Putin, doğru benzetme yaptı. Tarihte Anadolu ve Doğu Akdeniz üzerine yapılan Katolik-Protestan Haçlı seferlerinin hangi sebeplerle yapıldığını bilenler, Putin gibi, şimdiki 3.bin yılın haçlı seferiyle olan bu benzerliği görürler. Putin bu saldırıların Yahudi tefeci bankerlerin desteğinde yapıldığını da bilendir.
Antik dönemde Anadolu’ya batıdan yapılan seferlerin arkasında Ceneviz ve Venedik Yahudi bankerleri vardı. Borç verdikleri Roma ve Atina krallarını, onların Korbula gibi şehir yakıcı komutanlarını, Anadolu’yu ve Kafkasya’yı yağmalamaya gönderirlerdi.
Atina, Roma, Paris, Londra, Viyana saraylarında oligark elitler bu yağmalarla beslenir, sefahat içinde yaşardı. Bir önceki yağmadan getirdikleri altınlar tükendiği zaman, kasaları boşaldığında, şehirler vebadan ve açlıktan kırılırdı. Halkı susturmanın tek yolu onları Anadolu’yu yağmalamaya göndermekti; “Altın postu bulup getirirseniz salgınlar önlenir!” derlerdi.
Anadolu şehirlerini yerle bir ederek hazineleri ele geçiriyorlardı. Örneğin, Sulla’ya MÖ.65’de yenik düşen Oğuz orduları başkomutanı VI.Büyük Bedri’nin Taşköprü’deki hazinelerini Roma’ya taşımak bir ay sürmüştü. İtalyan halk masallarında adı Pan olan VI.Büyük Bedri için “Atları bile altın boynuzdan kaplarda şarap içerdi” diye anlatılır.
Böyle masallarla kendi halkına “yağma” kültürü veren batı elitleri, İsa’dan sonra “kutsal topraklar” masalı anlatmaya başladı. Bu da artık inandırıcılığını bitirdi, şimdi “demokrasi” masalları başladı; “Servetin senin değil benimdir!” diyor küresel efendi.
Hıristiyanlığı 331’de devlet dini ilan etmeyle birlikte başlayan Ortaçağ, bütünüyle Haçlı Seferleri çağıdır. Bu yağmacıları durduran Büyük Selçuklu beyleri İslamın da kurtarıcılarıdır. Hepsinin parasında buğday sembolü vardı. Son haçlı seferini durduran Mustafa Kemal’in parasında da buğday vardı, ama 2005 yılında buğday sembolümüz yok edilmiştir. Yani, yeni haçlı ordularına karşı direniş göstermeye maneviyatımız köreltilmiştir.
Avrupa’nın korsanları, yağma seferlerine katacak adam bulmak için adına Din Savaşları dediler, Anadolu onların kutsal topraklarıymış gibi, “kutsal topraklara sefer” düzenlediler,“Yüce İsa adına, sokaklarından ballar akan Anadolu’ya, sütler akan Kudüs’e gidiyoruz!” dediler.
Yağma seferlerine İsa efendileri adıyla kılıf geçirmeden çok yıllar önce, Kafkaslardan altın postu kaçırıp getiren kahraman(!) Yunan denizci masalları anlatılırlardı.
Sefere çıktılar, topraklarımıza girdiler, baldan sütten çok insan canı aldılar, sokaklarımızda insan kanı akıttılar. Biz kitaplarımıza bunları yazmadık, dostlarımızı gücendirmemek için! Ama, onların zulümleri toplumsal hafızalarımıza kazıldı.
Haçlı orduları içinde Anadolu Ortodoksları yer almadı, hatta İstanbul Ortodoksları 4. Haçlı seferinde İstanbul’dan sürüldü. İstanbul 3 gün üç gece yağmalandı, kilise hazineleri Roma’ya kaçırıldı, Ortodoks Rumlar canlarını kurtarmaya Trabzon’a kadar kaçtı.
İşte bugün Ortodoks Rusya devlet başkanı Viladimir Putin’in hatırlattığı haçlı seferi odur, 4.Haçlı seferidir. Seferi yaptıran Venedik korsanlarının zulümleri Şekspir’in tiyatro eserlerine kadar girmiştir.
Bugün yine batının kasaları boşaldı, mali iflastalar, paraya ve altına ihtiyaçları var. Şu anda petrolden daha önemli olan sorunları budur. Eğer para bulamazlarsa kendi halkları onlara isyan edecektir. Ellerindeki bütün silahları satacaklar, yenilerini piyasaya sürecekler, insanlar sadece savaş endüstrisine hizmet eder hale getirilecek… Ölmekte olan kapitalizme can vermeye kanlı para dolaşacak piyasada.
Çok öz olarak söyleyecek olursak, bütün haçlı seferlerinin arkasında bir avuç paraya tapanlar tarikatı (Allahsızlar) vardır. Doların üzerindeki tek göz onların sembolüdür. Para için her şeyi yaparlar.
Artık koalisyon korsanlarının, artık silah satışından başka gelir kaynağı kalmadı. Libya’ya gidişleri de ondan, kasaları açtırmaya gidiyorlar. Gözleri Kuzey Afrika kasalarındadır. Cezayir’de kasalar boşalmış, kim nasıl boşaltmış bilinmiyor, kıyamet orda kopacak diyorlar.
Kaddafi akıllılık etti, bütün yumurtaları aynı sepete koymadı, parasının bir kısmı Londra’da Libya Forum Bank’tadır, bu bankaya ambargo konulamamıştır. Biz sadece 140 ton altını biliyoruz, bu bile ABD’nin iştahını kabartmaya yetti.
Geçen hafta Muammer Kaddafi bütün Libya petrollerinin ruhsatlarını Rusya ve Hindistan’a verdi. İşte bu nedenle ABD artık Libya’ya saldırırken aynı anda Rusya ve Hindistan’ın petrollerine saldırmış olacak, karşısında onları bulacaktır!
Devlet adamlığı soğukkanlı olmakla başlar, ileri görüşlü olmayı gerektirir. Biz torunlarımızın gelirini yiyoruz, bunu geçelim. ABD ile aynı ata oynayan Türk diplomatları, oturup şunu düşünsünler. ABD’nin yanında olmanın bedeli çok ağır olacak, öyle görünüyor. Başbakanımız eş başkanlıktan istifa etsin, kabul ettiği Yahudi cesaret nişanlarını da geri versin. Sonra, bir tuhaf dokunulmazlığı olan Çevik Bir’i karşısına alıp; “Sen ki 28 Şubat’ın maskeli şövalyesiydin, beni sen yarattın, yenidünya düzeninde Türkiye’nin güvenlik hizmetleri sunan ülke olacağını söylemiştin, acaba benim eş başkanlığımda mı olacak bu?” diye sorsun…
Sarkozi’nin kendisini toplantıya davet etmemesine ve savaş uçakları göndermesine diklendiği gibi, Libya denizine yanaşmakta olan ABD ordusunun 25 savaş gemisi ve 6 denizaltısı için “Ne işleri var Akdeniz’de?” diyebilir mi?
Sarkozi, Libya pastasından büyük pay kapmak için saat farkıyla öne atıldı, bölündüğü zaman üçte biri Fransa’ya verilsin diyedir… Eski sömürgeci Hollanda ile İngiltere “koalisyon ortağı” ABD paydaşları… Leş kargaları gibi…
İşte Avrupa’nın ve Kuzey Amerika’nın gerçek yüzü; Birleşik Katolik Haçlı Orduları…
Ulusal Kanal’ın Çarşamba 11.00 de her hafta konuğu olan Mete Akıncı’nın muhteşem yorumlarından devam edeyim. Der ki, “Fransa Nato ülkelerine silah satmak için öne fırladı, çünkü NATO ülkesine silah satabilmeniz için BM operasyonlarında denenmiş silahınız olacak, böylece Fransız hava sistemleri teknolojisinin önü açıldı, yakında Füze Kalkanı kullanılacak demektir. Ayrıca yakında Fransa cumhurbaşkanlığı ön turları var, birkaç saat farkıyla önde girdi Libya’ya. Artık Fransa;
- 1-NATO Silah pazarında söz sahibidir. 2-Sarkozi’nin Cumhurbaşkanlığı seçim yatırımı tamamdır. 3-Bölünmüş Libya’da Fransa pay sahibidir.
Aklıma takıldı: Tarihte, Doğu Karadeniz’e altın avcılığına gitmeye alışmış olan Akdeniz korsanları, acaba bu kez boğazlarımızı elini kolunu sallayarak Karadeniz’e geçer mi? Acaba, koalisyon korsanları, Haçlı seferini Kafkasya’ya uzatır da, VI.Büyük Bedri’nin Rize Kalesindeki hazinelerini taş doldurarak kapattıkları kuyulardan çıkartır mı?
Hani MÖ.63’de, Pompeius’un 1800 askerini kaybettiği Potomya savaşından sonra girdiği Rize kalesinde bulduğu Lokman Hekim el yazması kitabını ve Emine’ye mektupları ganimet aldığı, ama kalenin derin kuyularından çıkartamadığı hazinelerin üzerine taş doldurarak kapattığı kuyular vardı ya… Pompeius’un tarihçileri yazdı, Murat Arslan adında bir doçent Mitridate Eupatore kitabında bunları çevirdi, yaptığı doktora tezinin dip notlarında yazdı, ben okudum da Akdeniz’in yeni korsanları bunları bilmiyor mudur?
Galiba yeni korsanlar da altın kokusunu takip ediyor, kasalara Petro Dolar doldurmak uzun iş çünkü. Londra borsasında hisseleri alınıp satılan şu Altın Madeni, Rize’nin neresindedir acaba? Yoksa HES’ler de altın derelerini ele geçirmek için miydi?
Allah Libya halkının yardımcısı olsun, dualarım onlaradır. Sırada biz de varız. Eğer Libya halkı Kaddafi’nin etrafında birlik olur da direnirse, dilerim hayırlara vesile olur da, aklımızı başımıza toplarız.
Ahhh ah!… Bize de “İngilizce öğretici” namı altında 40 bin kişilik muhterem haçlı ordusu gönderiyorlar, işsiz kalmış elemanlarına burada iş buldular… Bir taşla kaç kuş vuruyorlar; bebelerimizi Amerikalılaştırmak, Hıristiyanlaştırmak… Görüyorsunuz. Haçlı koalisyon Türkiye’yi işgal edeceği zaman 40 bin kişilik karşılama taburları bunlar olacaktır, hem de ellerinden tutarak getirdikleri 5-9 yaş bebeleriyle!
Yakın gelecekte manzara nasıl oalacak, görebildiniz mi? Hedef 2023 dedikleri bu olsa…
Kaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder