Anasayfa

Cumartesi, Ağustos 13, 2011

İŞTE O ÇARPICI GERÇEKLER!



Erdoğan, hiçbir sıfatı olmamasına rağmen, seçimden önce “Tesadüfen” ABD’ye gitti. “Tesadüfen” Yahudi Lobisinin liderleriyle, Bush’la ve Bush’un yakın çalışma arkadaşlarıyla görüştü.
 




 

ABD ile farklı ilişkiler içerisinde olan; Cüneyt Zapsu, Ömer Çelik, Egemen Bağış, Mücahit Arslan, Mir Dengir Fırat “Tesadüfen” Erdoğan’ın yanına (?) yerleştirildiler. Bunlardan Cüneyt Zapsu’nun ABD Savunma Bakanı Yardımcısı Wolfowitz’e “Tayyip Erdoğan’ı harcamayın, kullanın” demesi de, bir tesadüftü.

3 Kasım 2002 seçimleri öncesi Deutsche Bank, Chase Manhattan, Moore Kapital, American Expres gibi siyonist sermayenin güdümündeki finans kurumlarına:”AKP’nin tek başına iktidara taşınacağını, ve bunun endişe duyulacak bir sonuç doğurmayacağını” söylemek üzere bilgilendirmeye çıkan Ekipte Verso’nun başkanı Erhan Göksel ve Mesut Yılmaz’ın kuzeni meşhur borsacı Mehmet Kutman’la birlikte 28 Şubat’ın mimarı Çevik Bir‘in yer alması tamamen bir tesadüftü.

Erdoğan’ın mahkûm olmasına neden olan şiiri okuduğu il olan Siirt’te seçimler “tesadüfen” iptal edildi. Ve Erdoğan tesadüfen O ilden milletvekili oldu.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Büyük Oğlu Burak Erdoğan’ın 11.Mayıs.1998 tarihinde arabasıyla bir zamanların ünlü sanatçısı Sevim Tanürek’i çiğneyerek öldürmesini magazini seven medyamızın hiç gündeme getirmemesi tamamen “tesadüf”tür.

Burak Erdoğan’ı Trafik 3/8 kusurlu buldu, Mahkeme Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden kazayla ilgili rapor istedi. Bu dairenin başında makine mühendisi Eyüp Çakmak bulunuyordu. Erdoğan için “tamamen kusursuz” raporu düzenlendi ve “sekizde sekiz (8/8) kusur ölen yaya Sevim Tanürek’tedir” dendi. Tayyip Erdoğan Başbakan oldu, “kusursuzdur raporu” veren dairenin başkanı Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdür Yardımcılığı görevine atandı. Bunların tamamı tesadüftü.

Haklarında yolsuzluk davaları devam eden, bazıları hakkında da soruşturmalar süren İstanbul Belediyesi çalışanlarından dokuzu “Tesadüfen” milletvekili, bazıları da bakan yapılarak dokunulmazlık zırhına büründürüldüler. Ve“tesadüfen” yargılanmadan kurtuldular. Ve yine tesadüfen bunların suçları çeşitli kanunlarda yapılan değişiklerle af kapsamına alındı.

AKP’nin iktidara gelmesiyle, 57. hükümet döneminde her gün ülkenin farklı bir yerinde yapılan türban eylemleri “tesadüfen” durdu.

Türbanlılar lehine bir gelişme olmamasına rağmen AKP iktidarları döneminde neredeyse hiç türban eylemi yapılmaması tamamen bir tesadüftü.

Resmi Gazete’nin 18 Mayıs 2004 tarihli sayısında yayımlanan kararla 20 Mayıs–31 Ağustos 2004 tarihleri arasında geçerli olmak üzere mısır için 900 bin ton tarife kontenjanı açıldı. 3 ay 11 günlük süre içerisinde kontenjan belgesi olanlar için gümrük vergisi oranı yüzde 80 yerine yüzde 25 olarak uygulandı.

Bu dönem içerisinde Kemal Unakıtan’ın oğlunun şirketi tesadüfen 582.285 Kg mısır ithal etti ve yalnızca vergi oranındaki değişiklik sonucu %55 havadan para kazandı.

Fosforik asit üretecek şirketi için Abdullah Unakıtan’ın 79802 no.lu teşvik belgesiyle 2 milyon 544 bin YTL tutarında teşvik kredisi alması da tamamen bir tesadüf…

Ne ilginç bir tesadüf ki, kuş gribi yüzünden insanların pastörize yumurtaya ilgi duyacakları sırada- Kemal Unakıtan’ın oğlunun kurduğu tesis, piyasaya “pastörize yumurta” satmaya başlar.

Vodafone yöneticileri ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın kızı Zeynep Basutçu Unakıtan, 14.Kasım 2005’ günü 11.45 ile 12.10 arası “Tesadüfen” Telsim binasındadırlar.

Vodafone ihale Öncesi Cüneyt Zapsu’ya ihalede yardımcı olması için “tesadüfen” faks çeker.

Ne ilginç “tesadüftür ki”, birkaç ay sonra Telsim ihalesini, Vodafone kazanır.

Ülker Grubuna bağlı Data Teknik, son üç yılda yapılan kamu bilgisayar iletişim altyapı ihalelerinin (Milli eğitim, Adalet Bakanlığı, Türk Telekom, PTT vs) tamamına yakınını “tesadüfen” kazanır.

Başbakanın Ülker’in bayisi olması ile bu dönemde Ülker’in büyümesi arasında hiçbir ilişki kurulamaz. Gerek Albayrak’ların gerek Ülker grubunun en büyükler arasına girmesi tamamen tesadüftür. Ayrıca devlet açıklama yapar ve der ki “Artık kolestrol ilaçlarını devlet ödemeyecek.” Ve ne tesadüftür ki o dönemde tayyibinde sahibi olduğu ÜLKER grubu kolestrolü düşürücü ürünler piyasaya sürer.

Başbakan Erdoğan Lübnan’da Harriri Ailesine başsağlığı ziyaretine gider. Uzun süre aile fertleriyle başbaşa görüşür ve Türk Telekom özelleştirme ihalesini Harriri ailesinin şirketi olan Oger Telekom “tesadüfen” kazanır.

Tayyip Erdoğan’ın oğlunun nikah şahitliğini Berlosconi yapar. Bu şahitlikten kısa bir süre sonra zor durumda olan ARİA “tesadüfen” Türk Telekom’un GSM kuruluşu Aycell ile birleşir…

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm’ın 24 yaşındaki oğlu Erkan Yıldırım’ın 1.5 trilyon lira harcayarak gemi sahibi olması, tamamen tesadüf eseri. Erkan Yıldırım’ın “Borç aldım” dediği Santour şirketine Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Türkiye Denizcilik işletmelerinin Ankara Feribotunu ihalesiz kiralaması da tesadüf.

AKP’de, yolsuzluklara adı karışan Ali Dibo’ların el üstünde tutulması; buna karşılık, yolsuzlukları gündeme getiren milletvekillerinin (Örneğin Turan Çömez,Hamza Albayrak, Ersönmez Yarbay) dışlanması, daha ileri gidenlerin istifaya zorlanması (Emin Şirin) veya ihraç edilmesi (Fuat Geçen, Mahmut Koçak) tamamen tesadüftür.

Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde hakkında açılan idari soruşturmaların önemli bir bölümünü yürüten Mülkiye Başmüfettişi Hüseyin Avni Coş’un, AKEPE iktidarı döneminde önce Bingöl, sonra Aksaray ve şimdi de Kırklareli Valisi olarak görev yapması;Üsküdar Adliyesi’ndeki zimmet, sahtecilik davasının hakimi İsmail Rüştü Cirit’in, AKEPE döneminde Yargıtay üyesi seçilmesi; Tayyip Erdoğan’ın malvarlığını haksız kazançla artırması ile ilgili davanın Hakimi Mustafa Kozan’ın AKEPE iktidarı döneminde Ankara Adliyesi’nde Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olması gibi onlarca atama tamamen tesadüften ibarettir. Yoksa bu tür atamalar “Sayın” Başbakanın “minnet” borcuyla alakalı değildir.




Kaynak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder