Anasayfa

Cuma, Haziran 17, 2011

Yüzleşme zamanı / Altemur KILIÇ

TC demokrasiyle kurulmadı ama, “demokrasiyle” yıkılacak...Tekrarı yok bu oyunun!.. Demokrasiyi severim ama; milletimi, devletimi daha fazla severim!..

Bu yazıyı yazarken Apo’nun avukatları henüz İmralı’dan beklenen haberi getirmemişlerdi...15 Haziran geldi, Apo “kıyamet” ültimatomunun vadesini uzatacak mı, yoksa, terör eylemlerine devam- iç savaş emrini mi verecek?..
Heberlere göre, avukatlarıyla yaptığı görüşmede, “Eylemsizlik süreci uzayabilir” buyurmuş!.. Yani, ültimatomun vadesi uzayabilir... Eşkıya başı, herhalde, seçimden sonraki durumu, balkon konuşmasını “tezekkür” ediyor ve Erdoğan’ın “Yeni Anayasa” tasarısını açıklamasını veya ona malum “devlet kanallarından” iletilmesini bekliyor... Apo ile “Devlet benim” diyen Erdoğan arasında özel bir iletişim hattı olduğu malum...Yeni Anayasadaki bazı maddelerle “özerklik” ve “Türklük” konusunda bazı vaatler verildiği de, spekülasyondan öte bilgilere-duyumlara dayanan “tahminler”... İmralı’ya giden Apo avukatlarından Erbaş, Öcalan’ın İmralı’da devlet yetkilileriyle bir görüşme yapıp yapmadığı sorusuna ise “Dün yapıldığını öğrendim” yanıtını veriyor. Demek ki, “kırmızı hat” işliyor! Koca TC Devleti adına eşkıya başının muhatap alınması ve çözüm için kullanılması ayrı zül!.. Fakat aslında Apo, devleti ve bu iktidarı kendi amaçları için kullanıyor.. Bu da gafletimiz!..

***

Erdoğan bütün ısrarlara, Devlet Bahçeli’nin her konuşmasında sormasına rağmen “Yeni Anayasa” projesinin içeriğini açıklamadı...Herhalde, seçimden sonra gene “önde gelen parti olana kadar” “fincancı katırlarını ürkütmemek” istedi... Şimdi gerçi, Anayasayı tümünden değiştirecek, kendisini “Tek adam” yapacak milletvekili sayısını bulamadı ama, yeni bir parti kurarak TBMM’de grup oluşturacak BDP “bağımsızlarıyla” o sayıları bulabilir!..Hatta, kanımca Kılıçdaroğlu da böyle bir “işbirliğine” amade! Arkadaşımız Arslan Bulut, Kılıçdaroğlu’na bu ihtimali sormuş. Anladığım kadarıyla o da cevabında yuvarlamış, kıvırmış... Ama şimdi “hakikat anı” geldi. Yandaş medya Kılıçdaroğlu’na “İmzaladığın çekleri öde! Anayasa değişikliğine katkı ver! Kürt meselesini çöz!” diyecek... Nasıl mı? Reçete malum: “Türkiye’yi Türk devleti olmaktan çıkararak...” Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran parti CHP, böyle bir ihanete imza atar mı? CHP’nin sağlam tabanı asla; Kılıçdaroğlu ve ekibinin bazı sözleri hatırlanınca, hiç de imkânsız değil. “Neler yapmadık bu vatan için”...
Türkiye hele şu son zamanlarda ne badirelerden geçti... Hep yazdık: “En tehlikeli virajda, uçurumun eşiğindeyiz” diye... .Ama ne kadar dayanıklıymışız ki, bu kadar dalavereden, bunca badireden sonra hâlâ uçuruma yuvarlanmadık!.. Deli Fuat Paşa’nın dediği gibi: “İçeriden ve dışarıdan” bizi hâlâ yıkamadılar ama, bu artık son uçurum!..

***

Prens Sabahaddin’in İngiltere’den mülhem “adem-i merkeziyet” projesinden “Demokratik özerkliğe”, Büyük Kürdistana “ kadar dayatmalar ve komplolar son haddini buldu...  Bunları mümkün kılmak için belden aşağıya ” kaset şantajlarıyla “, Cumhuriyetin ” kurucu partisi “CHP , elyak ellere geçirildi... MHP de saf dışı bırakılmak istendi! Bu evrensel-küresel güçler tarafından oynanmakta olan “Büyük Oyun”!.. Bugün en tehlikeli uçurumun kenarındayız... Devletin direksiyonunda tehlikenin vahametini, boyutlarını idrak edecek, virajları atlatacak ehil, tarih ve “Türklük” şuuru olan yöneticiler var mı? Sonuna kadar soracağım: Türk milleti, varoluş mücadelesi verirken böyle bir iktidara müstahak mı?.. TC demokrasiyle kurulmadı ama, “demokrasiyle” yıkılacak...Tekrarı yok bu oyunun!.. Demokrasiyi severim ama; milletimi, devletimi daha fazla severim!..


Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder