuvvetleri dilindeki demokrasi(!)..

ErdoÄŸan’ın protesto edildiÄŸi Hopa’da, bir öğretmenin polis terörü ile öldürülmesi ve protesto eden halkın sürek avına tabi tutulmasının adıdır sivilleÅŸme. Kimin dilinde? Ä°ÅŸgal Kuvvetlerinin dilinde ve köşesinde tabii ki(!)..

'Reddimin reddine...' Başlıklı Radikal Gazetesinin haberine göre;

“Ankara'daki Hopa protestosunda gözaltı ve tutuklama kararlarını veren hâkim, avukatların reddi hâkim talebini de kendisi reddetti.”

Deniz Feneri, asıl adıyla “Keriz Feneri DerneÄŸi” davasında görevli yargıçlar hakkında HSYK tarafından soruÅŸturma açılıp müfettiÅŸ görevlendirildi. Yapılabilecek bütün hukuk ihlallerinin yapıldığı Ergenekon Davası yargıçları hakkında da sürekli Reddi Hakim talebinde bulunuluyor ama adamlar 4 yıldır görevlerinin başında. Pardon, beraat isteyen Bolu’ya sürüldü hükümet tarafından.


Zaten Keriz Feneri Derneği davasına basın yasağı geldi. Neden? Çünkü suç hükümete kadar uzanıyor. Ya Ergenekon Davası? Bırakın sanıkları, sanıkların bütün arkadaş-dost ve tanıdıklarının konuşması, adresleri ve telefonları Bizans Medyası tarafından servis edildi. Avukatın, sanığın bilmediği suçlamaları işgal medyası biliyordu.

Bu durum Türk Milletini Ergenekon’a hapsetme projesinde kimlerin ortak çalıştığını da açık ediyor. Kim bu iÅŸgal çetesi?

Ä°ÅŸgal siyaseti, iÅŸgal medyası, iÅŸgal hukuku, iÅŸgal patronları, iÅŸgal sivil örgütleri…

Bunlara yandaş falan deyip durumlarını hafifletmeyin! Bunlar resmen işgal güçleridir.

Ordunun en mahrem bilgilerine el uzatanlardır iÅŸgal güçleri. Kubilay’ın başını kesenlerin çocuklarıdır Ordu mensuplarını Hasdal ve Silivri’de rehin tutan... Türk Ordusunun ÅŸerefli askerleri Suriye, Libya ve Ä°ran’da Orduyu savaÅŸa sürmek için rehin tutuluyor, anlamıyor musunuz!?

Bir ülkenin ordusuna kim düşmandır? Başka bir düşman ülke ordusu değil mi?

O zaman anlayacağız!! Bugün Türk Ordusuna düşman olanlar, ülkemizin çıkarları ile çıkarları çatışan baÅŸka bir ülkenin ülkemize soktuÄŸu “düşman ordularıdır”. NOKTA!!

Ä°ÅŸgalin derinleÅŸmesinin adıdır “demokrasi” ve “sivilleÅŸme”.


Ermeni CumhurbaÅŸkanı haline bakmadan AÄŸrı’yı alacağız diye meydan okuyor. Sarkisyan’a aÄŸzını açamayan Ermeni dostu Gül, Suriye’ye meydan okuyor. Ah Exeter yetiÅŸtirmesi Gül ah… ABD adına ABD kovboyluÄŸuna soyunanlar sizi… Vatan evlatları tek tek topraÄŸa düşerken Kandil’e gidemediÄŸini unutup Libya’da fedailiÄŸe soyunanlar ah… Böyle olurmuÅŸ demek ki “Müslüman” CumhurbaÅŸkanı(!)..

Kirli demokrasiniz de batsın, kirli sivilleÅŸmeniz de…

Saygı Öztürk PKK’lılar sınır kapısına el koydu diyor. Habere göre:


“Hakkari’ye baÄŸlı Yüksekova ilçesi, PKK’nın en etkili olduÄŸu ilçelerin başında geliyor. Esendere Sınır kapısına çok yakın olan ilçede, Ä°ran’ı protesto etmek için kapıya yığılan grup, sınırın ötesine geçmedi ama giriÅŸ-çıkışları tamamen durdurmayı baÅŸardı.

Sınır kapısını kapatan, yol kontrolleri yapan, bayrağımızı indiren gruplara karşı herhangi bir ÅŸey yapılamadığını belirten yetkililer, konunun güvenlikle ilgili olduÄŸunu, ancak bu makamların da kapının açılması için her hangi bir çalışmasının olmadığını bildirdiler.”

GüneydoÄŸu’yu PKK’YA TESLÄ°M ETMENÄ°N ADIDIR DEMOKRASÄ°!!

İşgal medyası tarafından PKK propagandasını milletin beynine balyoz gibi vurmanın adıdır SİVİLLEŞME!!


ErdoÄŸan konuÅŸuyor. “Suriye konusu bizim için bir dış mesele deÄŸil, iç meseledir(!)” diyor. Herhalde BOP, GOP EÅŸbaÅŸkanlığının bir iç meselesidir(!).. Bizim tek bir iç meselemiz var: PKK terör örgütü ve ülkeyi örümcek ağı gibi saran “Ä°ÅžGAL KUVVETLERÄ°”.

Kandil’e göndermediÄŸiniz Ordu, Suriye’ye gitmeyecektir!!. Esat Emperyalist devletlere karşı ülkesini savunuyor. Türk Milletine düşen Esad’ın yanında yer almaktır. Biz, gerçek Türkiye VatandaÅŸları olarak Esad’ın ve masum Suriye Halkının yanındayız. Gitmek isteyen AKP’liler gidebilir. Ä°lla lejyoner olma “ÅŸerefine(!)” nail olma sevdanız varsa, AKP’lilerin çocukları, TÃœSÄ°AD-MÃœSÄ°AD üyelerinin çocukları, TESEV’cilerin çocukları, Fetullahçılar, Ä°ÅŸgal Medyasının çocukları gitsin!!. Bizlerin ÅŸeytani güçlere verecek çocuklarımız yok. Kendi terör meselesini çözmeyenler, Mehmet’imi küresel katillere yem edemez!!. Milleti, vatanı adına savaÅŸan ÅŸehitlikle müjdelenir. Ya ÅŸeytan adına savaÅŸan ne olur?

Bizim çocuklarımızı “ÅŸehitlik müjdesinden yoksun” ölümlere kimse süremez!!

Susma Türk Halkı!! Susma gerçek Müslüman!! Susma!! AKP çocuklarımızın şehit olmasını bile engelleyerek kiralık katil yapıyor.

Libya’da akan kan, bu sahtekar, Evangelist, putperest Haçlı Müslüman güruhun suratından akıyor.

İşte bu kepazeliklerin adına demokrasi ve sivilleşme diyor Haçlı güruh!!


Ufuk Söylemez’in güzel yakıştırması ile; “toplu ikna odası haline gelen holding medyası”ndan bahsedelim biraz da…

Holding medyası, yani iÅŸverenlerin medyası neden ikna odası gibi çalışıp PKK ve Kürtçülük propagandası yapıyor? Neden ekranlarda PKK ve Öcalan güzellemesi yapılıyor? Neden bölücüler “barış güvercinleri” gibi pazarlanıyor?

Çünkü onlar küresel sermayenin Türkiye bayisidir!. TÜSİAD, MÜSİAD gibi kuruluşlar ülkeyi soymanın zirvesinde oldukları için Küresel Güçlerin gönüllü taşeronluğunu yapıyor.

AKP ile el ele verip ülkeyi kimler soymuş bir bakalım. 2002-2007 yılları arasında özel sektörce 60 milyar dolar nasıl hortumlanmış.


Ali Serdar Bolat Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emrullah Cemil Tarhan tarafından Maliye Bakanlığı internet sitesinden alınan grafikler yardımıyla yapılan yorumları göndermiş. Bu yorumların bir kısmını dikkatinize sunuyorum:

Soygun şöyle işliyor:

(-Devlet dış borçlarını ödüyor. Devletin dış borçları azalıyor. Tayyip Erdoğan "Dış borçlarımızı azalttık" diye caka satıyor.

Özel sektör dış borç alıyor, Türk Lirasına çevirip devlete borç veriyor.

Yani:

Devletin dış borcu azalıyor, iç borcu artıyor.

İşin püf noktası:

Dış borcun faizi %2,5. Yani özel sektör dışarıdan %2,5 ile borç alıyor. Devlet ise, özel sektörden %17,6 faizle borç alıyor.

Soygunun esası:

Özel sektör, dışardan %2,5 faizle aldığı parayı devlete %17,6 faizle veriyor.

Aradaki fark olan %15, net kar olarak özel sektörün cebine giriyor.

"Milli gelir artışından halk niçin yararlanamıyor" diye soruyorsanız, işte cevabı bu.

Paralar bu dümenle özel sektörün (gayet tabii yandaş olanların) cebine akıtılıyor.

"Gayetle Müslüman" AKP Hükümetlerinin "İslama uygun" sömürüsü bu dümenle yürütülüyor.

İşte olayın grafik olarak açıklamaları, hem de Maliye Bakanlığı'nın internet sitesinden.

On dakikanıza kıyın, acı gerçeği yakalayın:

2002'de 130 milyar dolar olan toplam dış borç AKP döneminde 91 milyar dolar artarak 2006'da 221 milyar dolara ulaşıyor. Özel sektörün dış borcu 44 milyar dolar iken 94 milyar dolar artarak 138 milyar dolara ulaşırken devletin dış borcu 86 milyar dolardan 84 milyar dolara düşüyor.

Peki, özel sektör aldığı bu dış borç ile ne yapıyor? Sanayiye mi yatırıyor, fabrika mı açıyor, ticaret mi yapıyor? Hayır. Devlete borç olarak veriyor.

2002-2007 arasında devlet özel sektörden 105 milyar dolar borç alıyor ve bu dönemde özel sektör net 60 milyar dolar faiz farkı kazanıyor.)

Ä°ÅŸte deÄŸerli okur, paraya tapan vatansız alçakların dümeninde bir millet böyle yok ediliyor. Sahibinin sesi tarafından bu üç kağıt, soygun ekonomisi “istikrar” diye servis ediliyor. Millet kanını emenlere “istikrarı sürsün” diye gidip oy veriyor.

Ãœretimin durduÄŸu, faiz kıskacında bir ekonomi yönetimi sürdüren uzaktan kumandalı hükümete “Müslüman” diyerek destek olanlar ise Ä°slam’a iftira ediyor.

Tam bir cahiliye dönemi anlayışı…

Ekranlarda halkı ikna odaları kuran işgal medyasından da, holding medyasından da uzak durun. Ya da tepkilerinizi gösterin. Cellatlarına hayran mahkumlar gibi bu güruhu daha ne kadar seyredeceksiniz?

Sivilleşme ve demokratikleşme şeytani güçlerin elinde iki zehirli meyve oldu. Yiyen zehirleniyor, zehirini de Türk Halkının üzerine kusuyor.

SivilleÅŸmeymiÅŸ… Hadi ordan zevzek iÅŸgalci. Bunun adı olsa olsa “SİĞİLLEÅžME”dir.

Ve o siğiller bütün vücudu kapladı. İrin oldu akıyor.

Ä°ÅŸgal medyası da “yalamaya” devam ediyor.




Kaynak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder