Anasayfa

Cumartesi, Şubat 26, 2011

Banu AVAR Röportajı / Özgür VİRLAN

1) Adalet ve Kalkınma Partisi’nin onayladığı, Amerika’nın Füze Kalkanı Projesi ile yapılmak istenen nedir? Muhalefetin bu konuya tepkisiz kalmasını neye bağlıyorsunuz?

BANU AVAR: “Artık 2 Amerika var. Füze kalkanıyla özellikle kıta Avrupa’sını askeri yollarla ele geçirerek içerdeki güç savaşında adım atmak isteyenler ve İngiliz- Amerikan tarafında Soroscu ‘yumuşak güçle işgal edelimciler! Birincilerle ikinciler şu anda Kuzey Afrika’da kozlarını paylaşıyorlar.. Kendi politikalarıyla aç ve işsiz sokaklara dökülen insanlar üzerinde projeler geliştiriyorlar. Birinci grup ülkelerde askeri oligarşik yapılarla iç içe zorbalık kullanarak, füze kalkanları konuşlandırarak 2001’ den beri ‘işgal et yak yık parçala stratejisi uyguluyor. Bu çerçevede 1 Trilyonluk değeri olan bir füze kalkanı projesini devreye sokuyor ve bu füze kalkanı ile bütün ülkeleri içten kelepçelemeyi amaçlıyor. Avrupa direniyor.
Bakın, son bir yıldır : Belarus’tan yani Baltık Denizi’nden, Karadeniz, Akdeniz, Körfez, Hint Okyanusu ve Çin Denizi’ne yani Sarı Deniz’e kadar Amerika ve Nato’nun bu Avrasya coğrafyasını kuşatma harekatını gözlüyorsunuz. . Bunu deniz yoluyla yapacağını 19 Kasım da Lizbon’daki Nato toplantısında da söyledi. Birinci güç odağı Bushcular, Neoconlar, Rockefeller vs askeri yollarla siber savaşla, ve su geçişlerini ele geçirerek ülkeleri ele geçirmeyi hedefliyorlar.

19 Kasım da Lizbon’da ki Nato toplantısında, Füze Kalkanlarının konuşlandırılması konuşuldu. Mart 2011de dananın kuyruğu kopacak… Türkiye’ye PATRIOT 3 füzelerinin konuşlandırılacağı açıklandı. PATRIOT 3 füzelerinin menzili 15-45 kilometre. 15-45 kilometre ne ki? İran’ın ŞAHAP 3 füzelerinin menzili 2000 km. Bu kalkan onları vurmaya yönelik değil.Tahmini olarak hangi hükümet gelirse gelsin CHP, AKP… Haziran seçimlerinden sonra olacak olan,1991 yılında Turgut Özal’ın belirlediği her halkın kendi kaderini tayin etme hakkının devreye girmesi. Girmesi içinde anayasanın ilk üç maddesinin değişmesi gerekmektedir. Nedir o ilk üç madde?Bölünmez bütünlük kalkacak.Bölünmez bütünlüğün kalktığı anda ve 1991 de Özal’ın AB ile yaptığı anlaşma sonucunda kabul ettiği bu halkların kendi haklarını tayin etme hakkı devreye girdiği anda, Güneydoğu’da sınırlar çizilecek, bayrak oturtturulacak ve denilecek ki : “burası bizim”. Burası bizim denilen bölge tamamen Barzani ile entegrasyonun düşünüldüğü o bölge. O zaman Türkiye’de bir kalkışma olacağını varsayıyorlar. Bu kalkışma olduğu zamanda o füzeler bu kalkışmayı yapanlara yani Türk Silahlı Kuvvetleri’ne çevrilecek! Birinci grubun projesi işte bu!!

Bir iç savaş mühendisliğinden bahsediyorlar yani, bu yaz Türkiye’de!

İkinci güç odağı İngiliz- Amerikan -İskandinav grubu yani Rothshield /Soros vs. grubu buna karşı çıkıyor… Değerler diplomasisi, yumuşak güçle fetih çok daha az masraflı ve çok daha etkili diyor!

İşte füze kalkanı da diğer adımları da şimdi bu güç savaşı belirleyecek… Hatta Türkiye’de hükümetin duruşunu muhalefetin gidişatında bu kavga belirleyici olacak…

Bütün bu oyuna karşı gelebilmek için gerçek bir muhalefet gerek. Türkiye’de gerçek Muhalefet var mı ? Esas ana soru budur. Siyasi manada gerçek muhalifleri tek tek görebiliyoruz ama siyasi parti bütünlüğü içinde ‘muhalefet’ göremiyoruz. Çünkü : CHP’de, MHP’de, AKP’de sonuçta serbest piyasa ekonomisini istiyor.Eğer birisi serbest piyasa ekonomisi, Nato’ya bağlıyız, Gümrük Birliği’ne devam edeceğiz, Avrupa Birliği bizim son hedefimiz diyor ise o muhalefet değildir. Ama bu partiler içinde bunları söyleyen siyasiler var…”
2) Sayın Başbakan birkaç ay evvel Yunanistan ile karasularımızın 12 mile çıkarılabileceğinin sinyallerini verdi.Hem bu konuda hemde İsatiklal Marşımızın, Andımızın kaldırılmak istenmesini ve demokratikleşmeyi anayasadan “TÜRKLÜK” ibaresinin çıkarılmasına bağlayan iktidarı bir Türk vatandaşı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?


    BANU AVAR: “Şimdi 2001 yılına kadar Türkiye’de Kemal Derviş’in başkanlığında ekonomik bir darbe yapıldı.Bu darbenin sonunda bir gecede on beş yasa çıkarıldı. Mesela, tahkim yasası getirildi, Türk hukuku AB’ye bağlandı. AB mahkemeleri bir üst mahkeme konumunda… Bir davamız olduğunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidiyoruz. AB’ye gidiyoruz.Bu nedir? Bağımsız olmayan bir ülkenin durumu.İlk önce ekonomik durum halledildi. Özelleştirmeler yapıldı, fabrikalar satıldı hemen hemen neredeyse her şey özelleştirildi. Bu darbe bittikten sonra işin ikinci faslı kaldı. Şuan biz bu ikinci faslını yaşıyoruz. İşin bu ikinci faslı psikolojik harptir. Yani ekonomik değişimin halka sindirilmesi operasyonu... Şimdi bunun içinde hem Clinton’un hem Bush’un Psikolojik Harp Dairesi başkanlarından Vamık Volkan ( Kıbrıslı bir Amerikalı) ve on sekiz kişilik ekibi çalışmalar yapıyor. Ekibinde Deniz Ülke Arıboğan, Kandil’den inme Seydi Fırat, bir yanında Murat Belge diğer yanında Türk Ocakları İstanbul Şube Başkan’ı Cezmi Bayram var. Bu adam Cumhur Başkanına 72 madde götürdü. Bu maddeler içinde : Türklüğün tedavülden kaldırılmasından , Amerikan tarzı ‘ılımlı’ bir İslam’ın yayılmasına kadar yol haritaları var. Yavaş ve sindirerek bir toplum mühendisliği öngörülüyor... Bunu nasıl yapacak? Üniversiteler, eğitim ve medya yolu ile yapıyor. Sen sabah akşam televizyonu açtığında devamlı aynı kadrodan aynı yalanları dinliyorsun... Kulakların alıştırılıyor. Değerlerin değiştiriliyor ve tepkisizlik yaygınlaşıyor.”

Resim


3)TGB’li arkadaşlarımızın Erzurum’a gidene kadar polis tarafından dokuz defa kimlik kontrolünden geçirilmelerini ve arkadaşlarımıza karşı sergilenen bu tavrı nasıl değerlendiriyorsunuz?

    BANU AVAR: ”Erzincan’a da sokulmadılar Ben Karabük’teyken beş sivil polis gezdi devamlı arkamdan. İşten atılan Kardemir işçilerine gidersen takip edilirsin, üniversitedeki yanlış uygulamalara hayır! dersen durdurulursun, Torba yasayı protesto edersen biber gazı yersin… Bunun adı demokrasi oluyor!. Bunlar göz korkutma operasyonu. Çaresizliğin işareti aslında…”

4) Cumhuriyet Halk Partisi’nde yaşanan son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Size göre CHP’nin iktidar olma olasılığı nedir?

    BANU AVAR: ”Cumhuriyet Halk Partisinin rotası 70 yıldır şaştı! İsmet İnönü’nün, Falih Rıfkı Atay’ın deyimiyle ileri bir Tanzimatçı oluşu ve idareyi ele alıp Türkiye’yi ‘batılılaştırma’ merakının geldiğimiz noktada vebali vardır. O gün bugün Türkiye ‘Her şeyin en iyisi batıdadır. Doğuda olan her şey kötüdür.’ Görüşüyle beyin yıkamasına uğramıştır. İsmet İnönü ,Atatürk’ün ölümünden üç ay sonra, ilk iş gidip o güne kadar çarpıştığımız İngiltere ve Fransa ile üçlü anlaşmayı imzalamıştır.Zaten o üçlü anlaşmadan sonra Türkiye bir daha ayağa kalkamamıştır. Onun için kusura bakmasınlar. Köy enstitüleriyle de tüm eğitim kurumlarıyla da esasen BATICILIK zihinlere kazınmıştır..Bunu Attila İlhan bir çok kitabında detaylarıyla anlatmıştır. Özellikle Aydınlar savaşı adlı kitabı mutlak okunmalıdır. , Kemal Tahir’in romanları mesela Bozkırdaki çekirdek mutlak okunmalıdır. Sonuçta Türkiye KENDİ olmaktan çıkıp ‘BATI ÖZENTİSİ’ olmuştur. Ondan sonrası çok kolaydır. Değerlerinizi sevdirirseniz hedef ülkeye her şeyi kabul ettirebilirsiniz. Aydınlar üst kademede batıda eğitilip ülkelerine birer batılı olarak gelmişler ve kendi insanlarına kendi kültürlerine tamamen yabancı kalmışlardır. Kendi halkıyla değil bir Fransızla daha yakın ilişki kuran ‘aydınlar’ ülkesi olmuşuz zaman içinde… Batı tüm istihbarat birimleriyle ülkeyi yön verenleri ele geçirmiştir. Bunlar AKP içinde olduğu kadar CHP içinde de diğer partilerde de vardır. CHP’ye yapılan operasyon, eski ‘devletçi’ geleneği partiden atmak içindi. Şimdi CHP’de Kandil’in avukatı Sezgin Tanrıkulu, PKK güzellemeleri yapan Ensar Öğüt, Soros müdavimi AB’ci Gülseren Onanç, Binnaz Toprak gibi isimler var. Bunlar durup dururken gelmediler oraya.Yoktular daha önce. Dışardan yeniden organize edildi CHP. Şimdi proje AKP içinde eritilmiş MHP ve BDP ile bütünleşmiş CHP. İki partili başkanlık sistemi… Türkiye’ye biçilen kılıf bu… Bu düzenlemeye Türk halkının verecek cevabı olduğunu biliyorum!”

5) AKP’nin kuruluşu hakkındaki bilgilerinizi bizimle paylaşabilirmisiniz?

    BANU AVAR: ”Onu, Arslan Bulut’ta 1  bir çok insanda yazdı. Zaten cumhurbaşkanı bir röportajda Sedat Sertoğlu’na söylüyordu: Colin Powell ile yaptığı bir görüşmeden söz ediyor. 2 sayfa 9 maddelik bir anlaşma imzalandığını açıklıyor. Maddeler sorulunca “Her şeyi de söyleyemem ki!’ diye cevaplıyor… Ama 8 yıllık icraat kiminle ne gibi anlaşmaların altına imza konmuş ispatlıyor… Kürt, Ermeni, Patrikhane Kıbrıs açılımları… Petrol altın, gaz, madenler demir çelik tarım yani Türkiye’nin nesi var nesi yoksa peşkeş çekilmesi, işçi emekçi haklarının yok edilip köleleştirlmesi . Bakın her gün gazetelere... Nelerin altına imza atmış hükümet? Belli!

Resim


6) Türk Telekom Arena’nın açılışında ıslıkla ve yuh sesleri ile Galatasaraylı taraftarlar tarafından protesto edilen başbakan ertesi günlerde çok sert açıklamalarda bulundu.Kurmayları da bu konuda çok sert açıklamalar yaptı ve protestoyu yapan taraftarların kameralar ile belirlenip cezalandırılacağı duyruldu.Bu yaşanan olaylardan yola çıkarak artık bir dikta rejiminin Türkiye’ye egemen olduğunu ve Devlet başkanlığı sisteminin kabulü ile de bu yapının daha da pekişeceğini ve kırılmaz bir hal alacağını söyleyebilirmiyiz?

    BANU AVAR: ”İki yüz tane kameradan teker teker adam seçecekler ve cezalandıracaklar. Ne için? Sırf başbakanı protesto ettiği için. Ne oldu peki? Bunun adı faşizm olur. İnsanların ne söyleyecekleri ve ne söylemeyecekleri ve eğer bindirilmiş kıtalar ortada yoksa başka tepkilerin olduğu ve bununda çok tehlikeli bulunduğu ortada. Diktatör nedir? Kendi ülkesinde kendi kurallarını uygulayan adamdır. Gerçek diktatörler bile kendi ülkelerinde kendi kurallarını uygulayan adamdır.Bizimkiler diktatör bile olamazlar. Neden? Çünkü dışardan emir alıyorlar. Dışardan emir alandan da diktatör olmaz. O emirlerin uygulayıcısı olur. Kaç kişiyi toplayabilir, kaç kişiyi Silivri’ye koyabilir.Bunun sonu yok. Bir yerde çatlar.Bu düdüklü tencere gibidir. Kaynar kaynar bir yerde patlar!.”

Röportaj : ÖZGÜR VİRLAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder