Anasayfa

Cumartesi, Nisan 09, 2011

Bayrak indi, tık yok! / Sabahattin ÖNKİBAR

Önceki  gün...Yer: Diyarbakır Ergani!Hatay’da öldürülen PKK’lı Aydın Baren’in cenaze  merasimi var.
Merasime DYP’den Gülten Kışanak ile Ayfer Tuğluk da iştirak ediyor.PKK’lı güruh  önce korucu kulübelerini ateşe veriyor.
Akabinde  kulübenin bitişiğinde göndere çekilen Türk bayrağını aşağı indirip ayaklarıyla  çiğnemeye başlıyor.
Peşi sıra Türk bayrağının yerine PKK flamasını çekiyorlar!
Yandaş ve tehdit altında olan medya AKP zarar görmesin diye size bu olanları yansıtmadı ama tablo aynen budur.
Evet bu topraklarda artık Türk bayrağı gönderden indirilir haldedir.
Dahası, o al renkli şanlı bayrağımız ayaklarla çiğnenmekte ve yerini PKK’nın bez parçaları almaktadır.
Hayır, çeyrek asırlık PKK ihaneti  zilletinde  böyle şeylere hiç tanık olunmadı!
İlk defa AKP ile bu ülkenin birlik sembolü olan bayrağımız  çiğnenir haldedir.
Ve heyhat bu tabloya bu ülkenin birliğini sembolize eden  Cumhurbaşkanı  Abdullah Gül suskundur!
Sadece o değil, Başbakan Erdoğan’la  hükümeti de sadece seyretmektedir!
Sorarım o Abdullah Gül’e; o makamda niçin varsın?
Neyi ve kimi temsil etmektesin!
Yemininde neler vardır?
Suskunluğun yemininle uyuşuyor mu?
Yoksa yoksa seni Çankaya Köşkü’ndeki makamında ziyaret eden Kürtçü Hakkâri heyetine söylediğin  “Bekleyin, güzel günler yakında”  ifaden bütün bunların yaşanması mıydı?
Değilse niçin susar ve kıyameti koparmazsın?
Neden bayrağımızı çiğneyen alçakları lanetlemezsin?
Bunu yapmayacaksan o makamda ne işin var?
Aynı şekilde ey Tayyip Erdoğan sen de niye dut yemiş bülbül misalisin!
Sen ki her şeye  müdahil olur, söz yetiştirirsin!
Yoksa bayrağımızın indirilmesinin senin için de bir önemi yok mudur?
Ve siz topyekün Ey AKP’liler ne oldu size, nasıl bu hale geldiniz?
Bugün bu tabloya suskun kalanlar hiç kuşkunuz olmasın yarın harita değişimine de sükut edeceklerdir.
Üzülerek söylüyorum ama bindik AKP alametine gidiyoruz kıyamete!
Üç  vakitten evvel bunlar Türkiye’yi ya bölecek, ya da bölecektir!..
NOT: Kılıçdaroğlu dikkat dikkat...Enver Aysever’le alakalı yolsuzluk iddialarına bir yenisi daha eklendi ve Kadıköy  Belediyesi ile ilişkileri noktasında acaip  şeyler  seslendirildi.. Haksızlık etmemek adına bu iddiaları gerçekliğini araştırdığım için yazmıyorum ama zerresi doğru ise eyvah ki eyvah!...İlginç olan, bana bunu aktaranların CHP’li ve de sosyal demokrat  kesime mensup gazeteciler olmasıdır..Aman Kemal Bey bu adamı aday yapıp başınızı derde sokmayın! Işınlayın bu çocuğu kendi gezegenine!
 
SÖZÜNDE DURMAK MI?
AKP adamı böyle satar!
Haberin kaynağı AKP yandaşı Rota Haber.
Yazılan şu: AKP Tatlıses’i aday göstermekten vazgeçti.
AKP Polit Bürosu İbrahim Tatlıses’in 12 Haziran’da yapılacak seçimde partilerinden aday gösterilmesinin kendilerini olumsuz etkileyeceğini dikkate alarak bu düşüncesinden vazgeçmiş.
İyi de çok değil 10 gün önce Tayyip Erdoğan Tatlıses’le fotoğraf çektirip adayımız demedi mi?
Dedi ise çark etmek niye?
Bir Başbakan nasıl kendini böyle bir duruma düşürür ve sözünde durmayan bir görüntüye sokar! Haber gerçekten doğru ise Tayyip Erdoğan’ın verdiği sözlerin bir kıymeti harbiyesinin olmadığı kanıtlanmış olmuyor mu?
 
NAZLI YALAKA
Ben senin yalakanım demedin mi?
Facebook ve Twiter’de yokum ama okurlarım benimle ilgili  bazı mesajları bana iletiyor.
İki gün önce Nazlı Ilıcak’a bu sütunda  halen Ergenekon sanığı olan eski  eşi Emin  Şirin ile MİT eski Müsteşarı Şenkal Atasagun’un Veli Küçük’ün kankası diye niteleyip Ergenekon mensubu diye tanıttığı oğlu Mehmet Ali Ilıcak’la ilgili sorular sormuştum.
Ilıcak bu sorularımı  sütununda cevap veremediği gibi Twiterde de veremedi ve bana sataşmaya kalktı.
Bak Nazlı, olayı kişiselleştirirsen utandırırım seni!
Benim zerre bir pisliğim olsaydı AKP ve şürekâsına  yıllardır meydan okuyamazdım ki bunu en iyi sen bilirsin!
Belli ki sorduğum soruya cevap veremeyince bu yollara sapıyorsun!
Yok ben sana Davos’u, şunu bunu sormayacağım, sadece Mesut Yılmaz’a Başbakanken uçağında bizim yanımızda “Ben senin yalakanım”  dediğini hatırlatacağım ki bunun tanıkları  benimle beraber Sedat Ergin, Mehmet Ali Birant ve Yalçın Doğan’dır. (Ayrıca sen de bu beyanını sonradan kabul etmek zorunda kaldın ve sütununda yayınladın)
Bu ifadeyi kullanan biri hâlâ nasıl bu medya âleminde  yer bulabilir..Yazık!




http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=17742

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder