Anasayfa

Çarşamba, Eylül 28, 2011

ABD-NATO Füze Kalkanı Radarı, Yalanlar ve Gerçekler / Halûk DURAL

 
"ABD’nin başını çektiÄŸi ve AKP ve yandaÅŸları marifetiyle yürüttüğü yukarıdaki senaryo baÅŸarıya ulaşırsa, Irak’tan çekilen ABD askerleri ve NATO Füze Kalkanı koruma saÄŸlanan ayrılıkçı Kürt hareketi, bölgesel özerklik ilanından sonra, ülkenin bölünmesi için Kendi Kaderini Tayin Hakkını kullanmak için BM’e baÅŸvuracak ve fiilen bölünme baÅŸlayacaktır." 
 
 Türkiye’ye yerleÅŸtirilmek istenen füze kalkanı

ABD-NATO Projesi


NATO’nun 19-20 Kasım 2010 tarihlerinde Lizbon’da yapılan Devlet ve Hükümet BaÅŸkanları zirvesinde kabul edilen Yeni Stratejik Konsept çerçevesinde ilk uygulama olarak, bir adet seyyar erken uyarı radarının Türkiye’ye yerleÅŸtirileceÄŸi, 12 Eylül 2011 günü DışiÅŸleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ãœnal tarafından açıklandı. DışiÅŸleri Bakanlığı, füze kalkanı radarının Malatya’ya yerleÅŸtirileceÄŸini açıkladı. Amerika ve Türkiye arasındaki mutabakat zaptı ise DışiÅŸleri MüsteÅŸarı Feridun SinirlioÄŸlu ve Amerikan Büyükelçisi Ricciardione tarafından imzalandı. Türk DışiÅŸleri MüsteÅŸarı SinirlioÄŸlu ve Amerikan’ın Türkiye Büyükelçisi Ricciardione arasında imzalanan bu mutabakat zaptıyla füze kalkanı radarının yeri belirlendi. AnlaÅŸmaya göre radar Malatya, Kürecik’teki askeri üsse yerleÅŸtirilecek. Pentagon'dan yapılan açıklamada, "Türkiye'de kurulacak erken uyarı sistemi (füze kalkanı) 2011 sonunda hizmete gireceÄŸi" belirtildi.

Aynı tarih itibariyle ABD ile Romanya arasında Romanya’ya füzesavar füzelerinin konuÅŸlandırılması anlaÅŸması imzalandı. AnlaÅŸmaya Romanya DışiÅŸleri Bakanı Teodor Baconsçi ile imza koyan ABD DışiÅŸleri Bakanı Hillary Clinton, Romanya'daki bir hava üssüne füze kalkanının yaklaşık 4 yıl içinde konuÅŸlandırmayı beklediklerini söyledi. AnlaÅŸma, ABD’nin Romanya'nın güneyindeki Deveselu Hava Ãœssü'nde bir tesis inÅŸa etmesi ve tesisi idare etmesini öngörüyor.

Bu durumda, 4 yıl sonra Romanya’ya yerleÅŸtirilecek füzesavarlarla bütünleÅŸik olarak çalışacak olan seyyar radar neden apar topar Türkiye’ye yerleÅŸtirilip, 2011 sonuna kadar aktif hale getirilecektir? Bu sorunun cevabı sadece “Ä°srail’e koruma saÄŸlayacak” diye basitçe açıklanamaz. Çünkü, ABD gibi dünya imparatorluÄŸu hayali kuran bir emperyalist devlet, milyarlarca dolar harcayarak ürettiÄŸi füze kalkanı silahlarını, Avrupa’ya füze kalkanı kurmak için verdiÄŸi uÄŸraÅŸları, Ä°srail’i korumak için Türkiye’ye bir seyyar radar yerleÅŸtirmek amacını kamuflaj olarak kullanmaz. Bu kadar büyük bir proje için bu hedef çok küçüktür. EÄŸer sadece Ä°srail’i korumayı amaçlasaydı, bu seyyar radarı, iÅŸgal altında tuttuÄŸu Irak’ın kuzeyinde Kürt bölgelerinde Erbil’deki hava üssü veya Süleymaniye’ye aynen Ä°srail’deki gibi, kolaylıkla yerleÅŸtirebilirdi. Dolayısıyla, yukarıdaki soruya cevap aranırken, Türkiye’ye yerleÅŸtirilecek olan radar ile ilgili bilgileri derinlemesine araÅŸtırmak gereklidir.

AN/TPY-2 Radarı [1] :

Türkiye’ye yerleÅŸtirilecek olan 1 adet AN/TPY-2 radarı (Army Navy/Transportable Radar Surveillance) Amerikan Reytheon firmasınca üretilmiÅŸ uzun menzilli seyyar bir radardır.

Arama, belirleme, izleme ve tanımlama işlevlerini yerine getirebilen gelişmiş yazılımlara sahip bu radar, radar tayfının X bandında [2] çalışır.

Bu radar Faz Dizi (Phased Array) antene sahip olup, 72 adet yarı iletken teknolojisiyle üretilmiÅŸ Gönderici/Alıcı (Transmit/Receive) modülünde 25.344 adet X bandı elemanı vardır ve toplam anten alanı 9,2 m2’dir. Anten çıkış gücü 150 kW ve çeÅŸitli kaynaklarda açıklanan menzili 2300 km’dir. Radarın tarama açısı yatayda maksimum 120o, dikeyde ise 85o’dir. Anten duraÄŸan (statik) olmakla beraber, anteni taşıyan kamyon 360o döndürülebileceÄŸinden, kamyon yön deÄŸiÅŸtirdiÄŸinde, radarın gözetlediÄŸi coÄŸrafya istendiÄŸi ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilir.

Bu radarın iki ayrı çalışma şekli vardır.


Resim özgününden % 65 oranında küçültüldü [ 758 x 534 ]
Resim
i) - Sonlanma ÅŸeklinde (Terminal Mode) radar, hedef ülke topraklarında yerleÅŸik olup, atmosfere yeniden girerek hedefe yaklaÅŸan savaÅŸ baÅŸlığını izler ve bilgileri savaÅŸ komuta merkezi vasıtasıyla ABD’nin kendi topraklarını savunmak için geliÅŸtirdiÄŸi THAAD (Terminal High Altitude Area Defense) Sonlanma Yüksek Ä°rtifa Alan Savunması füzelerine aktarır.

ii) - Cephe Hattı (forward-based) radarı ise tehdit geleceği varsayılan ülkenin sınırlarına yakın bir konumda yerleştirilir ve o ülkeden ateşlenen bir balistik füzeyi kalkış evresinde izleyerek derlediği verileri savaş komuta merkezi ve füzeyi daha sonraki aşamalarda izleyecek erken uyarı radarına aktarır.

Bu ÅŸekilde çalışan radarlar, hedef ülkelerde de konuÅŸlanabilir ve alçak irtifa hava savunma füzesavarları Patriot PAC-3 ile bütünleÅŸik olarak da çalışırlar. Åžu anda Türkiye’ye yerleÅŸtirilmesi karara baÄŸlanan AN/TPY-2 böyle bir cephe radarıdır. Bu radardan 2008 yılında bir adet Kuzey Kore’den geleceÄŸi varsayılan balistik füze tehditine karşı Japonya’nın Shariki adasına ve bir adet Ä°ran’dan geleceÄŸi varsayılan balistik füze tehditine karşı Ä°srail’in Necef çölüne yerleÅŸtirilmiÅŸtir.

Kamyonlarla taşınabilen bu seyyar radarlar 5 üniteden oluşur. Bunlar;

  1. Faz Dizi anten
  2. Elektronik donanımlar
  3. Ana güc kaynağı 1,1 MW
  4. Anten soğutucu donanımı
  5. İşletme kontrol birimi, (kendi gücü vardır)


Anten modülleri bir elektronik ünite ile çalıştırılmakta ve harici bir soğutma sistemi ile soğutulmaktadır. Elektronik ünite hem sistemin denetlenmesini sağlar, hem de balistik füzelerin fırlatmasından uçuş evresinin ortalarına kadar ki rotada hedefleri arama ve izleme gibi değişik radar modları için görev yapan uygun yazılımlara sahip sinyal işlemcilerini içerir. Verilerin aktarılması ve iletişim fiber optik kablolar üzerinden yapılır. Radarın ve radara ait sistem bileşenlerinin savaş durumu esnasındaki güç ihtiyacı yaklaşık 2,1 MW kadardır.

Radarın menzili işlevine ve istenen çözünürlüğe göre değişir.

EÄŸer izlenen füzenin radar kesit alanı 1,00 m2 ise radarın menzili 2.300 km cıvarındadır. Ancak bilindiÄŸi üzere balistik füzeler, iki veya üç kademelidir ve ilk kademe füzenin kalkışında 60 saniye veya daha az bir süre çalışarak füzeyi atmosferin üst katlarına taşıyıp, yakıtı bitince ayrılır. Ä°kinci kademe ise savaÅŸ baÅŸlığını 400 km’nin üzerine çıkartarak baÅŸlıktan ayrılır.

Savaş başlıkları, taşıyıcı füzelere kıyasla çok küçüktür. Örneğin, Amerikan Minuteman III balistik füzesinin taşıdığı konik savaş başlığı, bir insan boyundadır. Bu nedenle, füzenin kendisine göre çok küçük olan savaş başlıklarını izlemek, tanımlamak ve ayrıştırmak için radarın yüksek çözünürlükte çalışması gerekir.

AN/TPY-2 seyyar radarının savaş başlıklarını izleyebileceği yüksek çözünürlükte, yani 0,01 m2 = 1 dm2 = 10 x 10 cm kesitinde bir alanı radar dalgalarıyla tarayacak ve tanımlayacak bir çözünürlükte çalışması halinde radarın etkili menzili oldukça düşer. Buna göre [3] ;

Başlangıç Ayrıştırma Menzili Yeteneği (Initial Discrimination Range Capabilities):

    Radar Kesit Alanı (radar cross section) = 0,01 m2, Saniyedeki Darbe Sayısı (pulse per second) S/N = 100, Hedefin ışın demeti içinde kalma süresi (dwell time) = 0,1 saniye Menzil = 390 km


Gelişmiş Ayrıştırma Menzili Yeteneği (Upgraded Discrimination Range Capabilities):

    Radar Kesit Alanı (radar cross section) = 0,01 m2, Saniyedeki Darbe Sayısı (pulse per second) S/N = 100, Hedefin ışın demeti içinde kalma süresi (dwell time) = 0,1 saniye Menzil = 490 km


GeliÅŸtirilmiÅŸ Ä°zleme Menzili (Tracking Range with Upgrades):

    Radar Kesit Alanı (radar cross section) = 0,01 m2, Saniyedeki Darbe Sayısı (pulse per second) S/N = 20, Hedefin ışın demeti içinde kalma süresi (dwell time) = 0,1 saniye Menzil = 730 km


Türkiye’ye yerleÅŸtirilecek radar ne iÅŸe yarayacaktır?

ABD-NATO füze kalkanı projesi çerçevesinde AN/TPY-2 radarı, Malatya’nın Kürecik ilçesi Kepez Köyü yakınındaki 2000 metre rakımlı Karahan gediÄŸi tepesinin sol yanındaki eski NATO radar üssüne yerleÅŸtirilecektir. Åžimdi kullanılmayan bu üste 50 sene önce çalışan ABD radarları, Rusya’nın Kafkasya bölgesini izlemekteydi.

Ä°ran’ın ÅŸu anda elindeki en geliÅŸmiÅŸ Åžahap-3 füzesinin menzili 2000 km’dir ve Avrupa’ya ulaÅŸmamaktadır. Ayrıca Ä°ran’ın Avrupa’da herhangi bir ülkeyle düşmanlığı yoktur. GeliÅŸtirilmekte olan Åžahap-4 ve -5 ile menzilin 3.500 km’ye çıkacağı tahmin edilmektedir. Ancak bu geliÅŸmiÅŸ füzelerin ABD’ye eriÅŸmesi mümkün deÄŸildir. Buna raÄŸmen ABD yönetimi, tüm NATO müttefiklerine ve AB yetkililerine Ä°ran’dan gelecek füze tehdidi yalanını söylemekte, bu yetkililer de kendi halklarını aynı yalanla beslemektedirler. Radarın menziliyle ilgili yukarıda verilen bilgilerden anlaşılacağı üzere, bir cephe hattı radarı olan bu ünite, Ä°ran’dan Avrupa ve ABD’ye atılacak olan balistik füzeleri ateÅŸleme ve yükselme evresinde izleyecektir. Yani iÅŸlevi oldukça sınırlıdır. Füzenin savaÅŸ baÅŸlığı ise esas olarak ABD’nin Norveç’in Vardo kentine yerleÅŸtirdiÄŸi Globus II ve Ä°ngiltere’nin Fylingsdale hava üssündeki erken uyarı radarları tarafından takip edilecektir.

Resim özgününden % 58 oranında küçültüldü [ 858 x 723 ]
Resim
İran ile Türkiye arasında bir husumet olmadığı, aradaki sınırın 1639 Kasr-ı Şirin anlaşmasından beri değişmediği dikkate alınırsa, bu radar ve bununla tümleşik olarak çalışacak 8 bataryalık [4] Patriot PAC-3 [5] füzesavar bataryaları ne işe yarayacaktır?

ABD Savunma Bakanlığı Füze Savunma Politikaları hakkında 7 Nisan 2005 tarihinde düzenlenmiÅŸ Ulusal Savunma Sanayi Forumunda Phil Jamison tarafından yapılan sunumda, Ä°ran’dan atılacağı söylenen balistik füzeler için çizilen rotalar VaÅŸington ve Seattle olarak verilmiÅŸtir. Daha sonra yapılan bütün resmî Amerikan sunumlarında bu rotalar korunmuÅŸtur. Kürecik radarının menzil bilgileri ölçekli olarak haritaya iÅŸlendiÄŸinde, bu rotalar için sadece “takip” iÅŸlevi yapabileceÄŸi görülmektedir. Ancak, Ä°srail yönüne atılacak Ä°ran füzeleri de bu radarın izleme menzili içine girmektedir.

Halbuki, 2009 yılında Ä°srail’in Necef çölüne yerleÅŸtirilen ve terminal modda çalışan radar da aynı özelliklere sahiptir. Dünyanın yuvarlaklığı nedeniyle, Kürecik gibi denizden 2000 metre yukarıya yerleÅŸtirilen radar belki Necef radarına göre Ä°ran’dan Ä°srail’e atılacak olan balistik füzeleri daha önceden fark edebilirse de bunun Ä°srail’e çok fazla bir üstünlük saÄŸlayacağı biraz abartılı bir deÄŸerlendirme olacaktır.

Resim özgününden % 58 oranında küçültüldü [ 858 x 723 ]
Resim
Ayrıca, Amerikan donanmasına baÄŸlı füze kruvazörlerinden (CG-61) borda numaralı Ticonderoga sınıfı USS Monterey gemisi, füze kalkanı görevi için Akdeniz’de, Yunanistan’ın Girit adasındaki Suda Amerikan deniz üssünde üslenmekte ve gerektiÄŸinde Ä°srail’e koruma saÄŸlamak için doÄŸu Akdeniz’de dolaÅŸmaktadır. Bu gemi, Türkiye’ye yerleÅŸtirilecek olan radarın denizdeki karşılığı olan AN/SPY-1 A/B radarı taşımaktadır. Geminin ön kısmında ve sancakta iki adet sekizgen anteni olan radar, yatayda 360o tarama açısına sahiptir ve S bandında (frekansı= 2-4 GHZ, dalga boyu= 15-7,5 cm) çalışmaktadır. Üç-boyutlu görüntü veren ve menzil alt sınırı 185 km (üst sınır açıklanmıyor) olan bu radar, gemideki 2 x 61 adet MK-41 füze fırlatıcısından 122 adet karışık (RIM-66M-5 Standard SM-2MR Block IIIB, RIM-156A SM-2ER Block IV, RIM-161 SM-3, RIM-162A ESSM, RIM-174A Standard ERAM, BGM-109 Tomahawk veya RUM-139A VL-ASROC) füzeye atış ve komuta bilgisi saÄŸlamaktadır. [6]

Bu gemideki 500 km’nin üzerinde menzile sahip RIM-161 SM-3 standart füzesavar füzeleri Ä°srail’e yönelik muhtemel Ä°ran balistik füzelerine Suudi Arabistan toprakları üzerinde yakalayabilecek durumdadır.

Ayrıca, Ä°srail kendi yapımı Arrow serisi füzesavar füzelerine sahiptir. Ãœretimine baÅŸladıkları Arrow-3 modelinin menzili 1000 km ve etkili uçuÅŸ tavanı 200 km’nin üzerindedir. Bu füzesavarlar, Ä°srail ELTA firmasının üretimi, EL/M-2080 Green Pine radarları tarafından yönlendirilmektedir. L bandında (frekans= 1-2 GHZ, dalga boyu= 30-15 cm) çalışan bu radar 500 km menzilde, hızı 3 km/saniye olan 30 hedefi aynı anda izleyebilmektedir. [7]

Yukarıda verdiÄŸimiz bütün teknik açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Kürecik’e yerleÅŸtirilip, 2011 sonuna kadar aktif hizmete alınacak olan AN/TPY-2 seyyar cephe radarının, Amerikan kaynaklarının ısrarlı açıklamalarına raÄŸmen Ä°srail’in Ä°ran füzelerine karşı korunmasında fazlaca bir katkısı olmayacaktır. O halde bu radar baÅŸka amaçlar için de kullanılacaktır. Zaten emperyalist Amerika’nın tek ve basit bir hedef için planlamalar yapmasını beklemek saflık olur.

Resim özgününden % 56 oranında küçültüldü [ 882 x 678 ]
Resim
Nitekim, radarın anteni duraÄŸan olmasına raÄŸmen, anteni taşıyan kamyon Kafkasya’ya çevrildiÄŸi zaman, Kafkasya ve güney Rusya’daki bütün hava harekâtını izlemek mümkün olacaktır.

Ama daha da önemlisi, anten yönü ister Kafkasya, isterse Ä°ran’a dönük olsun, bu radarın esas izleyeceÄŸi unsurlar, radarın kapsama alanına giren Türk Hava Kuvvetleri’nin Malatya Erhaç ve Diyarbakır Pirinçlik’teki 7. ve 8. ana jet üsleri ile Batman Ä°nsansız Hava Araçları üslerindeki uçaklarımız olacaktır. Eskiden Prinçlik’te bulunan ve 432 MHZ frekansta UHF bandında çalışan ve Rusya’yı gözetleyen iki adet Amerikan AN/FPS-17 ve AN/FPS-79 radarı 30 Eylül 1997 tarihinde tamamen sökülmüştür [8] . Åžu anda, Kuzey Irak’taki Erbil ve Telafer’in güneyindeki Anakonda Amerikan üslerindeki radarlar, güneydoÄŸu Toros daÄŸlarının engellemesi nedeniyle, ana jet üslerimizden kalkan uçaklarımızı izlemekte yetersiz kalmaktadır. Bu zafiyet, Kürecik radarı tarafından giderilecektir.

Daha önce belirttiÄŸimiz üzere, Savunma Sanayi MüsteÅŸarlığı’nın açtığı “yüksek istifa hava savunma sistemleri” ihalesi için Rusya S-300 veya S-400, Çin ise HQ-9 ve Amerika Patriot PAC-3 teklifinde bulunmuÅŸlardır. Patriot füzeleri aslında ÅŸartnameye uygun deÄŸildir, zira alçak irtifa hava savunma silahlarıdır. Ancak yayınlanan Wikileaks belgelerinde Türk hükümetinin Patriot alımına neredeyse karar verdiÄŸi anlaşılmaktadır. Bu kararı hızlandırmak için NATO, Türkiye’yi tehdit etmiÅŸ, eÄŸer Rus veya Çin füzelerinin alımına karar verilirse, Türkiye ile balistik füze istihbaratını paylaÅŸmayacaklarını bildirmiÅŸtir. [9] Halbuki aynı NATO, Güney Kıbrıs Rumlarının Rusya’dan aldığı ve sonradan Girit’e yerleÅŸtirilen S-300’ler için aynı duyarlılığı göstermemiÅŸ, Türk hükümet yetkilileri de NATO’ya bunu hatırlatmamışlardır.

EÄŸer, Patriot PAC-3’ler hızla alınırsa, muhtemelen en az üç batarya Ä°ran bahane edilerek güneydoÄŸu Anadolu bölgesine yerleÅŸtirilecektir. Bu durumda önümüzdeki kısa dönemde uygulanabilecek bölünme senaryosuna paralel muhtemel geliÅŸmeler şöyle sıralanabilir:


TSK’ya operasyonlar

TSK’dan uzaklaÅŸtırılmış subaylar mahkeme kararıyla geri dönecekler ve ordunun hiyerarÅŸisi zedelenecektir. Nitekim bunu saÄŸlamak üzere kanun teklifini Meclis BaÅŸkanlığına AKP deÄŸil CHP vermiÅŸtir. TSK’ya karşı komplolara aynı hızda devam edilecektir. Bülent Arınç’a suikast davası açılarak, hâkimin imha edilmesini engellediÄŸi kozmik dosyalar mahkemeye celbedilip, bilgilerin düşman taraflara sızdırılması saÄŸlanacaktır.

Resim özgününden % 51 oranında küçültüldü [ 972 x 602 ]
Resim
BaÅŸbakanlık tarafından hazırlanarak MGK’da kabul edilen yeni Millî Güvenlik Siyaset Belgesi’nde Rusya, Ä°ran, Irak, Suriye, Yunanistan ve Bulgaristan’dan tehdit algılaması olmadığı karara baÄŸlandığı için, bu bahane edilerek TSK’nın mevcudunun azaltılmasına baÅŸlanacaktır. Nitekim bu konuda da CHP başı çekmektedir. TSK’ya “paralı er” statüsünde asker alınarak, profesyonel orduya geçiÅŸ hazırlıkları yapılacaktır.

İçiÅŸleri Bakanlığına baÄŸlı ve paralı askerlerden oluÅŸan Sınır Birlikleri kurularak, özellikle Irak sınırına yerleÅŸtirilecek, TSK’nın Irak sınırında bulunan yaklaşık 180.000 mevcutlu takviyeli iki kolordu düzeyindeki kuvvetleri sınırdan geri çekilecek, (ABD+PKK+Barzani) güclerinin ülkemize sızmaları kolaylaÅŸtırılacaktır.

12 Eylül 2010’da yapılan Anayasa referandumundan birkaç gün sonra koÅŸarak Türkiye’ye gelen ABD genelkurmay baÅŸkanı ile varılan anlaÅŸma uyarınca, 2011 sonuna kadar Irak’tan çekilme bahanesiyle Irak’taki 50.000 ABD askeri ve ağır silahlarının Ä°skenderun ve Mersin limanlarından çekilmesine izin verilecek, GüneydoÄŸu Anadolu bölgesine, ABD askerinin reddedilen 1 Mart teskeresi öncesinde olduÄŸu gibi kuracakları karakollara yerleÅŸmesi saÄŸlanarak ayrılıkçı Kürt hareketine koruma oluÅŸturulacaktır.


Federasyona geçiş hazırlıkları

TBMM komisyonundan geri çekilen Nisan 2001 tarihli Yerel Yönetimler Yasa Tasarısı gündeme alınacaktır.

CumhurbaÅŸkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 3 AÄŸustos 2004 tarihinde kısmen veto edilen 5227 Sayılı "Kamu Yönetiminin Temel Ä°lkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun"u yeniden TBMM’ne sevkedilecektir.

Kürt açılımına devam edilerek, Habur mahkemeleri kurulup, PKK’nın kitlesel olarak yurda giriÅŸi saÄŸlanacak, bunlar BDP’li belediyelere yerleÅŸtirilerek, yeniden silahlandırılıp, 10 bin kiÅŸi dolayında “özsavunma” (milis) gücü kurulacaktır.

PKK eylemleri kontrollu ÅŸekilde devam ettirilerek hem TSK’nın eli kolu baÄŸlanıp terör karşısında yıpratılmasına devam edilecek, hem de bölge halkı üzerinde tam bir tahakküm kurularak halkın devletten kopması saÄŸlanacaktır.


Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi

AKP Hükümetinin PKK terör örgütü ile ABD’nin gözetiminde yaptığı müzakerelerde “federatif ve iki milletli” yeni anayasa taslağı neredeyse tamamlanmıştır. Cemil Çiçek baÅŸkanlığında toplanan 24 anayasa hocasının katıldığı toplantıda net ÅŸekilde ortaya çıktığı üzere, Anayasanın baÅŸlangıç bölümü ve ilk üç maddesini deÄŸiÅŸtirecektir.

ABD’nin BOP saldırısı çerçevesinde GüneydoÄŸu Anadolu bölgemizi Türkiye’den kopartmak için yapacakları anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi için, anayasanın ilk 3 maddesini koruyan “Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin ÅŸeklinin Cumhuriyet olduÄŸu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri deÄŸiÅŸtirilemez ve deÄŸiÅŸtirilmesi teklif edilemez.” ÅŸeklindeki 4. maddeyi yürürlükten kaldıracak bir anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılacaktır. Bu deÄŸiÅŸikliÄŸin iptali için anayasa Mahkemesine dava açıldığı zaman, HaÅŸim Kılıç’ın “ihsas-ı rey”de bulunduÄŸu gibi AKP’nin seçtiÄŸi Anayasa Mahkemesinin 17 üyesi büyük ihtimalle bu deÄŸiÅŸikliÄŸi esas açısından incelemeyip, sadece anayasanın 148. maddesinin ikinci fıkrasındaki “Anayasa deÄŸiÅŸikliklerinde ise, teklif ve oylama çoÄŸunluÄŸuna ve ivedilikle görüşülemeyeceÄŸi ÅŸartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır” ÅŸartına göre irdeleyip uygun bulacaklardır. Böylece korumasız kalan ilk üç maddeyi istedikleri gibi deÄŸiÅŸtireceklerdir.

Muhtemelen, Anayasanın 1’inci maddesine göre Cumhuriyet olan devlet ÅŸeklini (ABD + Apo + BDP + PKK)’nın istediÄŸi gibi “Demokratik Cumhuriyet” veya “Demokratik Federal Cumhuriyet” ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtireceklerdir.

2’inci maddenin baÅŸlangıcına “Türk ve Kürt HALKI tarafından kurulan Türkiye Federal Cumhuriyeti” gibi bir ibare yazılarak üniter devlet yapısı terkedilip, iki halklı bir yapıya geçilecektir. Hukukî statü kazanacak Kürt Halkı adına, Kürt kökenli vatandaÅŸlarımızı temsil ettiÄŸini iddia eden “Vatan Haini” herhangi bir mihrak, Anayasanın 90’ıncı maddesine göre kanunlaÅŸtırılan BM Ä°kiz SözleÅŸmelerinin 1’inci maddesindeki “Halkların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı” uyarınca BirleÅŸmiÅŸ Milletlere baÅŸvurarak, topraklarımızın bir kısmıyla birlikte ayrılma talep edebilecektir.

Anayasanın ilk 3 maddesi, ABD’nin Büyük OrtadoÄŸu Projesi haritasına göre doÄŸu ve güneydoÄŸu bölgelerimizden kopartılacak vatan toprakları üzerinde bir Hür Kürdistan isimli devlet kurmak için Büyük OrtadoÄŸu Projesi eÅŸbaÅŸkanı olduÄŸunu 34 kere ikrar etmiÅŸ olan Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın Diyarbakır’ı BOP’un merkezi yapma görevinin önündeki en önemli engeldir.

Çünkü anayasanın 3’üncü maddesine göre, “Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.” Bu bütünlüğü bölmeye kalkışmak anayasal bir suçtur. 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 302. maddesine göre bu suçu iÅŸleyenlerin cezası ağırlaÅŸtırılmış müebbet hapis’tir. Nitekim, ÅŸu anda AKP hükümeti adına kendisinden fikir sorulup, ricalarda bulunulan Ä°mralı’daki PKK başı, aynı suçu iÅŸlediÄŸi için 765 sayılı eski Türk Ceza Kanununun 125. maddesine göre ölümle cezalandırılmıştır.

ABD’nin başını çektiÄŸi ve AKP ve yandaÅŸları marifetiyle yürüttüğü yukarıdaki senaryo baÅŸarıya ulaşırsa, Irak’tan çekilen ABD askerleri ve NATO Füze Kalkanı koruma saÄŸlanan ayrılıkçı Kürt hareketi, bölgesel özerklik ilanından sonra, ülkenin bölünmesi için Kendi Kaderini Tayin Hakkını kullanmak için BM’e baÅŸvuracak ve fiilen bölünme baÅŸlayacaktır.

ABD+Barzani destekli ayrılıkçı hareket bölgede, bugüne kadar pek çok kez provaları yapılmış olan bir “Kalkışma” baÅŸlatılacak ve buna ABD destekli Barzani fiilen katılacaktır. Ancak, Türk halkı ve Ordusu ülkemizin iÅŸgal ve bölünmesini amaçlayan bu hayâsız emperyalist saldırıya karşı vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak üzere harekete geçeceklerdir.

Ek Açıklamalar: ( http://www.radartutorial.eu/06.antennas/an14.tr.html )

Resim
Faz dizi antenler, her bir ışıma elemanı farklı faz açılarıyla beslenebilen bir anten grubudur.

Böylece elektronik olarak kumanda edilebilen bir anten ışıma çizgesi meydana gelir.

Bu antenlerde ki önemli ilke girişimdir (interference); yani iki (veya çoğu kez daha fazla) sinyalin fazına bağlı olarak birbiriyle girişmesidir.


Resim özgününden % 75 oranında küçültüldü [ 660 x 380 ]
Resim
Aynı fazda beslenen iki anten elemanı
1.nolu resimde aynı renge sahip, yani aynı fazdaki sinyallerin birbirine eklenerek kuvvetlendiğine ve farklı renkteki, yani zıt faza sahip sinyallerin ise birbirini yok ettiğine dikkat ediniz.

İki beslemeden (horn feeder) eşzamanlı iki darbe gönderildiğinde bir girişim meydana gelir; sinyal ana yönde kuvvetlenirken, yan yönlerde zayıflar.

Burada her iki besleyiciden yayınlanan sinyaller aynı fazdan beslenmektedir. Sinyal bu durumda ana yönde kuvvetlenir.

Işıma sinyalleri bir faz kaydırma devresi ile kumanda edildiğinden, yayılma yönlerinin de elektronik olarak kontrol edilmesi mümkün olur.

Bu anten düzeninin verimi, anten düzlemine dik olan, ana yayılma yönünde en büyük olması nedeniyle sınırsız değildir.

Bir faz dizi antenin görüş alanının (FOV, Field of View) en büyük deÄŸeri 120° dir (60° sola ve 60° saÄŸa).

[1] Reytheon AN/TPY radar Model 2 fact sheet
[2] Frekans aralığı 8-10,5 GHz ve dalga boyu 2,5-3 cm olan ve Uluslararası Elektrik ve Elektronik Mühendisler Federasyonu (IEEF) standardına göre tanımlı bant. http://www.radartutorial.eu
[3] Theodore A. Postol, Professor of Science, Technology, and National Security Policy Security Studies Program, Massachusetts Institute of Technology, “Why US National Intelligence Estimates Predict that the European Missile Defense System Will Fail Technological Issues Relevant to Policy”, Plenary Lecture German Physical SocietyBerlin, Germany, February 29, 2008
[4] Savunma Sanayi MüsteÅŸarlığının ihalesinde alınması düşünülen 8 bataryanın 2’si Ä°stanbul, 2’si Ankara, muhtemelen 1’i Ä°ncirlik diÄŸerlerinin GüneydoÄŸuya yerleÅŸtirileceÄŸi hakkında basına bilgiler yansımıştır.
[5] 13.10.2009 09ANKARA1472 Nolu belgede, Ankara’ya gelecek diplomatlara bilgi veriliyor. “Türklere, Rusya’nın Türkiye’nin rolüne karşı olmadığı konusunda güvence verilmelidir. Ancak, PAC-3 bataryalarının NATO’nun komuta ve kontrol mimarisi içinde olacağı hatırlatılmalıdır” deniyor.
[6] http://en.wikipedia.org/wiki/USS_Monterey_(CG-61), http://en.wikipedia.org/wiki/AN/SPY-1
[7] http://en.wikipedia.org/wiki/Arrow_(missile)
[8] John S. Wilkinson, Formerly Diyarbakir, now Pirinçlik Air Facility, http://merhabaturkey.com/1wilkinsonjindex.html
[9] http://www.hurriyetdailynews.com/n.php?n=nato-warns-turkey-against-buying-chinese-russian-air-defense-systems-2011-07-25, NATO warns Turkey against buying Chinese, Russian air defense systems 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder