Anasayfa

Çarşamba, Ekim 05, 2011

PKK’nın Merhametine Kalan Başbakan / Zahide UÇAR


''Amerika’dan eli boş ama BOP adına ev ödevi ile dönen Başbakan; Terörün çözümünü teröristin silah bırakması, yani PKK’nın merhametine bağladı(!)..

Yüzünde yorgunluk ve çaresizlik vardı. Belli ki sınır ötesi harekat izni çıkmamıştı. Biz bu filmi daha önce de görmüş ve yazmıştık. Türk Halkı ve ABD arasına sıkışan Erdoğan en saçma ve zavallı açıklamasını yapıyor: “PKK silah bırakırsa terör minimize olur(!)”

Gül konuşmasında ne buyurmuştu?

“Teröre boyun eğersen, şantaja boyun eğersen, bedelini de şantaja boyun eğen öder.”

Haklısınız Sayın Gül; Kandil rezaleti, terörle mücadeleyi önleyici yasalar ve terörle müzakereleri siz zaten “iyi şeyler olacak” diyerek desteklememiştiniz(!)..''



 PKK-MİT görüşmesinde kanunların ihlal edildiği açıkça söyleniyor. Hakan Fidan insan kasabı, uyuşturucu taciri bir vampirden bilge adam çıkarıyor. Ülkenin her yerinin bomba ile doldurulduğunu söyleyen ise MİT Müsteşar Yardımcısı(!).. Madem biliniyor, neden müdahale edilmedi desek kim cevaplar?

PKK’yı rahtsız etmeyecek valilerin Güney Doğu’ya atandığını bu kasetten öğreniyoruz. Ve askerin o valilerin izni ile terörle mücadele ettiğini düşününce içimiz acıyor.

En vahimi, normal bir ülkede kıyametlerin kopmasına sebep olacak bir itiraf: “Sizinle savaşan ordu içeride.”

Korkunç bir itiraf ama kimseden çıt yok. En önemlisi, konuşması gereken Genel Kurmay Başkanı ölümcül sessizliğe bürünüyor. Bu vesile ile balyoz, andıç ve diğer davaların ne için yürütüldüğünü kendi ağızlarından öğrenmiş oluyoruz. Bu itiraf aslında davaların çöktüğünü gösterir. Dirayetli bir Genel Kurmay Başkanı bunun hesabını sorar ama 2. Hilmi Özkök dönemi başladıysa soramaz.

Evet Sayın Gül, siz AKP’nin Cumhurbaşkanı olarak, şantaja boyun eğen hükümetin bugün azan terör karşısında bedel ödediğini veya ödeyeceğini itiraf etmiş oluyorsunuz. Ben de ilk defa size katılıyorum(!).. Trajikomik bir söz de olsa…

Geldiğimiz nokta “Orduya Psikolojik Operasyon, PKK’YA Psikolojik Destek” verenlerin PKK’nın insafına sığındığı UTANILASI yerdir.

Kibirle herkese tepeden bakan zat, danışmanlarının kıskacında, ABD himayesinde “teröre demokratik çözüm” diye bas bas bağırıyordu. ABD’nin Afganistan, Irak, Libya, Somali gibi ülkelere getirdiği demokrasi(!), kanlı kukla PKK eli ile ülkemize de geldi. Alın size demokratik çözüm.

Ordunun elini-kolunu bağlayıp PKK’yı her eyleminde “PKK niye yapsın, zamanlama düşündürücü” diyerek aklayanlar, PKK niye yapıyor, millete açıklamak zorundadır.

Ordu başarısız diyenler, siyasiler yapması gereken hangi önleyici mücadeleyi yaptı? Uyuşturucu paralarına mı el koydurdu? ROJ TV ve türevlerini mi kapattırdı? Bütün AB ülkelerindeki PKK bürolarını mı kapattırdı? Ne yaptı? Yapılan kocaman bir sıfırdır.. Üstelik bir de PKK’yı önce düz ovaya, sonra da şehirlere yaydı.

Şimdi kıvranıyor Zat-ı Muhterem. İcazet ve taltif ile koltuk kapmanın faturası bir bir önüne konuyor. Yediği hurmalar biryerlerini tırmalıyor ama olan ülkeye oldu. Hem de ülkemin bir çakıl taşına değişmeyeceğim şahıslar yüzünden. AKP’nin mecburiyetleri ülkeyi esir aldı. “Gel kızım seni artist yapayım” hikayesinde ki gibi artist yaptılar ama devlet adamı yapamadılar. Zaten bu topraktan da testi olmaz. PKK’nın silah bırakmasından medet umuyor. Acınası bir durum da, olan ülkeye oldu. 89 yıllık cumhuriyetin 9 yılda içini boşaltıp ABD’nin taşeronu, İsrail’in koruyucusu yaptılar.

Yazık! Yazık ki ne yazık!!

TBMM GASP EDİLMİŞTİR

KHK’ler ile TBMM yetkileri gasp edilmiştir. Bizi halk seçti diye bas bas bağıranlar, halkın seçtiği vekilleri devre dışı bırakarak okyanus ötesinden aldıkları ev ödevlerini acilen yapıyor. KHK’ler vasıtası ile TBMM’nin denetimi engelleniyor.

Pentagon basını ise yağlamaya, bir taşerondan kahraman yaratmaya çalışıyor.

Türkiye Olası 3. Dünya Savaşında Merkez Konumuna Getiriliyor

Sözde NATO, özde ABD Füze Kalkanı Malatya’ya kuruluyor. Füze Kalkanının paralel karşılığı İsrail’de ama şovmenimiz İsrail’e efeleniyor.

İran’ı hedef alan bu füze kalkanı, olası bir saldırıda Türkiye’de vurulacak. Türkiye, NATO’nun “Avrupa için Nükleer Füze Savunma Sistemi”nin tamamlanacağı 2010-2020 yılları arasındaki 10 yıllık sürede yaklaşık 10-11 milyar dolarlık ödeme yapacaktır. Komedi gibi.

Lizbon NATO Antlaşması ile Türkiye’nin ulusal dış politikası, ulusal ekonomi ve ulusal bütünlüğü ipotek altına alınmıştır.

Olası sıcak bir çatışma 3. Dünya savaşını bile tetikleyebilir. Rusya ve Çin İran’ın yanında yer aldığında İsrail ve ABD çıkarları için Türk toprakları savunma merkezi konumuna sürüklenecek, Türkiye kendine ait olmayan bir savaşın içine çekilerek cehenneme çevrilecektir.

Menzili 4300 km. olan radar sisteminin komuta ve kontrolü sadece ABD’ye aittir. Savaş gemilerine monte edilen SM-3’ler ile karada konuşlu PAC-3’ler Türkiye’nin içinde ve etrafında mobil olarak gezecektir.

İsrail’in balistik füzeleri Türkiye dahil bütün Avrupa’yı menzili içine aldığı halde, İsrail’i korumak için füze kalkanının Türkiye’ye kurulması başka gizli sinsi hesaplar içeriyor.

Asıl hedef sözde Büyük Kürdistan, özde ise 2. İsrail Devleti’ni kurmaktır.

İran Türkiye üzerinden saldırıya uğradığında kime saldıracak? Uluslar arası haklarını kullanarak hangi ülke topraklarından saldırı geldi ise o ülkeye, Yani Türkiye’ye saldıracak. Türkiye ABD-İsrail’i korumak adına hedef ülke yapılıp sıcak savaşa sürüklenecek. Bütün sıcak savaşlar ülkelerin haritasını değiştirmiştir. Bu savaşın ülkemizi kaç parçaya ayıracağını kimse öngöremez.

Emekli Kur. Alb. Haydar Ateş diyor ki: “PKK ile yapılan pazarlıklarda Türk Ordusu’nun Güneydoğu’dan çekilmesi şartı kabul edilmiştir.”

Böyle bir anlaşmanın adı ihanettir, hıyanettir.


Bu füzeler Rusya dahil, ABD çıkarına ters düşen bütün ülkelere karşı kullanılabileceğinden, Türkiye kontrol edilemeyecek bir 3. Dünya savaşının merkezi olabilir. ABD ve İsrail kendi savaşlarını kendi ülkelerinin dışına taşıyarak Türkiye’yi bir cephe ülke haline getiriyor.

İran füzeleri Türkiye üzerinde imha edileceğinden, imha edilen füzeler Türk topraklarına düşecektir. ABD-İsrail uğruna cephe ülke haline getirilen Türkiye İran ile savaştırılarak iki ülkede zayıflatılacak, ikinci İsrail devleti rahatlıkla kurulacaktır. Ayrıca her savaş sonunda rejim değiştirmek kolay olacağından elimizde kalan topraklarda Arap ülkeleri gibi kukla bir devlet inşa edilebilir.

Güneydoğu’ya yerleştirilecek ilk füzelerin 45 kilometre olduğunu düşünürsek, bu füzelerin Türk Ordusu’na karşı kurulduğunu bilmek için kahin olmaya gerek yoktur. Demek ki Güneydoğu için gizli projeler var. Sözde Kürdistan, özde 2. İsrail’in kurulması için acele ediliyor.

İncirlik’ten, kendi topraklarımızdan kalkan ABD uçaklarının PKK’ya nasıl yardım ettiğini biliyoruz. Daha da vahimi kendi topraklarımızda Eşref Bitlis’in bindiği uçağı taciz etmiş, hatta düşürmeye çalışmıştır. Doğan Güreş’te İncirlik’ten kalkan uçakların PKK’ya yardım ettiklerini tespit etik diye açıklamıştı.

ABD’nin kontrolüne verilen füze kalkanı Türkiye’nin felaketidir. Ülkesini seven her vatan evladının bu işgale karşı durması gerekir.




Kaynak 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder