Anasayfa

Cumartesi, Ekim 29, 2011

Millî Yemini Hatırlayın! / Banu AVAR

 
''Cumhuriyet bayramı bu cefakar milletin bayramı olarak kutlanacak. Cumhuriyete düşman olanlar, bunca yıldır riyakarca kutladıkları bayramları artık kutlamak istemiyorlar. Artık Cumhuriyet, Cumhuriyet’in gerçek sahiplerince selamlanacak. 88. yılda da tüm ÅŸehitlerimize selam yollanacak, dua edilecek ve bu Cumhuriyeti korumaya yemin edilecek!…

75. yılında can vermedi, 88. yaşında da aldığı ağır darbelere karşın korunup kollanıyor… 880. yaşında da burada olacak! TÃœRKÃœ TASFÄ°YE PLANI son kertede de olsa baÅŸarıya ulaÅŸamayacak!

Bizler, kanla sulanmış topraklarda atalarımızın verdiÄŸi ahlakla nefes aldıkça!'' 
 
 
Bugün Cumhuriyet’in 88. yıldönümü… Ata’mızın ölümünden beri, 70 küsur yıldır Türkiye BATININ DELÄ° GÖMLEĞİNE DOLANMIÅž HALDE!

Mustafa Kemâl Atatürk, 1921'de Kurtuluş Savaşı'nın ortasında bugünü anlatan şu sözleri etmiştir:


    ‘Batı ile uyuÅŸma, Türkiye’nin kaçınılmaz olarak köleleÅŸtirilmesi anlamına gelecektir.’

Ve devam eder:

    ‘Ben yaÅŸayabilmek için mutlaka bağımsız bir ulusun evladı olmalıyım. Bu nedenle Ulusal bağımsızlık bence bir yaÅŸam sorunudur!.. Benim ulusumu yok etmek isteyen herhangi bir ulusun, bu isteÄŸinden vazgeçene kadar amansız düşmanıyım!’

Atatürk ölene kadar ulusal bağımsızlığımıza zarar verecek hiçbir dış iliÅŸkiye girmemiÅŸtir. Emperyalist devletler 1938’e kadar Türkiye’ye bulaÅŸamamışlardır.

Ölümünden 140 gün sonra Ä°smet Ä°nönü, Fransa ve Ä°ngiltere ile ‘Üçlü AnlaÅŸma’yı imzalamıştır. Bu imza ile Türkiye Batı’nın Deli GömleÄŸini kafasından geçirmiÅŸtir.

Sırtlan sırıtmasıyla bekleyen emperyalist devletler, Lozan AnlaÅŸması sırasında söylediklerini hayata geçirmek için harekete geçmiÅŸlerdi.. Lozan’da Ä°smet Ä°nönü’ye Lord Curzon’un dedeiklerini hatırlayın.

    ‘Müzakerelerde sizden istediklerimizi alamıyoruz. Ama unutmayın , bugün reddettiklerinizi yarın cebimizden çıkarıp önünüze koyacağız!’

İngiliz New Conventional gazetesi de Lozan anlaşmasından bir gün sonra şu yoruma yervermişti:

    ‘Türkiye teoride bağımsız ülke oldu... Ancak sanayi ve ticarette yeteneksiz ve sermayeden yoksun olan bu toplumu tanıyanlar bilirler ki, bu bağımsızlığın ömrü çok kısa olacak, ve eski durum bir baÅŸkasının egemenliÄŸinde geri gelecektir.’

Ne yazık ki batının bu öngörüleri, ülkeyi yönetmeye talip olanları yeteneksiz ellerinde gerçekleşmiştir!

Üçlü AnlaÅŸma sonrası 1945’e kadar geçen süreyi batı iyi deÄŸerlendirmiÅŸ, ‘uzman’ları istihbaratçılarını Türkiye’ye yollamış, çizdiÄŸi yol haritasını yönetime kabul ettirmiÅŸtir.

Türkiye 1945’de, batının dayatmasıyla ‘demokrasi (!)ye geçme’ kararı almış, hiçbir hazırlığı olmadan, dayatılan ‘piyasa demokrasisi’ne balıklama atlamıştır.

Yine 1945’de ABD’nin siyasi mekanizması BirleÅŸmiÅŸ Milletler’e üye olmuÅŸ, deli gömleÄŸine biraz daha sarılmıştır.

1947’de Atatürk’ün Türkiyesi, ABD’nin ekonomik sömürü mekanizması Dünya Bankası, ve Ä°MF üyeliÄŸiyle tanışmıştır. 1952’de ABD’nin savaÅŸ mekanizması NATO’ya da üye olarak kımıldayamaz hale gelmiÅŸtir..

Bu üyeliklerle Türkiye, MİLLİ ekonomisini, Milli eğitimini ve Milli savunmasını Batının eline vermiştir.

1960’da OECD üyesi olacak, onlarca emperyalist mekanizmanın içinde kaybolacaktır.

1995’de, havai fiÅŸekler eÅŸliÄŸinde AB Gümrük BirliÄŸi’ne girerek kendi milleti aleyhine her türlü düzeneÄŸin içinde debelenecektir.

1991’de Avrupa Yerel Yönetimlere Özerklik Yasasıyla Ulus devlet olmaktan çıkacak BAÄžIMSIZLIÄžINDAN feragat edecektir.

2003’de BM Ä°kiz yasaları kabul ederek BÖLÃœNMEYE ‘evet’ diyecektir.

2006’da Bölgesel Kalkınma Ajansları’na ‘Peki’ diyerek federalizme yol döşeyecektir.

Mustafa Kemâl Atatürk MİSAK-ı MİLLİ yani MİLLİ YEMİN derken , Toprak bütünlüğü yanı sıra, MİLLİ eğitimi ve MİLLİ ekonomiyi ve MİLLİ savunmayı kastetmişti. Onlarsız tam bağımsızlık imkan dahilinde değildi!

Sizi 88. yılda MİLLİ YEMİNİ HATIRLAMAYA DAVET EDİYORUM!

Bakın 1992’de Alman DışiÅŸleri bakanı Hans Dietrich Genscher, 1994’de Amerikan büyükelçisi Morton Abromowitz , 1998’de Alman Süddeutsche Zeitung’da Wolfgang Koydl ardı ardına ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin ölmesi gerektiÄŸinden’ sözetmiÅŸlerdi…

Sonuncusu şöyle demişti:

    ‘On yıl içinde Türklerin komÅŸusu olan 3 güçlü politik sistem battı.Ve sessiz sedasız yokoldu. Ä°ran’da Åžah monarÅŸisi, Sovyetler BirliÄŸi’nin Politbüro komünizmi, ve Yugoslavya’da federatif Balkan deneyimi… Hepsi de dinsel ya da etnik çeliÅŸkiler yüzünden yıkıldılar. Türkiye’de her ikisi de var…. Lenin’in devleti 73 yaşına basmıştı. Yugoslavya 74 yaşındaydı. Atatürk’ün Cumhuriyeti bu yıl hayli kritik 75. yaşına girdi!’

Bugün Atatürk Cumhuriyeti 88. yaşında! Hala nefes alıyor! 88. yaşında geleneksel geçit törenleri de yasaklandı. Ama halkın kalbinden Cumhuriyet aÅŸkı söküp alınamadı! AB yetkilisi Karen Fogg, Türkiye’deki görevinden ayrılırken bundan ÅŸikayet etmiÅŸti.. ‘Bu milletten Atatürk sevgisi temizlenmeden Türkiye batılı olmaz!’ demiÅŸti.

Türkiye Türkiye olarak kalacak!

Cumhuriyet bayramı bu cefakar milletin bayramı olarak kutlanacak. Cumhuriyete düşman olanlar, bunca yıldır riyakarca kutladıkları bayramları artık kutlamak istemiyorlar. Artık Cumhuriyet, Cumhuriyet’in gerçek sahiplerince selamlanacak. 88. yılda da tüm ÅŸehitlerimize selam yollanacak, dua edilecek ve bu Cumhuriyeti korumaya yemin edilecek!…

75. yılında can vermedi, 88. yaşında da aldığı ağır darbelere karşın korunup kollanıyor… 880. yaşında da burada olacak! TÃœRKÃœ TASFÄ°YE PLANI son kertede de olsa baÅŸarıya ulaÅŸamayacak!

Bizler, kanla sulanmış topraklarda atalarımızın verdiği ahlakla nefes aldıkça!




Kaynak 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder