Anasayfa

Çarşamba, Mart 17, 2010

Bu işsizlikte tacizle mücadele etmek zor!

İşyerinde taciz Türkiye'de de mevcut. Ancak yüksek işsizlik oranı ve yasal düzenleme eksikliği, tacize uğrayanların hak aramasını zorlaştırıyor. İşyerinde tacize uğrayıp uğramadığınızı anlamak için ise bu sorulara cevap vermeniz yeterli.

İSTANBUL - İşyerinde şiddet veya taciz deyince çoğu kişinin aklına fiziksel şiddet veya cinsel taciz geliyor. Halbuki işyerinde yıldırma, yani mobbing, bundan çok daha geniş bir tanıma sahip. Kapasitenizin altında veya üstünde işler verilmesi, değer yargılarınızın alaya alınması, iş arkadaşlarınızın size küsmesi ve iletişimi kesmesi de mobbing tanımına giriyor.

Huzurlu ve verimli bir iş ortamına sahip olmak için, yıldırmanın tamamen yok edilmesi gerektiği muhakkak. Ancak Adli Tıp Enstitüsü'nde doktora yapan Derya Deniz'e göre, Türkiye'de işsizlik seviyesi o kadar yüksek ki, birçok kişi mobbing ile mücadele etme gücü bulamıyor.

TÜRKİYE'DE KİMSE KAPIYI ÇARPIP ÇIKAMIYOR
Yüksek lisans tezini yazarken mobbing üzerine araştırma yapan Derya Deniz, "Türkiye'de mobbing ile ilgili bir yaptırım henüz yok ve işsizlik çok yüksek. Bu yüzden insanlar hak talep edemiyor. Mobbing ile ilgili çalışmaların başladığı yer Kuzey Avrupa ülkeleri. Orada en azından sosyal devlet var. Yani işsiz kalınsa bile biliniyor ki, kişinin bazı masrafları devlet tarafından karşılanacak veya daha farklı bir iş bulabilecek. Ama Türkiye’de böyle bir şey yok. İşsizlik oranı yüksek olunca kimse, 'Sen bana böyle mi davranıyorsun! Ben de o zaman başka iş bulurum' deyip, kapıyı çarpıp çıkamıyor."

KONUŞURKEN KAFAYI ÇEVİRMEK DE ŞİDDET
"İşyerinde şiddetin henüz bir tanımı yok. Çalışanlar işyerinde tacize giren birçok maddenin farkında bile değiller. Zaten işsizlik yüzde 13-16 arası bir oranda. Böyle bir ortamda, işi olan herkes, 'Kapının önüne mi konacağım' endişesi yaşıyor. Bu yüzden Türkiye’dekiler çok daha şiddetli yaşıyor.

Çoğu zaman ortada şiddet olduğu bile fark edilmiyor. Şiddet deyince insanların aklında belli şeyler geliyor. Darpta bulunmak, ya da cinsel emareler gibi... Ama şiddetin çok farklı türleri de var. Düşünün ki iş arkadaşlarınız sizinle konuşmuyor. Bir şey söyleyince kafalarını çeviriyorlar. Bu da bir şiddettir. Ama çoğu insan bunu şiddet olarak tabir etmez. Ancak bir süre sonra bu şiddet nedeniyle psikolojik şikayetler başlıyor.

TÜRKİYE'DE İÇE DÖNÜK OLANA MOBBING YOK
Yabancı ülkelerde mobbing'e daha çok nevrotikler, içe dönükler ve kadınlar maruz kalıyor. Biz araştırmamızda Türkiye'deki duruma baktık. Türkiye'de içe dönüklerde çıkmadı. Yabancı ülkelerde, içe dönük, iddialı olmayan, hırsı olmayan kişiler daha çok tacize maruz kalıyor. Ama Türkiye’de içe dönük kişilere karşı yıldırma daha az.

Ancak nevrotikler Türkiye'de de daha çok mobbing'e maruz kalıyor. Ama orada bir tartışma konusu var. 'Nevrotik olduğu için mi tacize maruz kalıyor, yoksa süreç içinde mi nevrotiklik gelişiyor?' Her ikisi de olabilir. En başta kişinin ruh sağlığı gayet yerindedir. Ama bu tacizlere maruz kala kala bir süre sonra, hırçınlaşmaya başlar. Yani bu durumda mobbing öncesinde ve sonrasında ölçüm yapmak lazım.

ERKEK-KADIN ARASINDA FARK ÇIKMADI
Ben araştırmayı çalışanlarının çoğunluğu üniversite mezunu olan bir kamu kuruluşunda yaptım. 120’ye yakın kişi ile konuştum. Benim araştırmamda kadınlar ve erkekler arasında anlamlı bir fark çıkmadı. Ancak başka bir sektöre gidildiğinde sonuç farklı çıkabilir.

KADINLAR DAHA ÇOK TEPKİ VERİYOR
Ancak erkeklerin tacize uğrama oranı aynı olsa da, psikolojik rahatsızlık bakımından kadınlar daha öne çıkıyor. Erkekler belki daha çok maruz kalıyor mobbing'e, ama kadınlar daha çok tepki veriyor.

KADINLARIN TACİZİ İLETİŞİMİ KESMEK
Uygulamaya gelince... Mobbing'i iki cins de uyguluyor, ama yöntemler farklı. Erkekler cinsel düşmanlık, dedikodu, damgalama, alay etme gibi daha doğrudan yöntemler kullanıyor. Kadınlar ise iletişimi kesmek, sırt çevirmek gibi yolları tercih ediyor.

AMAÇ İŞTEN AYRILMANIZI SAĞLAMAK
Yıldırma sitematik, bilinçli ve düzenli olarak yapılıyor. Ve bunun tek amacı var: Sizin orada mahçup olmanızı sağlamak. Amaç işten attırmak değil, işi kendi kendinize terk etmenizi sağlamak. Yani yıldırmak.

Bunu illa birkaç kişi birden yapmak zorunda değil. Tek kişi de yapabilir. Düşünün ki, yöneticiniz yapıyor. Tek kişidir, ama size yaptığı şey çok etkilidir. İş arkadaşlarınızdan birkaç kişidir ama yine aynı etkiyi yaratır. Aslında en nihayetinde bir kişiyi dışlamaktır yapılan.

BAŞARILI OLMAK İÇİN ALTNDA ÇALIŞANLARI EZENLER VAR
Yöneticinin kişiliği de burada çok önemli. Birçok yönetici kinci, kibirli özellikte olabiliyor. Mükemmeliyetçi olabiliyor. Bu saydıklarımın hepsi çok farklı karakterler ve kendilerini başarılı kılmak için altlarında çalışanları kötü bir şekilde ezebilirler. Veya onlara yetersiz olduklarını hissettirecek kadar sert tavırlara girebilirler. Yöneticinin, çalışanların potansiyellerini çıkarmak için daha destekleyici olması gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder