Anasayfa

Salı, Aralık 13, 2011

Tayyip Erdoğan - Fethullah Gülen İttifakında Bilinmeyenler / Sabahattin ÖNKİBAR

 
"Ne zaman ki Tayyip ErdoÄŸan ABD tarafından kucaklanıp AKP’nin başına getirildi, Zaman Gurubu da o gün, daha önce küfürle itham ettiÄŸi Tayyip ErdoÄŸan’ı anında kucakladı. Zaman Gazetesi için ABD’nin talebi ilahi bir buyruk gibidir. Tarayın arÅŸivi Zaman Gazetesinde son 5 yıldır bir tane olsun ABD için bir eleÅŸtiri yazısı yayınlanmamış, keza aleyhinde bir tane olsun haber çıkmamıştır.

Evet Cemaatin AKP ile iliÅŸkilerindeki temel hareket noktası, ABD’nin AKP’ye nasıl baktığı ile ilgilidir. Washington AKP’nin kalemini kırmazsa Cemaat da bazı konularda homurdansa bile bu partiden desteÄŸini çekmez, çekemez." 
 
 
 
CNN-Türk’de Cüneyt Özdemir’in 5N1K Programında Today’s Zaman Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Bülent KeneÅŸ’le karşı karşıyayız.

Bülent KeneÅŸ beni hedef alıp ÅŸunları söylüyor: “Sabahattin bey 90’lı yıllarda muhafazakar çizgideydi, oysa ÅŸimdi ulusalcılarla beraber.”

Hemen araya girdim ve şunları söyledim:

“Bendeniz hayatımın hiçbir döneminde Tayyip ErdoÄŸan’a ve zihniyetine oy vermedim. Siyasi çizgimde de 18 yaşımdan beri zerre bir kırılma olmadı. Oysa Zaman Gazetesi Gurubu ya da Cemaati AKP kurulana kadar Tayyip ErdoÄŸan’a oy vermeyi küfür gibi gördü ve 90’lı yıllarda ErdoÄŸan’a asla oy vermedi. Ne zaman ki Tayyip ErdoÄŸan ABD tarafından kucaklanıp AKP’nin başına getirildi, Zaman Gurubu da o gün, daha önce küfürle itham ettiÄŸi Tayyip ErdoÄŸan’ı anında kucakladı. Zaman Gazetesi için ABD’nin talebi ilahi bir buyruk gibidir. Tarayın arÅŸivi Zaman Gazetesinde son 5 yıldır bir tane olsun ABD için bir eleÅŸtiri yazısı yayınlanmamış, keza aleyhinde bir tane olsun haber çıkmamıştır.”

Evet Cemaatin AKP ile iliÅŸkilerindeki temel hareket noktası, ABD’nin AKP’ye nasıl baktığı ile ilgilidir. Washington AKP’nin kalemini kırmazsa Cemaat da bazı konularda homurdansa bile bu partiden desteÄŸini çekmez, çekemez.


Gelelim Tayyip ErdoÄŸan’ın bu camiaya nasıl baktığına?

Tayyip Erdoğan tam bir profesyoneldir ve şartlara göre vaziyet alır, dolayısı ile Fethullah Gülen Gurubu ile olan ilişkilerde de bu bakış geçerlidir!

Aslına bakarsanız Erdoğan Cemaatten çok hazzetmez ve onun iktidarına ortak olmak istemesine zaman zaman içerleniyor lakin özellikle bu aralar onunla karşı karşıya gelmeyi istemiyor!

Malum Tayyip Bey’in yakın hedefi öncelikle BaÅŸkan olmak, o olmazsa CumhurbaÅŸkanı seçilmektir. Dolayısı ile bu süreçte Washington’da, medyada, iÅŸ dünyasında ve halkın bir bölümünde etkisi olan Cemaati asla karşısına alamaz!

Öyle çünkü alırsa Cemaat, Tayyip beyle ya da birinci derecedeki yakınları ile ilgili sızdırmalar veya dezenformasyonlar yapabilir ki, bu da ErdoÄŸan’ın iÅŸene gelmez!

Sakın olmaz, olamaz demeyin, pek çok kesimi izleyen Cemaatin devlet içindeki unsurlarının kendini saÄŸlama almak için BaÅŸbakan’ın en azından yakın çevresini dinleme ve arÅŸivleme ihtimali göz ardı edilebilecek bir husus deÄŸildir!

Velev ki öyle bir şey olmasa bile Tayyip Bey böyle bir ihtimali düşünerek Cemaati hiçbir şartta karşısına alamaz!


Abdullah Gül ne yapacak?

Abdullah Gül zorlu bir imtihanın eşiğindedir!

Şahsa özel kanun olmaz diye anında geri çevirdiği Şike Yasası ikinci kez önüne geliyor!

Şimdi merak edilen Cumhurbaşkanının ne yapacağıdır!

Tamam değişiklik yapılmadığı için önüne gelecek kanunu onaylamak zorunda lakin önemli bir imkan var elinde!

Ne midir?

Anayasa Mahkemesine gitmek!

Evet Abdullah Gül gerçekten yasa üzerinden başka hesaplar peşinde değildi de, derdi yasanın kendisi idi ise şimdi bunu göstermenin zamanıdır ki yol bellidir!

Tahminimi mi sordunuz?

Abdullah Bey rüzgara göre yön alır, Anayasa Mahkemesine gitmez, bakalım yanılacak mıyız?


AKP Åžerri’nden hasıl olan sonuçlar!

1) Masonlar efsanesi çöktü!

2) Kendilerini Allah’ın yeryüzündeki yegane temsilcisi olarak sunan din bezirganlarının Vatikan - ABD uÅŸaklığı tescillendi!

3) İstanbul dükalığının siyasi egemenliği bitti!

4) Aydın Doğan gibi medya baronlarının sultası sona erdi!

5) TSK’nın kendini bile korumaktan aciz olduÄŸu tescillendi!

6) TSK’nın içinde az da olsa ABD iÅŸbirlikçilerinin olduÄŸu kanıtlandı!

7) Kararlı bir lider ile kadrolarının Türkiye’yi topyekün fethedebileceÄŸi görüldü!

8) Kendini Atatürkçü diye satan pek çok isim ve çevrenin şarlatan olduğu ve hakim güce anında iman ettiği kanıtlandı!

9) Devletimizin kofluÄŸu tescillendi.

10) İnsanlarımızın bir kilo bulgura şereflerini bile satabileceği görüldü!

11) Korkutmanın ahlak ve kanundan bile önemli olduğu ortaya çıktı!

Bu bela def edilmeli!

Önce Hava Kuvvetleri Komutanı Hacızade  ve ÅŸimdi  Ä°ran Meclisi Dış Politika ve Ulusal Güvenlik Komisyonu BaÅŸkanı Hüseyin Ä°brahimi, yakarırcasına uyarıyor: “Bize saldırı olursa ilk hedefimiz Malatya’daki Füze Kalkanı olacak zira bu radar güvenliÄŸimiz için en büyük tehdit!”

Yabancı bir ülke temsilcisinin böyle konuşması kuşkusuz gururumuzu incitir de soruyorum haksız mı İranlılar?

Ä°srail’i korumak adına nedir bu Füze Kalkanı rezaleti?

Söyleyin bu radarın Türkiye’nin güvenliÄŸi için ne yararı var?

ABD ile Ä°srail memnun olsun diye Türkiye’nin en çok ticaret yaptığı ve enerji partnerleri olan komÅŸularını hedef alması hangi anlayışın sonucudur?

Rahatsız olan sadece Ä°ran deÄŸil, Rusya’da köpürüyor!

Zerre abartmıyorum Füze Kalkanına atılan imza Türkiye’nin çıkarlarına yapılan büyük bir ihanettir!

Def edin bu radarı, vazgeçin o Füze Kalkanından!
 
Kaynak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder