Anasayfa

Çarşamba, Eylül 19, 2012

Ahtapotun ana kolları! (7) / Arslan BULUT




Opus Dei’nin yöntemi: Silik insan avlamak
Opus Dei, gittiği her ülkede ilkin mesleğinde çabuk yükselmek isteyen, hırslı, yerleşik, ahlaki değerlere önem vermeyen şahıslarla, kendilerini çok önemseyen fakat nedense adlarını duyuramamış aydınları avladı.

Opus Dei, özellikle basın ve TV’de bu tür insanları destekledi, mesleklerinde adlarını duyurmalarını sağladı. Sonra da bunları kullanarak ülkede her istediğini yaptırır hale geldi.


Aytunç Altındal’ın Birharf Yayınları arasında çıkan “PAPA 16. Benedikt; Avrupa Birliği ve Türkiye” kitabında verilen bilgilere göre “Opus Dei adlı gizli örgüt, 2 Ekim 1928’de Madrid’de kuruldu. Kurucusu sıradan bir papazdı. Adı, Jose Maria Escriva de Balaguery Albas idi. Escriva’nın amacı din adamlarını değil ama en az onlar kadar Katolikliğe sadık laik iş ve meslek sahiplerini bir araya getirerek Papa’ya Vatikan dışında destek olacak varlıklı ve iyi eğitim görmüş elit bir kadroyu oluşturmaktı. Oluşturdu da! Böylelikle Vatikan’a bağlı, fakat onun içinde yer almayan ilk laik muhafızlar örgütü kurulmuş oldu. Doktorlar, işadamları, gazeteciler, yazarlar, avukatlar, mimarlar gibi meslek adamları bir arada Opus Dei  için çalışmaya başladı. Çeşitli ülkelerdeki aynı meslek sahipleriyle ilişki kurdular. Bu ilişkileri sağlayabilmek için iki anahtar kavram seçmişlerdi. Birincisi ‘Diyalog’, ikincisi de ‘Hoşgörü’ idi. Kendisini uygar, barışsever ve eşitlikçi, demokrat kabul eden hiçbir aydının bunlardan sakınması mümkün değildi. Opus Dei, bu kavramları kullanarak birçok ülkede konferanslar, seminerler ve toplantılar düzenledi. Böylece oluşturulan ‘Dayanışma’grupları, gerçekte tek amaca hizmet ediyordu; Opus Dei’nin Vatikan içindeki yerini güçlendirmeye.

Franko’ya destek
Escriva, Diktatör Franko’yu var gücüyle destekledi. Karşılığında Franko kabinesinden 10 bakanlık aldı. Böylece çok büyük bir servet edinme şansını elde etti. Bu sermayeyle yeni ve uluslar arası şirketler kurdurdu. İspanya’nın turizm gelirlerinden büyük pay almaya başladı. İnşaat sektörüne girdi, sonra da eğitime. Çeşitli ülkelerde okullar açmaya başladı.
Opus Dei, gittiği her ülkede ilkin mesleğinde çabuk yükselmek isteyen, hırslı, yerleşik, ahlaki değerlere önem vermeyen şahıslarla, kendilerini çok önemseyen fakat nedense adlarını duyuramamış aydınları avladı. Özellikle basın ve TV’de bu tür insanları destekledi, mesleklerinde adlarını duyurmalarını sağladı. Sonra da bunları kullanarak ülkede her istediğini yaptırır hale geldi. Günümüzde, Opus Dei’nin tuzağına düşmüş, ‘Diyalog ve Hoşgörü’den yana birçok gazeteci ve aydın vardır. Tam bir seküler örgüt gibi çalışan Opus Dei, gerçekte sadece Katolikliğin egemenliğini temin etmeye çalışıyordu.”

Vatikan’ın kirli işleri
Prof. Niyazi Öktem’in Opus Dei ile ilgili incelemesine göre Opus Dei, dünyanın en ücra köşelerine hizmet götürmekte ve bunun için de komik ücretler almaktadır. Öktem’e göre Dan Brown’ın Da Vinci Şifresi adlı romanıyla birlikte Katolik Kilise içerisindeki bir tarikat dünya kamuoyunun dikkatini çeker duruma geldi: Opus Dei. Tanrı’nın Çalışması, Tanrı’nın Ürünü, Tanrı’nın Eylemi, Tanrı’nın Eseri... Opera sözcüğü, opus’un çoğuluydu. Tanrı’nın sesi olan müzik, değişik ton, melodi ve sözcüklerle evrende yankılanırken kutsallığı ortaya koymaktaydı. Tanrı’nın Eseri Tarikatı ne tür bir kutsallığın peşindeydi?
Dan Brown’a göre bu tarikat gizli ve gizemli bir örgütlenmeyle Vatikan üzerinde güç sahibiydi. Vatikan’ın kirli işlerini Opus Dei yürütmekteydi. Vatikan’ın bankalarını örgütün mensupları yönetmekte, kapitalizmin mantığı gereği pis işlere de karışmaktaydılar. Pis işlere öyle bir girmekteydiler ki, icabında mafyalaşmakta, adam öldürmekteydiler. Vatikan’ın resmi teolojisi, ideolojisi onlar için tabu konumundadır, tartışılamaz. Doğrular, hakikat bu ideolojiye eğer ters düşüyorsa o doğrular karalanmalı, yok edilmelidir.

Kutsal kâsenin sırrı!
Örneğin resmi ideolojiye göre Hz. İsa evlenmemiştir, çocuğu yoktur; Hz. Meryem, İsa’dan başka çocuk doğurmamıştır. Oysa dedikodulara göre İsa’nın kardeşi vardır ve kendisi de evlenmiştir. Templier Şövalyeleri bu görüşü savunup Papalığa kafa tuttuklarından, Katolik Kilise’nin bayraktarlığını yapan Fransa, Templier örgütünü XIV. yüzyılda dağıtıp darmaduman etmişti.
İsa ile ilgili dedikoduyu, örtülü olarak Leonardo da Vinci, ‘Son Akşam Yemeği’ tablosunda anlatmaktaydı. Hz. İsa’nın yanında duran kişi aslında havarilerden biri değil, eşi Maria Magdelana idi. İkisi arasında káse konumunda ‘V’ şeklinde bir boşluk görünmekteydi. Bu boşluk Magdelana’nın rahmini simgelemekteydi. Kutsal Káse aslında yoktu, sadece bir simgeydi. Ama birçok güçlü kişi, farklı örgütler son yemek sofrasında şarabın içildiği kutsal kásenin peşindeydiler. Káse ister simgesel, ister gerçekten var olsun. Opus Dei de bu olmayan káseyi bulmalı, olayın dedikodudan ibaret olduğunu ispatlamalıydı.
Katolik Kilisedeki diğer tarikatlara nazaran, Opus Dei mensuplarının sayısı azdır.

“Tanrı’nın devleti”
Vatikan tarafından yayınlanan Annuario Pontificio’nun 2004’te verdiği rakama göre, 45 bini kadın olmak üzere 85 bin civarında üyesi vardır. Tüm üyelerin ortak amacı bu dünyada bir Civitatea Dei (Tanrı Sitesi) yani teokratik devlet kurmaktır.
Opus Dei yoğun bir biçimde eğitim faaliyeti sürdürmektedir. Örgüt, 80 bin öğrenciyle 15 üniversiteye sahiptir. İlk kurulanı ve en büyüğü İspanya’nın Pamplona kentindeki Navarra Üniversitesi’dir. Burada Hukuk, Tıp, Farmakoloji, Felsefe ve Edebiyat, İletişim gibi 15 fakülte vardır. Birçok yeni ilaç bulan Farmakoloji Fakültesi bu alanda dünyanın en gelişmiş araştırma birimlerine sahiptir. Örgütün dünyada 7 hastanesi mevcut olup, bunlarda bin doktor, bin 500 hemşire çalışıp 300 bin hastaya hizmet vermektedir. Dünyada 40 civarındaki ilkokul ve lisesi olan Opus Dei 25-30 bin öğrenciyi eğitmektedir.

Gizli Yahudi örgütü
Bazı dedikodulara göre Opus Dei gizli bir Yahudi örgütüdür ve gizemli Kabala geleneğine bağlıdır. Hıristiyan görünmeleri sadece taktiktir. Bir değerlendirmeye göre ABD’deki Hristiyan görünümlü papazların yüzde 80’den fazlası Yahudi asıllıdır. Bunlara Amerikan literatüründe Marrano Yahudi denilir.

Opus Dei, Katolik Kilisede de bazen ithamlara maruz kalmıştır. 1930’larda Opus Dei merkezlerinde Kabalacı ve Masonik simgelerin olduğu ileri sürülmüştür. İtalya Parlamentosu Opus Dei ile ilgili soruşturma başlatmış, örgütün meşhur P2 Mason locasıyla ilgisi araştırılmıştır.


Balaguery aziz mi paranoyak mı?
Katolik Kilisede, tüm zamanlarda Josemaria Escriva de Balaguery üzerinde en fazla konuşulan azizlerdendir. 1902 yılında Aragon’un Barbastro kentinde doğan Escriva’nın, daha küçüklüğünden itibaren mistik deneyimler içinde olduğu söylenir. Bir insana Papalık tarafından azizlik sıfatı verilebilmesi için zaten mucizeler göstermesi gerekmektedir.
Escriva 1920’de Saragossa Üniversitesinde hukuk tahsili yaparken aynı zamanda din adamı olmak için Seminer diye adlandırılan ’dergáhlarda’din tahsili yapar. Daha sonra Madrit’e geçen Escriva Özel Hukuk doktorası yapar. Bu süreçte kendini fakirlere, kimsesizlere adar, dini kadın kuruluşlarıyla çalışır, hastanelerde hastalara yardım eder.
Kuruluş döneminden birkaç yıl sonra İspanya İç savaşı başlar. Madrid’e Cumhuriyetçiler hákimdir ve din adamlarına baskı uygulamaktadırlar. Escriva önce saklanır, sonra kaçarak Milliyetçilerin merkezi olan Andorra’ya ulaşır. Diğer Opus Dei mensupları da orada, kendisini beklemektedir.
Franco 1939’da Madrid’i ele geçirince, dini lider başkente döner. 1946’da OpusDei’nin ikinci merkezini Roma’da açar. Roma’da yoğun faaliyetlere başlayan örgütün, bu dönemde en önemli çalışması 1952’de İspanya’nın Navarra Eyaletinin başkenti Pamplona’da üniversite kurmasıdır. Opus Dei bu dönemde dünya açılır. Güçlenme sürecinin başlangıcı da Roma’dır ama 1960’lardan itibaren dünya ve özellikle Katolikler Opus Dei’nin önemini görmeye başlamıştır.
Kimilerine göre Escriva, dengesiz, sinirli, paranoyak özelikleri olan biriydi. Çok yakınında bulunan, örgütten ayrılan bazı eski üyeler bu tür ithamlarda bulunmuştur. Escriva’yı gençliğinde tanıyan bazı politikacılar, üst düzeydeki din adamları arasında da benzer değerlendirmelerde bulunanlara rastlanmaktadır.



Kaynak


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder