Anasayfa

Salı, Şubat 22, 2011

'Devrim' Değil, 'Paylaşım Savaşı'


'Devrim' Değil, 'Paylaşım Savaşı'

Hala tarafım Trablus’dan evlenmiş. Libyalı akrabalarımız var. İçim yanarak ekrandaki görüntülere bakıyorum… BBC, Bingazi’den, parçalanmış vücutları ekrana taşıyor. Kanla yıkanmış insanların çıplak bedenleri özel teknikle saklanıyor… El Cezire de CNN de öyle yapıyor..Hani izleyenleri rahatsız etmemek adına! Ne kadar insanca!!!

Önce bir ülkeyi başından ayağına kendine bağlayacaksın. Yıllarca tüm kılcal damarlarına yerleşip neyi var neyi yok el koyacaksın. Eğitip şekillendirdiğin ve hertürlü zülmüne destek verdiğin diktatörleri karabasan gibi o ülkelerin başında tutacaksın.

Kaddafi gibileri önce bombalayıp sonra yola getirecek, petrol anlaşmalarıyla işine bakacaksın.

2008’de 165 milyon dolarlık silah satacaksın. (ABD- General Dynamics)

2010’da 200 milyon dolarlık silah daha kakalayacaksın. (İngiltere)

Tüm Afrika’ya yaydığın Blackwaters ya da Xee firmalarında ‘çalıştırdığın’ aç işsiz Afrikalılardan PARALI ORDULAR kurup ‘gereken yerlere’ yollayacaksın!

Kaddafi’nin her biri kendine özel orduya sahip oğullarından Hamis, kendi halkını kana boğarken, Beyda kentinde, Uganda ve Zimbabwe’den getirtilen paralı askerlerden de yardım aldığı ajanslara düştü.
Bizim ekranlarda birileri, ‘dış politika uzmanı’ meslekdaşlar ‘devrim’den sözediyor. Ortada sokaklara dökülmüş halklar var. 30-40 yıldır aç bırakılmış ve baskı altındalar. Ve bir anda sokaklara çıktılar. Ve ardı ardına Kuzey Afrika ülkeleri tek tek düğmelerine basılmışcasına patlamaktalar…

Ekranlardan ‘live’ (canlı) yayınla devrim! Habere mi meraklısınız, izleyin! 24 saat.

Bunun adı: ‘Demokrasi ihracati’!

Yahu bunlar değil miydi, Mübarek’i, Kaddafi’yi, Bin Ali’yi, Prens Salih’i ve daha nicelerini abad eden?

Bir anda mı ‘DEMOKRASİ’ akıllarına geldi.. Tüm batı odakları Libyalılar kan kırmızıya dönerken, yarım ağız ‘Yeter ama kandökülmesin!’ diyor. Konuşurlarken ağızlarından her kelime zar zor çıkıyor. Akıllarında ‘nüfus kontrolü’! Ne de olsa Afrika çok doğurgan, açlık bile nüfus artışını durduramıyor!

Bizimkiler dut yemiş bülbül! Hepsi ‘Big Brother’ın konuşmasını bekliyor!.

Biz biliyoruz! Bu daha bir başlangıç… Daha çok kan dökülecek, şimdiye kadar destekledikleri diktatörler deliğe süpürülecek, silahlar satılacak, paralı ordular kıyım yapacak. Aç aça öldürtülecek, haritalar değişecek, sonra ‘demokrasi’ gelecek.

Deli diktatörlerin sonu geldi. Arap ülkelerini artık akıllı bankerler yönetecek. ‘Türkiye modeli’ demiyorlar mı? Onların dilinde bu, ‘çağdaş’ sömürü sistemlerine ‘entegre’ olmak demek.

Küresellerin hesaplaşması

Düğmeye basıldı. Çünkü kumar ekonomisi zorda! Para bitti. Ekonomi batakta. Amerikan halkı Wisconsin’de sokaklara döküldü, Libya yanıyor bir şey mi?!

Şimdi küresel sermaye için paylaşım zamanı! .

Kuzey Afrika’da halklar ölürken aslında küresel sermaye gırtlaklaşıyor…

Kumar ekonomisiyle ve savaş çıkararak dünyaya hakim olmaya çalışan Washington, İngiltere’yi suçluyor. ‘2007’den beri bir yığın ticari anlaşmayla Kaddafi’yi sen meşrulaştırdın!’ diyor.

İngiltere sessiz ve derinden yaptığı hazırlıkların meyvalarını alırken, dışişleri bakanı William Hague, timsah gözyaşlarıyla Kaddafi’nin İngiltere’de okuyan oğlunu arayıp, ‘kaygılarını’ iletiyor!

Dünyayı paylaşan iki güç odağı Kuzey Afrika ve Ortadoğu üzerinden paylaşım savaşında.

Kullanılan Afrika’nın fakir halkından derlenmiş paralı askerler! Hepsi küresel şirketlerin bordrosunda!

Ölenler, sokağa dökülen , Tunuslu, Faslı, Mısırlı, Yemenli, Bahreynli, Ummanlı, Libyalılar!

Gelecek ne yazıkki, yeni Iraklar, yeni Filistinler, yeni Afganistan Pakistanlar!

Bu daha bir başlangıç. Malum ‘Fas’dan Pakistan’a karışacaktı’ ya ortalık…Chevron’un memuru Condolezza Rice Dışişleri bakanı olunca öyle demişti…

Bu mu devrim dalgası?

‘Bu bir devrim dalgası!’ diyen arkadaşlar, nerede bu devrimlerin liderleri?

Nerede örgütlenmiş işçi köylü kitleler? Nerede ‘Tam bağımsızlık’ sloganı? Nerede ufkun ötesini görenler?

Nerede kanlı diktatörlerin iplerini tutan ABD ve İngiliz emperyalizmine lanet okuyanlar?

Mısır zonkladı, kanadı, günlerce Tahrir meydanında yattı Mısırlı. Şimdi evinde. Yine aç, yine 30 dolar maaşı. Tabii alabilirse. İktidar koltuğunda Mübarek yok artık. Kaddafi’nin saray/çadırı da geçmişte kaldı. Tunus’da Zeynel Bin Abidin’in koltuğu ABD damgalı generallerin altında!

Oysa devrim değiştirir. Hem de kökünden. Olan, geçen yüzyılın ilk yarısında dünyanın hakimi olan İngiltere merkezli küresel sermayenin , ABD merkezli küresel çeteyle hesaplaşmasıdır. Yeniden paylaşım savaşıdır..

Güç çatışması İzlanda’dan başlamış, Baltık, Karadeniz, Kafkasya, Ortadoğu, Kuzey Afrika’ya dayanmıştır.

Artık bir gün bir yıl gibidir! Güç merkezi vahşi batıdan kuzey Avrupa’ya doğru geçmektedir. Artık Washington’dan çok Londra’nın sesi gürleyecektir.

Yıllarca işkence altında yaşayan ve şimdi de kanayan bu ülkelerde son yıllarda istihbarat merkezlerinin dağıttığı yüzlerce milyon doları takip edin.. Gerçeği bulacaksınız…

Küresel çetenin akıl hocası Z. Brezezinski yol haritasını çizmişti! ‘Küresel politik uyanış’ (Global Political Awakening) sağlanacak, bu iletişim teknolojileri kullanılarak önce eğitimli kesimde yankı bulacaktı. Aynı anda hem iktidar hem muhalefet şekillendirilecekti. Televizyondan twittera kadar milyonlar yönlendirilecek, gerisini muhalif gruplar, liderler, ABD patentli öğrenci grupları , STK’lar halledecekti. ‘Demokratikleşme’ ana slogan olacaktı.

Arap ulusları ‘özgürleşecek’ ve DEMOKRATİKLEŞECEKti.

AMA Dünya Bankası’na bağımlılıkları daha da pekişecek şekilde…Bunun için ne gerekirse yapılacaktı.

Ilımlı islam seçeneğinden, hristiyan çağdaşlığa kadar uzanan bir yelpazede!

*-*-*

Yazımın sonuna geldiğimde BBC ekranında sırıtan Libya BP temsilcisi! ‘Yetkililer değişir, kimin kim olduğunu anlamak zaman alır ama iş devam eder!’ diyor…


Banu AVAR, 22 Şubat 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder