Anasayfa

Cuma, Şubat 18, 2011

Yine Atı Alan Üsküdarı Geçiyor mu? / Noyan UMRUK

http://img51.imageshack.us/img51/6083/xnu034.png
BALYOZ, MALYOZ DERKEN… YİNE ATI ALAN, ÜSKÜDARI GEÇİYOR MU?
Türkiye’nin petrol zenginlikleri sadece Güneydoğu Anadolu bölgesiyle sınırlı değil. Özellikle şu anda AB gündemiyle tartışmalı hale getirilen Ege ve Kıbrıs’taki ciddi petrol yatakları, bu iki bölge üzerinden yürütülen uluslar arası mücadelenin perde arkasındaki en önemli unsur niteliğinde.

Yıllar önce Türkiye’nin ilk ve tek sismik araştırma gemisi Hora’nın Ege Denizi'nde yaptığı petrol arama çalışmaları sonucunda, bizim karasularımızda
önemli petrol yatakları bulunmuştu. “Yunanlı Kardeşim” şiiri ile Egenin karşı kıyısına zeytin dalı uzatan rahmetli Ecevit’in “Gelin işbirliği yapalım, bu zenginliklerden birlikte yararlanalım; Ege barış gölü olsun…” önerisine, muhatabı dudak bükmüş; Hora araştırma gemisi Yunan savaş gemileri ve uçaklarınca sık sık taciz edilmişti. Bu tacizlerin çalışma imkanı vermemesi üzerine, Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgeyi, savaş gemisi ve uçaklarla korumaya almıştı. Hora gemisince saptanan petrol yataklarının farkında olan Yunanistan, kara sularının 12 mil olduğunu iddia etmeye başlaması üzerine, T.B.M.M. bu konudaki bir girişimi casus belli-savaş nedeni sayacağını tüm dünyaya ilan etmiş, o günlerde Türkiye-Yunanistan arasında sınırlarda yapılan askeri yığınağı da içeren çok ciddi bir gerginlik süreci yaşanmıştı. Bu gün, bu gerginlik “it dalaşları” ile sürüyor.

Bugün Yunanistan’ın, Türkiye’nin AB üyeliğine verdiği sözde desteğin altında, Ege’deki zengin petrol yataklarına tek başına sahip olabilmek umudu yatıyor. Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın “Ege’nin incileri” olarak isimlendirdiği bu bölgedeki zengin petrol ve doğalgaz yataklarının ülkeyi yönetenler ne kadar farkında acaba? Umarız; işin önemi anlaşıldığında iş işten geçmiş olmaz..
                                                                           
Kıbrıs'ın etrafı da petrol kaynıyor

http://img51.imageshack.us/img51/6083/xnu034.pngUzmanlar, Kıbrıs'ın kıta sahanlığında ve derinlerinde zengin petrol yatakları bulunduğunu ifade ediyor. 20 Şubat 2003 tarihinde Kıbrıs Rum yönetimi Ticaret, Sanayi ve Turizm Bakanı Nikos Rolandis, elinde, “Kıbrıs deniz sahasında olası petrol yataklarının varlığını gösteren, yüzlerce hareketsiz petrol lekesiyle dopdolu bir harita bulunduğunu” belirterek, “Kıbrıs'ın etrafının petrolle kaplı olduğunu” söylemişti.

Yine aynı şekilde KKTC Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, Kıbrıs'ın etrafında geniş ve çok güçlü petrol kaynakları olduğu ve bu kavganın nedeninin bundan kaynaklandığını belirtmiş, baba Denktaş da oğlunu teyit ederek, ''Petrollere sahip çıkmak için, Kıbrıs'a sahip çıkmak istiyorlar'' demişti. Rauf Denktaş, Rum tarafının bu konuda yıllardır Mısır ve Suriye'yle anlaşmalar yapmaya çalıştığını ve Amerikan şirketlerinin bu işe giriştiğini ifade ederek, Amerikan şirketlerinin bu konuda KKTC'yle de temaslar yaptığını, bu şirketlerin anlaşma yapmak için KKTC makamlarına başvuruda bulunduklarını açıklamıştı.

2007 yılı başında Kıbrıs rum radyosuna göre, Papadopulos, G.Kıbrıs ile Lübnan arasında denizde ekonomik bölge sınırlarının belirlenmesine ilişkin anlaşmaya Türkiye’nin protestosunu yorumlarken, bu tür anlaşmaların imzalanana kadar gizli tutulması gerektiğini söylemekteydi. ''Ne zaman müzakerelere başlasak, Türkiye etkin bir şekilde varlık gösteriyor. Bu nedenle öncesinde ve sonrasında açıklanması uygun değil''diyen Papadopulos, aynı durumun Suriye ve Mısır gibi ülkelerle de anlaşma imzalanmasında da yaşandığını kaydetti.''Türkiyenin bu yataklarda gözü mü var?''şeklindeki soruya ''onlar komşu ülkelerin de hakkı olduğunu savunuyorlar. Biz,özellikle güneyde böyle bir haklarının olmadığını iddia ediyoruz.” Benzer bir anlaşmanın Türkiye ile de imzalanması sorulduğunda, Papadopulos ''asla''diyor ve Rum Politis Gazetesi de Türkiyenin bu konu da tepki göstermesine rağmen, anlaşmanın, D.işleri Bakanı Lillikasın Lübnan'a yaptığı bir ziyaret sırasında imzalandığını belirtiyordu. Anlaşma, yakında B.M.e sunulacak. Anlaşma ile iki ülke, daha önce Mısırla da yapıldığı gibi, ekonomik bölgenin orta hattını belirlediler. Yatakların bu orta hatta yakın olması halinde, imzalanacak yeni bir anlaşma ile yataklardan ''müştereken yararlanma ''söz konusu olacak. Haravgi Gazetesi ise, Rum Yönetiminin ''petrol üretimini sistemleştireceğini” duyurduğu haberinde ''Kıbrıs’da petrol arama faaliyetinin başlaması için yasal süreç oluşturuluyor'' ifadesini kullanıyor ve PSG.GEOPHYSİCAL adlı Norveç şirketi ile işbirliği sağlanıldığı belirtiyordu.

Yunanistan ve Kıbrıs rum tarafı proaktif davranarak, A.B.D. ve A.B. ile uluslar arası sermaye, çok uluslu şirketler ve de O.doğu ülkeleriyle çıkar birlikteliği bazında aynı yörüngeye otururken, siz ne yapıyorsunuz?


“Komşularınızla sıfır sorunlu dış politika oluşturma” edebiyatı ile Ege ve D.Akdeniz’deki büyük, tek ve güçlü kozunuz, uluslar arası alandaki tek markanız ( Soros da böyle diyor.), hepimizin övüncü olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin, varsa eksikliklerini gidermek yerine, zafiyete uğratılması için elinden geleni ardına koymayan küresel çaba ve manipülasyonları ve bunların işbirlikçilerinin marifetlerini, topu, bağımsız olmadığı aşikar olan yargıya atarak, en azından, görmezden gelmeyi yeğ tutuyorsunuz.

Bütün bu yukarıda anlatılanlar düşünülerek, geçtiğimiz yıllarda Marmaris- Aksaz’a konuşlandırılmış olan D.Akdeniz ve Ege’deki yenilmez armadamızın, şanlı donanmamızın bu bölgeden sorumlu Güney Deniz Saha Komutanı başta olmak üzere, özellikle Deniz Kuvvetlerimizin çok kritik görevleri yürüten değerli amiral, albay, subay ve astsubaylarının, başta 8nci Kolordu Komutanı olmak üzere Kara ve Hava Kuvvetlerine mensup general, subay ve astsubay ve emeklilerinin, kendileri, birlikleri ve aileleri ruhen, moralman çökertilmek amaçlanırcasına üçer, dörder kez bırakılıp bırakılıp tutuklanmalarının derin anlamını sizler anlamıyorsanız, herkes anlamıyor mu sanıyorsunuz?

SÖZÜN KISASI: HER MANİPULASYONUN EKONOMİK BİR TEMELİ ve de MUHTELİF! NEDENLERİ VARDIR...

Dr. Noyan UMRUK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder