Anasayfa

Salı, Haziran 28, 2011

İhanetin ve hainlerin fotoğrafları / Altemur KILIÇ

Soros’un TESEV’i milyonlarca dolar “fon” layıp, Cengiz Çandar ve ekibine hazırlattığı “Kürt İsyanı” raporunu analiz etmeye devam edecektim. “Kürt sorunu” hususunda nasıl bir ihanet ve nasıl bir gaflet çemberi içine alındığımızı anlatmaya çalışacaktım ki dedesi Cemal Paşanın ruhuna “imalât hatası” Hasan Cemal’den, ihanetin yeni belgesi, sesli türkülü, fotoğraflı geldi. Bölücülerin “Bahar Taarruzu” - “İkinci Açılım” - dalgası başladı. Önce “Çandar Raporu”, sonra da Kandil’deki eşkıya ininden, Apo’nun “Başkomutan Vekili” Karayılan’dan “barış buketleri”!..

Bu Hasan’ın ilk vukuatı değil. PKK’lıların “Hasan Abisi” daha önce de oralara gitmiş, “barış” mesajları getirmişti. Aslında düşmanın ayağına gitmek, oradan mesaj getirmek, evrensel gazetecilik kurallarına da, vatanseverliğe de sığmaz. Ne kadar sansasyon ve prim yapsa da savaş halinde “Düşmanla yatmanın” cezası idamdır... Ama Hasan’ın dokunulmazlığı var! Başka meslektaşlarımızı “Ergenekon” dan tutuklayanlar ona dokunmazlar!..
Anlaşılan ihanet tefrikası devam edecek ve üzerinde çok konuşulacak. Hasan ilan etti: “İkinci açılımdır” bu! AB de bunu istiyor. İktidar da şu sırada yeniden “açılmak” için fırsat bekliyor!
Eşkıyabaşı Karayılan, Hasan “Abisine” tebşir etmiş; “2011 çözüm yılı olmalı, yoksa direniriz. Çok kritik bir kavşaktayız. TBMM, tatile girmeden önce milletvekili krizi ve yeni anayasa konusunda olumlu bir tavır belirlerse, barış sürecini derinleştirir. Artık şiddet istemiyoruz. Bölücü değiliz. Başkan Apo bir ay önce devlete üç protokol verdi. Bu protokoller barış için ikinci açılım niteliğindedir, şiddetin tümden devre dışı bırakılmasını öngörüyor.”
Bu haydut, elindeki Türk kanları kurumamışken, gözlerimizin içine baka baka utanmadan konuşuyor:
 “Başkan Apo’nun bu üç protokolünün öngördüğü yol haritası, Kürt sorununda yeni bir açılımdır...Bu ’açılımın’ şifresi de: Demokratik anayasal çözüm sürecinin başlatılması ve şiddetin tümden devre dışı bırakılması. Yani barış açısından çok önemli bir açılım.”
Bu sözlere inanmak, itibar etmek ve ciddiye almak için çocuk veya gafil olmak yahut eşkıya ile suç ortağı olmak gerekir. Yani olanların bundan sonra gene olmayacağının garantisi ne?.. Anlaşılıyor ki eşkıyanın yeni “Barış Taarruzu” taktiği şu kargaşa bağlamında, uşakları-işbirlikçileri eliyle barış dalı uzatıp, arkadan hain saldırılarına devam etmek ve yıkamadığı, bölemediği ülkeyi yıkıp bölmek. “Barış dalını” kim geri çevirebilir?.. Akan kanların durmasını kim istemez?.. Savaşı kim ister? Zemin ve zaman müsait. Önlerindeki başlıca engel TSK... İkinci Dünya Savaşı’ndaki “beşinci kola” benzer bir yöntemle vurulmuş durumda... Komutanların çoğu içeride... Geri kalanlar da alınmakta... Hainler
dışarıda!..
Karayılan, Erdoğan’a seslenmiş: “Şimdi toplumsal barışın kapısını açmak... Hem milletvekili krizini çözmek, hem Kürt sorununda köklü bir çözümün kapısını açmak Ak Parti liderinin elindedir. Bugün böyle bir tarihsel liderliğe ihtiyacı var Türkiye’nin. Bunu gerçekleştiren lider, tarihe geçer.”
Doğru... “Mühür” Erdoğan’da... Ama keramet Karayılan’da... Erdoğan’ın tarihe “TC’yi yıkılmaktan, bölünmekten kurtaran lider” olarak geçeceğinden emin olabiliyor muyuz?..

***
 Hasan Cemal Kandil yollarında Ahmet Kaya’nın türküsünü tutturmuş: “Ben yandım. Siz yanmayın Allah aşkına!” diye. Ben de Kayahan’ın bir TV sohbetinde söylediklerini hatırladım: “Yılandan korkmam, yalandan korktuğum kadar...”
Hasan önceki yazısında şerik-i cürmü Cengiz Çandar’ın raporundan şu sözleri nakletmiş: “Devletin yüksek bir şahsiyetiyle bu rapor için konuşurken dedi ki: Devlet 1999’dan beri görüşüyor Öcalan’la. Çok zeki, çok tecrübeli bir adam... Apo’da sorun yok, sorun bizde... Biz hâlâ tek devlet haline gelemedik.”
Hâlâ tek devlet olamadık!..
Doğru söze ne denir. Ama daha doğrusu Atatürk’ün kurduğu “devlet”, devlet gibi “devlet” olmuştu... Fakat son yıllarda, “TC devleti” sanki devlet olmaktan çıktı; başka bir şeyler oldu!..







Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder